
Yaşadığımız dönem, sadece teknolojinin ya da iletişimin değil, aynı zamanda sorumsuzluğun da altın çağı haline geldi. Özellikle toplu konut yaşamı gibi düzenin, adaletin ve iş bölümünün hayati önem taşıdığı yerlerde, bu sorumsuzluk kendisini çok daha yakıcı biçimde hissettiriyor.
Artık neredeyse her sitede karşılaştığımız bir tip var: Kendisini “site yöneticisi” olarak tanıtan ama yöneticilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan biri. Bu kişiler ne kriz yönetebilir, ne sorun çözebilir, ne de sorumluluk alabilir. Tek bildikleri şey, “Ben yöneticiyim” diyerek kendilerine ayrıcalık tanımak; huzur hakkı almak, aidat ödememek ve toplantılarda otorite taslamak.
YÖNETİCİ Mİ, AVANTAJ AVCISI MI?
Gerçek bir yönetici, yaşadığı alanı daha yaşanabilir hale getirmek için çaba harcar. İnsanların sorunlarını dinler, çözüm üretir, gerektiğinde taşın altına elini koyar. Ancak bu yeni nesil yöneticilerin asıl derdi; sitenin değil, kendi konforlarının derdine düşmek. Bahçedeki ağaç kurusa umurunda olmaz, asansör bozulsa “bakarız” deyip geçiştirir, aidatlarla nereye ne harcandığını sorsan ya suçlanırsın ya da “Zaten uğraşıyoruz” cevabını alırsın.
ŞEFFAFLIK YOK, PLANLAMA YOK
Açık söylemek gerekirse, bu yöneticiler yüzünden birçok site adeta kuralsız bir çöle dönmüş durumda. Ne hesap var, ne kitap… Toplantılar formaliteden, kararlar keyfî. Hesap sormaya kalktığınızda ise, sizi şikayet eden bir ton insan buluyorsunuz karşınızda. Çünkü bu tipler, yöneticilikten çok kulisçilikle uğraşıyor.
BU KADARINA DA PES
İşin en acı tarafı ne biliyor musunuz? Bu kişiler, “ben olmasam bu site yürür mü?” havasında… Halbuki onlar olmasa büyük ihtimalle site daha iyi yönetilecek, daha huzurlu hale gelecek. Fakat öyle bir kibir içindeler ki, eleştiriye tahammülleri yok. Çünkü o koltuğun getirilerinden vazgeçmeye hiç niyetleri yok.
NE YAPMALI?
Artık bilinçli bir site yaşamı kültürü oluşturulmalı. Yöneticilik; sadece imza atmaktan, aidat affından faydalanmaktan ibaret değildir. Bu görev, dürüstlüğü, iletişim becerisini ve şeffaflığı gerektirir. İnsanlar yönetici seçerken, dostluklara değil, liyakate bakmalı. Aksi takdirde yöneticiler değişir ama sorunlar baki kalır.
Son söz:
“Yönetici olmak ayrıcalık değil, sorumluluktur.”
Sorumluluktan kaçanlara o koltuk haram olsun!