Akar, Genel Kurulda üç milletvekiline gündem dışı söz verdi.
MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz seçim bölgesinin sorunları hakkında, AK Parti Düzce Milletvekili Fahri Çakır 12 Kasım 1999’da yaşanan depremin 22. yılı nedeniyle, CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin ise sağlık alanındaki sorunlar ve şehir hastaneleri konusunda gündem dışı konuştu.
Şahin’in, 13 şehir hastanesi için ödenecek kira ve hizmet tutarıyla 62 tane 500 yataklı hastane yapılabileceği ifadesi üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, bu iddiaları kabul etmediklerini belirtti. Akbaşoğlu, şehir hastaneleriyle milletin hizmetkarı olmaya devam edeceklerini söyledi.
HDP’nin “Kobani protestolarında yaşanan hukuk dışı uygulamaların araştırılmasına” ilişkin grup önerisinin görüşmelerinde söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Kobani kumpas davasının savcısı bildiğimiz savcılar değil; Kobani kumpas davasının açılmasına karar verenler yine bildiğimiz savcılar değil. Kobani kumpas davasında yargı adı altında oturan üç hakim de bu davanın hakimleri değil. Bu davanın savcısı da başsavcısı da emniyeti de yazanı da çizeni de alanlarda savunanı da AKP’dir.” dedi.
Beştaş’ın konuşmasının ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, kamuoyunda “Kobani davası” olarak bilinen davanın asla ve kata bir “kumpas davası” olmadığını, katledilen vatandaşların hakkını arama davası olduğunu söyledi.
Bağımsız ve tarafsız yargı tarafından bu konunun iddia makamınca iddianameye bağlandığını ve mahkemenin huzuruna getirildiğini vurgulayan Akbaşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Açık bir şekilde Kobani olayları denilen bu olaylarda, 6-8 Ekim olaylarında HDP eş başkanları ve MYK’sı en üst karar organı bütün halkımızı alan tutmaya, sokağa ve her türlü isyana teşvik etmiştir. Dolayısıyla bu konuda en ufak bir tereddüt de söz konusu değildir. Kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Emperyalist ve siyonistlerin, Ermeni terör örgütünün yerini alan, ASALA’nın yerini alan PKK’ya nasıl talimatlar yağdırdığı bizzat PKK elebaşı tarafından ortaya konmuştur. Bu konuda vekalet savaşı yürüten PKK ve onların yardakçıları bilsinler ki asla ve kata sözde Kürdistan adı altında Büyük Ermenistan ve Büyük İsrail Projesi’ne milletimiz de devletimiz de asla geçit vermeyecektir.”
Konuşmaların ardından yapılan oylamada HDP’nin grup önergesi kabul edilmedi.
CHP’nin “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararları” ve İYİ Parti’nin artan döviz kurlarına ilişkin grup önerileri de ayrı ayrı görüşüldü. Yapılan oylamalarla, iki öneri de reddedildi.
Grup önerilerinin ardından Genel Kurulda, Türkiye ile Katar Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin maddeleri üzerindeki görüşmelere geçildi.
TBMM Genel Kurulunda grup başkanvekilleri, yerlerinden söz alarak değerlendirmelerde bulundu.
Akbaşoğlu, bugün Milli Ağaçlandırma Günü olduğunu belirterek, AK Parti iktidarlarınca 5,5 milyar fidanın toprakla buluşturulduğunu söyledi.
Yeşil varlığın milyonlarca hektar arttırıldığını dile getiren Akbaşoğlu, bugün de 81 vilayette milyonlarca fidanın toprakla buluşturulduğunu, geçen yaz yanan bütün ormanlık alanları yeşillendirme çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
Muhammet Emin Akbaşoğlu, yüzde 100 yerli üretilen Hürkuş’un ihraç edilecek noktaya geldiğini, milli muharip uçağın 2022’de üretilebileceğini anlatarak, teknolojik gelişmelerin devam ettiğini vurguladı.
Türkiye’nin İHA, SİHA ve TİHA yaptığını, Bursa’da fabrikası tamamlanmak üzere olan TOGG’un 2022’de banttan ineceğini söyleyen Akbaşoğlu, 540 milyar metreküp doğal gaz rezervi bulunduğunu anımsattı.
Akbaşoğlu, sanayide hamle üstüne hamle yapıldığına işaret ederek, “Asgari ücretten EYT’ye, 3600 ek göstergeden emeklilerin maaşına kadar her alanda çalışmalar devam ediyor. Bunları nihayetlendirerek bütün toplum kesimlerinin alım gücünü artıracağımızı bir kez daha hatırlatmak isterim. Bütçeyle beraber inşallah bunların hepsini bir bir hayata geçireceğiz.” diye konuştu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ise iktidarın, vatandaşın büyük bir geçim sıkıntısıyla karşı karşıya bulunduğunu idrak ettiğini vurgulayarak, vatandaşın alım gücünü artırmaya yönelik çalışmalara destek vereceklerini dile getirdi.
Binlerce şehit ve gazi vermiş güvenlik korucularının maaşlarının hala asgari ücret seviyesinde bulunduğuna dikkati çeken Dervişoğlu, korucuların diğer kolluk kuvvetleri gibi yasal haklara sahip olması gerektiğini ifade etti.
Dervişoğlu, medya ve sosyal medyadaki bazı paylaşımlarda, Kerkük’e 25 Kasım 2021’de Peşmerge’nin gireceği ve asayişi devralacağının iddia edildiğini aktararak, “Bu vahim tehlikenin gerçekleşmeden bertaraf edilmesi bir devlet politikası olarak görülmelidir. Dışişlerimizin derhal harekete geçmesi ve gerekli girişimleri vakit kaybetmeksizin başlatması büyük önem arz etmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da Yunanistan’ın 23 Temmuz 2020’de, Dedeağaç’ta ABD’nin deniz ve hava üssü kurmasına izin vererek, Lozan Antlaşması’na ek Trakya sınırına ilişkin sözleşmenin 1. ve 3. maddelerini ihlal ettiğini kaydetti.
Dedeağaç’ın, Lozan Anlaşması’na göre askerden ve silahtan arındırılmış bölge olduğunu ve böyle kalması gerektiğini belirten Akçay, “Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de ve Ege’deki, ABD’nin Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki tutumu dikkate alındığında son gelişmelerin yakından takip edilmesi elzemdir. Ortak tatbikatlar ve ikili anlaşmalar bahane edilerek sınırlarımızın yanı başında Türkiye’yi çevrelemeye çalışan hiçbir eylem kabul edilemez.” görüşünü paylaştı.
Akçay, İstanbul’da öldürülen Başak Cengiz’e ve Balıkesir Havran’da uyuşturucu operasyonunda şehit edilen polis memuru Abdulkadir Güngör’e Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diledi.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise hem dövizin yükselmesi hem de ilaç firmalarıyla bakanlık arasındaki görüşmelerde uzlaşma sağlanamamasının, eczanelerde bazı ilaçlarının bulunmaması sonucunu doğurduğunu iddia etti.
Verilere göre, eczanelerde halihazırda kanser, çocuklar için ağrı kesici, öksürük şurubuna kadar 645 kalem ilacın bulunamadığını öne süren Beştaş, Sağlık Bakanlığını ilaç krizini çözmesi için gerekli adımları atmaya çağırdı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da İstanbul Ataşehir’de kılıçlı saldırı sonucu Başak Cengiz’in hayatını kaybettiğini anımsatarak, “Türkiye böyle bir manzarayı hak etmiyor. Ataşehir’de meydana gelen olayda hunharca, vahşice Başak Cengiz’in katledilmesi, başımızı öne eğip düşünmemiz gereken bir haldir.” diye konuştu.
Bu canileri görmeyen zihniyet için İstanbul Sözleşmesi’ni hatırlatmayı gerekli gördüğünü ifade eden Altay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu da muhalefete tehdit savurmak yerine işini yapmaya davet ettiğini dile getirdi.
Engin Altay, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın “Fil dişi kulelerden aşağı bakarak çözüm üretemeyiz” dediğini aktararak, “Helal olsun, tarihi bir özeleştiridir.” sözlerini sarf etti.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un da “Enflasyon artıyor ve hayat pahalılığının vatandaşı rahatsız ettiğini biliyoruz” dediğini ifade eden Altay, “Bunlar samimi özeleştirileridir. Keşke saray da AK Parti’nin genel başkanvekillerinin yaptığı gibi doğru tespit yapabilse.” diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu, 3600 ek göstergenin sözünü kendilerinin verdiğini belirtti.
Fil dişi kulelerde değil vatandaşın içinde bulunduklarını, enflasyonun da farkında olduklarını söyleyen Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanından başlamak üzere bütün ilgili ve yetkili birimlerin bu konuda çalıştığını vurguladı.
TBMM Başkanvekili Haydar Akar, 3600 ek gösterge ve EYT’lilerde bir uzlaşma olduğunu gördüğünü belirterek, “O zaman grup başkanvekilleri bir araya gelsin. Yürütmeye ‘bütün partiler mutabakat halinde’ deyip hazırlayalım bu yasayı. Bütün Türkiye bizi alkışlasın.” ifadesini kullandı.
Akbaşoğlu tekrar söz talep ederek, şunları söyledi:
“Dün Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde milletçe İstiklal Mücadelemizi verdik. Bugün de Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye noktasında hep beraber kenetlenelim ve bu manada adil ve merhametli yeni bir dünya kuralım istiyoruz. EYT ve 3600 ile ilgili, zaten biz bunu kanuna dönüştüreceğiz. Parlamentoda bütün partilerle de görüşeceğiz. 3600 ek göstergeyle ilgili, zaten bizim vaadimizdir, bu konuyla ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Yüce Meclisin bilgisine de bunları sunacağız. Hep beraber bunları müzakere edip burada beraber yasalaştıracağız.”
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Teklifin maddeleri üzerindeki görüşmelerde AK Parti ve CHP’li milletvekilleri arasında, Katar ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyükelçilere gönderdiği mektupla ilgili tartışma yaşandı.
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, maddeler üzerindeki görüşmeler sırasında yaptığı konuşmada, uluslararası ilişkilerde devletlerin menfaatleri olduğunu belirterek, “İktidarın, bu memleketin, bu milletin birikimlerini birilerine peşkeş çekme pahasına bir tuhaf Katar sevdası var.” dedi.
Bu sevdanın muhatabının Katar değil, kamuflajının Katar olduğunu ileri süren Tezcan, Tank Palet Fabrikası’nın da yandaşlara bedava peşkeş çekildiğini iddia etti. Tezcan, “Sayın Cumhurbaşkanı çıktı ’50 milyon dolarlık yatırım yapmak lazım, biz bunu yapamıyoruz’ dedi, 20 milyar dolarlık Tank Palet Fabrikası’nı Katarlı ve onun yandaş ortaklarına peşkeş çektiler. Katar Silahlı Kuvvetlerine Türk ordusunun en önemli incisini bedavaya teslim ettiler.” diye konuştu.
Kanal İstanbul Projesi’nde Katar’lı saltanat ailesine “peşkeş çekilen” araziler olduğunu savunan Tezcan, “Katar sevdası dediğimiz bu sevda, para sevdası, yolsuzluk sevdası. Buna itiraz ediyoruz.” ifadesini kullandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ise sataşmadan dolayı söz alarak, Tezcan’ın konuşmasının tamamının çelişkili olduğunu söyledi. Akbaşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Kılıçdaroğlu önce ’50 milyon dolara peşkeş çektiniz’ demişti. Siz de aynı şeyi söylediniz. Sonra buraya sözcüleriniz geldi, ‘1 kuruş bile almadınız’ dedi. Kılıçdaroğlu 2021 bütçe konuşmasında aynı sözü söyledi ‘1 kuruş bile almadınız’ dedi. Önceki Kılıçdaroğlu’nun sözü mü doğru, sonraki mi doğru? Siz şimdi başa döndünüz, kendi genel başkanınızı yalanladınız. Peşkeş çekilen bir şey yok. Katar’ın İngiltere’de, Almanya’da, Avrupa’da bir sürü yatırımı var. Niye Katar’ın Türkiye’ye yatırım yapmasından gocunuyorsunuz?”
Tezcan da sözlerinin, Kılıçdaroğlu ile çelişmediğini dile getirerek, “50 milyon dolar yatırım yapamıyoruz dediniz, 1 kuruş para almadan verdiniz. Dün de söylediğimiz buydu, bugün de söylediğimiz bu.” açıklamasında bulundu. Ülkelerin yaptığı yatırımlardan rahatsız olmadıklarını dile getiren Tezcan, yatırım adı altında üstü örtülenlerden rahatsız olduklarını kaydetti.
Akbaşoğlu, CHP’li milletvekillerinin aslında Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyükelçilere yazdığı mektuptan duyduğu rahatsızlığı bastırmaya çalıştığını ifade ederek, “Türkiye’nin iç işlerini Batılılara şikayet, ‘bağımsızlık benim karakterimdir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk ilkelerine taban tabana zıttır. Yazıklar olsun.” görüşünü paylaştı.
Tezcan, Kılıçdaroğlu’nun milletini utandıracak bir şey yapmadığını kaydederek, onun, Kanal İstanbul Projesi’ne karşı dünyayı uyardığını ve buraya böyle bir yatırıma gelmek isteyenlere, “bizden size gelecek yok” dediğini savundu.
Akbaşoğlu, bu mektubun bir utanç mektubu olduğunu belirterek, “Bu, gayrimilli bir tutum ve davranıştır. Bağımsızlığımıza, egemenliğimize halel getirecek bir mektuptur. Yazılır yazılmaz da millet nezdinde çöp tenekesine atılmıştır. Bu savunulamaz. Bu milli iradeye hakarettir.” değerlendirmesinde bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da sataşma nedeniyle söz talep ederek, çöpe atılacak mektubun eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, Türkiye Cumhurbaşkanına “aptal olma” dediği mektup olduğunu söyledi. Altay, Kılıçdaroğlu’nun mektubuna dair, “Bu mektup İstanbul’un rantına, talanına, ekolojisine göz dikmeyi düşünen yerli ve yabancı bütün konsorsiyumlara bir tehdit mektubudur. Bunun arkasındayız.” sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanına gelen mektubu yırtıp attıklarını vurgulayan Akbaşoğlu, “CHP’nin kurucu lideri nerede, emperyalistlerden medet uman Kemal Kılıçdaroğlu nerede?” sorusunu yöneltti.
Tartışmanın devam etmesi üzerine Meclis Başkanvekili Haydar Akar oturuma ara verdi.
Ardından devam eden görüşmelerde, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Türk askeri ve polisinin Katar’da işi olmadığını belirterek, “Çok biliyorsanız kendiniz gidin. Binin atlara güvenliği sağlayın.” diye konuştu. Başarır, anlaşmaya karşı olduklarını vurguladı.
Sataşma sebebiyle söz alan Akbaşoğlu, 1940’lı yıllarda İsmet İnönü CHP Genel Başkanı iken yayımlanan Cumhuriyet gazetesindeki “Kemalist Türkiye’den faşist İtalya’ya selam” başlığını okuyarak, “Keşke Atatürkçü olabilseniz, keşke bağımsızlıktan yana olabilseniz” ifadesini kullandı. Akbaşoğlu, Atatürk’ten sonra CHP’nin başkalaştığını dile getirdi.
Başarır, Akbaşoğlu’nun eleştirileri üzerine konuşması sırasında ordunun değil tank paletin satıldığını kastettiğini herkesin anladığını belirterek, “Biz ne Amerika’nın sözcüsü oluruz ne Rusya’nın bekçisi. Biz tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni savunuruz. Sen dön bir aynaya bak. Senin partinin de senin adın da ak değil karabaşoğlu.” diye konuştu.
Akbaşoğlu, Başarır’ın “karabaşoğlu” ifadesi üzerine, Başkanvekili Akar’dan, önce gerekli işlemi yapmasını istedi, daha sonra da ceza verilmesini istemediğini bildirdi. AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu, şöyle devam etti:
“Vermeyin, gerek yok. Yani benden dolayı ceza almasını, böyle bir hazzı yaşamasını istemiyorum. Atatürk’ün ‘bağımsızlık benim karakterimdir, manda ve himaye kabul edilemez’ ilkelerine taban tabana zıt mektubun mahcubiyeti ve suçluluğunun altında ezikliğinizin yansımasını görüyoruz. Yazıklar olsun. Gerçek Atatürkçü CHP tabanı, sizlere büyük bir mahcubiyetle 2023 Haziran’da gerekli cevabı vermek üzere bekliyor.”
Engin Altay, İsmet Paşa olmasaydı Akbaşoğlu’nun bu Mecliste olamayacağını savunarak, İnönü’nün Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşı’na sokmadığını hatırlattı. Ona dua edilmesi gerekirken hakaret edildiğini iddia eden Altay, “İsmet Paşa’dan rahatsız olan bir milletvekili bu çatı altında durmayı hak etmiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Muhammet Emin Akbaşoğlu ise hiç kimseye hakaret etmediğini ifade etti.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamada, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi kabul edildi.
Genel Kurulda, 5’inci Yargı Paketi’ni içeren İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi’nin görüşmelerine geçildi.