Türkiye Beyazay Kocaeli Şubesi Başkanı Furkan Uğur Eşitti, Down sendromlular günü ile ilgili olarak bir basın açıklaması yayınladı.
Türkiye Beyazay Kocaeli Şubesi Başkanı Furkan Uğur Eşitti yayınlamış olduğu basın açıklamasında:
“10 Kasım 2011 tarihinde Birleşmiş Milletlerin aldığı kararla 21 Mart’ın Dünya Down Sendromlular Farkındalık Günü olarak çalışmalar yapılmakta.
Bizde Beyazay olarak bu gün ile alakalı dikkat çeken bir çalışma hazırlıyoruz.
Amacımız çocuklarımızın engellileri tanıması ve onlarla doğru iletişim kura bilmesi.
Bu günün çocukları yarının büyükleri olacak.
Engelli vatandaşlar bu gün yaşadıkları sorunları yarın yaşamasın istiyoruz.
Toplumumuz engellileri tanımıyor aslında tüm sorunların ana sebebi bu.
Mesela Down sendromu hakkında bir çok kimse bilgi sahibi değil.
Tüm yaklaşımlarımız onlara duyduğumuz merhametten ibaret.
“Down sendromu bir eksiklik ya da hastalık değil farklılıktır. İnsanlarda 46 kromozom bulunmaktadır. Down sendromlu bireylerde ise kromozomun 47 olduğu ve bölünürken dağılmadığı gözlenmektedir. hisleri çok kuvvetlidir, öğrendiklerini kesinlikle unutmazlar, kin nefret beslemezler, hisleri hassastır”
Tüm dünyada 6 milyon civarında Down sendromlu birey yaşamaktadır. Türkiye’de tam bir veri yok ama yaklaşık 70.000 Down sendromlu kişi olduğu tahmin ediliyor.
Down sendromu olan çocuklarda Hafif veya orta seviye zihinsel ve fiziksel gelişim geriliğine sebep oluyor. dünya sağlık örgütünün verilerine göre 800 doğan bebekten birisi down sendromlu olarak doğuyor.
Down sendromlu kardeşlerimizin uygun eğitim programları ile pek çok başarıya imza atmaları bizleri çok mutlu ediyor. Görüyoruz ki engelli kardeşlerimiz yeterli imkan verildiğinde memleket millet için önemli çalışmaların içerisinde oluyorlar, toplum hayatı içinde anlamlı hayatlar kuruyorlar.
Eskiden okuyamaz bile denilen bu bireyler artık lise, hatta üniversite bitirebilmekte, ikinci bir dil öğrenebilmekte, çalışabilmekte, bağımsız veya yarı bağımsız hayatlar sürebilmektedirler. Bu yüzden hayallerimize sınır koymamalıyız. Bir yandan hayallerimiz sınırsız da olsa çocuğumuzu doğru değerlendirerek ayakları yere basan, gerçekçi gelecek planları yapmanın onun mutluluğunun anahtarı olduğunu da unutmamalıyız.
Zihinsel engelli olmak duygusal engelli olmak demek değildir. Down sendromlu bebekler her şeyden önce bebeklerdir. Beslenme, temizlenme, sevilme ihtiyacı duyan, acıkınca, sıkılınca ağlayan, kızan, küsen, gülen, geceleri sizi uyutmayan bebekler olacak. Down sendromlu gençler de cinsel kimlikleri bulunan, ergenlik bunalımı yaşayan, aşık olan, kalbi kırılan, kardeşi ile kavga eden, kapıları vurup bangır bangır müzik dinleyen, gülen, dans eden gençlerdir. Bizler gibi onlar da tüm duyguları yaşarlar.
Bu yüzden engellileri gerçek manada tanımalı ve yapacağımız davranışları buna göre yapmalıyız” ifadelerine yer verdi.