TBMM Başkanı Şentop’tan yeni Anayasa açıklaması « İzmit Pusula Gazetesi

14 Kasım 2024 - 03:09

TBMM Başkanı Şentop’tan yeni Anayasa açıklaması

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Türkiye’ye yeni bir anayasa gereklidir. İçerikten bağımsız olarak tamamen, halkın serbest oylarıyla seçilmiş parlamentonun bir anayasa yapması gerekiyor.” dedi.

TBMM Başkanı Şentop’tan yeni Anayasa açıklaması
Son Güncelleme :

10 Mayıs 2022 - 11:41

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Sakarya Üniversitesince (SAÜ) düzenlenen Bilim, Kitap, Sanat, Film, Spor ve Kariyer Festivali’nin (SAÜFEST) açılışının ardından gençlerle, “Türkiye’de Anayasalar ve Siyaset” başlıklı söyleşide bir araya geldi.

Üniversite öğrencilerinin sorularını cevapladığı söyleşide TBMM Başkanı Şentop, 2011 seçimleri öncesinde başlayan yeni anayasa tartışmalarının ardından Mecliste bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulduğunu anımsattı.

Komisyona AK Parti’nin “Başkanlık Sistemi” önerisini getirdiğini hatırlatan Meclis Başkanı Şentop, şöyle devam etti:

“Türkiye’ye yeni bir anayasa gereklidir. İçerikten bağımsız olarak tamamen, halkın serbest oylarıyla seçilmiş Parlamentonun bir anayasa yapması gerekiyor. Türkiye bunu hak ediyor; şu andaki anayasa ne kadar değişiklikler yapılmış olsa da askeri dönemde yapılmış bir anayasa. ‘Zaman içinde yapılmış değişikliklerle bütünlüğü bozulmuş’ diye de söylenebilir. Ama bunun yapılabilmesi için belli bir çoğunluğa ihtiyaç var. Dolayısıyla yeni anayasa konusunda en azından prensip olarak mutabakat lazım. Meclis bunu yapabilir ama samimiyetle bir yaklaşım ortaya koymak lazım.”

Anayasayı somutlaştıranın devletin kurumsal mimarisiyle ilgili bölüm olduğunu aktaran Şentop, “Devlet yetkilerinin kullanımıyla, kullanacak olanların birbirleriyle ilişkilerine dair düzenlemelerdir. Kurumsal mimariyle, teşkilatla ilgili bölüm içermeyen bir metin anayasa olamaz, derler. O bölüm içinde de en önemli kısım hükümet sistemiyle ilgili kısımdır.” ifadesini kullandı.

Önceki dönemde 1961 Anayasası ile başlayan anayasal sistemde, siyasetin alanını daraltan, vesayetçi sistemin işleyebilmesi için parlamenter sistemden yararlanıldığını aktaran Şentop, Parlamento içindeki dengeleri değiştirdiğiniz zaman hükümet kurdurup hükümet düşürtebildiğini belirtti.

O dönemde hükümetin Parlamento içi dengelere bağlı, bağımlı olduğuna değinen Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bir de bunun dışında gizli saklı tehditlerle Parlamento içinde dengelerle oynayan, hükümetlere etki eden birçok durum yaşanmıştır Türkiye’de. Hükümet sistemi değişikliğinde tartışmanın tarihi bir arka planı, tarihi ve siyasi bir derinliği var. Çok daha temelde bir tartışma var. Bu sebeple hükümet sistemi, başkanlık sistemi tartışmaları 1969’dan bu yana mevcuttur. Yeni bir konu değil bu.

Sürücü eğitimi verilen arabalara benzetiyorum ben. Sağdaki aparatları sökmek lazım arabayı normalleştirmek için. Cumhurbaşkanımız gelince sağdaki adama bir dakika deyip adamı indirdik. Sağ taraftaki aparat durdukça birileri sağ tarafa oturmayı isteyecek. FETÖ buydu işte. Sola kim oturursa otursun, sağa oturmak istiyorlar. En temiz iş arabayı değiştirmek, olmazsa aparatları sökmek. Hükümet sistemi değişikliği o müdahale aparatlarını sökmektir. Sistem normalleşti. ‘Geri döndürelim’ demek, suyu tersine akıtmak gibi bir şeydir.”

Sosyal medyayla ilgili tartışmalar konusuna da değinen Şentop, gerçek alem ile sanal alem arasında yapılan işlerin hukuki durumu bakımından bir fark olmaması gerektiğini ifade etti.

Sanal alemde yapılan yanlışlar, hakaretler için de gerçek hayatta olduğu gibi müeyyidelerin uygulanması gerektiğine dikkati çeken Şentop, bütün dünyadaki hukuki düzenlemelerde bazı eksiklerin olduğunu belirtti.

Bu konuda kapsayıcı bir düzenleme yapılması gerektiğini vurgulayan Şentop, şunları kaydetti:

“Bu sadece bizim sorunumuz mu? Değil. Birçok uluslararası toplantıya katıldık. Birçok meclis başkanı da bizimle aynı şeylerden şikayetçi oldu. Afrika’dan, Amerika kıtasından gelen arkadaşlar da aynı şeylerden şikayetçi oldu. Yeni gelişen alanlar olduğu için hukuk sistemi bu konuyu arkadan takip ediyor. Bu alanlarda faaliyet gösteren çok uluslu şirketler, birçok ülkenin ulusal mevzuatını da tanımıyor bazen. Hem ulusal mevzuat, hem uluslararası sözleşmelerle bir hukuk düzeni oluşturmak lazım.”

YORUM YAP