Herkesin bildiği üzere bundan birkaç ay önce uzun yıllar İzmit trafiğini her Perşembe günü felç eden Perşembe Pazarı kaldırılmış ve Doğu Kışla bölgesinde gayet modern bir kapalı pazar alanı İzmit Belediyesi tarafından inşa edilerek hizmete açılmıştı.
Fikrimce son derece doğru ve yerinde bir karar…
Hatta bana soracak olursanız; Nevzat Başkan’ın İzmit’e yaptığı en mükemmel hizmet…
Gayet modern ve gayet medeni bir proje…
Bu projeden dolayı ben Nevzat Başkana şahsım adına tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum…
***
Geçtiğimiz Perşembe günü sabah saatlerinde kapalı pazar alanında AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker, AK Parti Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, İzmit Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğan, Kocaeli Pazarcılar Odası Başkanı Ahmet Serim, AK Parti İl Başkanı Abdullah Eryarsoy, İl Kadın Kolları Başkanı Serpil Yılmaz, İlçe Kadın Kolları Başkanı Betül Yazıcı, İlçe Gençlik Kolları Başkanı Aykut Çağlayan, pazarcı esnafı ve vatandaşlar katılımıyla bir toplantı gerçekleştirildi.
Toplantıya damgasını vuran Emin Ersin adında bir pazarcı esnafının Nevzat Doğan ve yanındakilere “Ben 16 sene Reise oy vermişim. Benim babam ölsün, Reis ölmesin. Beni Nevzat Doğan, AK Parti’den soğuttu. Böyle bir şey var mı ya. Benim 4 tane yerim var, bebek gibi yerlerim. Bir tane şikayetim yok. Niye verdiler Emin Ersin konuşmasın diye. Ama benim bu arkadaşlarım açamıyor. Burası Güray Oruç’un babasının yeri değil. Güray Oruç denen şahıs bizim burada kalbimizi söktü.” cümleleriyle gösterdiği tepki oldu.
Emin Ersin adında ki vatandaşın vermiş olduğu tepki elbette ki kendisini bağlar…
Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu; bu tepkinin ardından İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan’ın toplantıda yapmış olduğu konuşmada ki bir bölüm…
Bakınız Doğan konuşmasının bir bölümünde ne dedi “Burada şunu da göz ardı etmemek lazım. Bundan önce pazarcıların bulunduğu en iyi yer burada ki herhangi bir yerle eş değerdir. Pazarcımız her yönden kazanmıştır. Adaletli bir şekilde olması için kura yöntemi kullanılmıştır. Alınan bilgilere göre % 95 memnuniyet oranı ortaya çıkmıştır. Zaman zaman bazı sesler yükselebilir. Hele seçim dönemi olunca bunlar daha manidardır. Siyaseten yönlendirilmiş kişilerin toplantıları provoke etme gibi durumları olabilir bunlar normaldir”
Malum üzere Türkiye bir seçim dönemine girdi. 31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak olan yerel seçimler ile ilgili tüm adaylar son derece yoğun bir tempo içerisinde çalışmalarını sürdürüyor. Üstelik bu çalışmalar son yıllarda hiç olmadığı kadar nezaket içerisinde devam ediyor.
- Yeniden aday olmamış bir belediye başkanının gayet nezaket içerisinde giden seçim sürecinde “Hele seçim dönemi olunca bunlar daha manidardır. Siyaseten yönlendirilmiş kişilerin toplantıları provoke etme gibi durumları olabilir bunlar normaldir” cümlelerini sarf etmesi ne kadar doğru?
- Bir vatandaşın haklıdır ya da değildir bunu bilemem ama eleştiride bulunmasını siyasi provokasyon olarak adletmek ne kadar doğru bir yaklaşım?
- Sonuçta orada tepki veren bir vatandaş, hangi siyasi partinin mensubu olduğuna bakılmaksızın o vatandaşın tepkisi dinlenmeli ve gayet nazikçe bu tepkinin cevabı verilmelidir. Siyaset denen bilim bunu gerektirir… Tepkisini dile getiren bir vatandaşın üstelik bir belediye başkanı tarafından provokatör olarak gösterilmesi kadar hatalı bir siyaset yöntemi olamaz…
Bakın o vatandaşın tepkilerine Kocaeli Büyükşehir Belediye başkan adayı Tahir Büyükakın ne cevap vermiş…
“Pazarcılar Odamız ve İzmit Belediyemiz ile birlikte pazarcı esnafının cadde üzerlerinden alınmasını ve kapalı pazarlarda işlerini sağlamak amacıyla birlikte çalışmalar yaptık. İnsanların rahatça gelebildiği ve pazarcıların rahatlıkla tezgah açabildiği bir pazar yerini hep birlikte planladık. Pazar yerlerinin dağıtımıyla ilgili elden geldiğince titiz çalışmalar yapıldı. Birkaç problemden bahsedildi. Görüşüldüğü zaman çözülemeyecek meseleler değil. Biz buradaki bütün arkadaşlarımızın gönüllerini alırız. Genel olarak baktığımızda burada ki memnuniyet oranı çok yüksek”
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tahir Büyükakın “Biz buradaki bütün arkadaşlarımızın gönüllerini alırız.” cümlesiyle orada bulunan herkese tam bir siyaset dersi verdi.
Bir siyasetçinin gelen tepkilere aynı şekilde mukabele etmesi yerine Tahir Büyükakın’ın verdiği cevap gibi gayet uzlaştırıcı ve nezaket dolu cümlelerle cevap vermesi doğru olandır.
Bir siyasetçi her daim nazik ve naif olmalı, sakinliğini hep korumalı, tepkiler elbette gelecek, herkesi mutlu etmek gibi bir şansımız yok.
Bu nedenle, doğru olan yaklaşım Sayın Büyükakın’ın yaklaşımı gibi olmalı, o anda zaten gergin olan ortamı dahada germenin manası yok.
Vatandaş sıkıntılarını dile getirecek, derdini anlatacak, problemlerden bahsedecek ki içini döksün ve kendisini rahat hissetsin…
Siz bir siyasetçi olarak, size derdini ya da tepkisini dile getiren bir vatandaşa “siyasi provokatör” yakıştırmasını yaparsanız, yarın belediye başkanlığınız bittiğinde insan içine çıkamazsınız…
Kalın sağlıcakla…