Siyasetle uğraşan 7 den 70’e herkesin en büyük hayali bir gün TBMM’ye girmek ve milletvekili olmanın hazzını hissetmektir.
Bana kimse“ben siyasetle uğraşıyorum ama asla milletvekili olmak istemiyorum” demesin, buna kesinlikle inanmam hatta kocaman bir kahkaha atarım.
24 Haziran seçimine katılabilecek olan siyasi partilerin hepsi milletvekili listelerini hazırladılar ve YSK’ya sundular…
Bundan sonra listeye giren her milletvekili adayına düşen gece-gündüz çalışmak ve kendilerine rey verecek olan seçmenleriyle kucaklaşarak reylerini istemek…
Bu dönem herkesin de bildiği üzere Kocaeli TBMM’de 13 milletvekili ile temsil edilecek…
Sıralamaların ardından vekil adaylarının kimi istediklerini aldı ve partilerinin listelerinin üst sıralarından aday gösterildi, kimi vekil adayları ise istediklerini alamadı ve partilerinin listelerinde çok aşağıda aday gösterildi.
Bu noktada istediklerini alamayan ve partilerinin listelerinde aşağı sıralarda gösterilen adaylar arasında kimileri şimdiden partilerine küstü ve 24 Haziran seçimleri için çalışmama kararı aldı bile, elbette ki bu kararlarını çıkıp da kamuoyu önünde paylaşmıyorlar ama kendilerine yakın olan arkadaş çevreleriyle ziyadesiyle paylaşıyorlar…
Yazımın başlığında da yazdığım gibi SİYASET FEDAKARLIK İSTER ve siyasetle uğraşan herkes siyasetin fedakarlık istediğini yakinen bilir…
Her milletvekili adayı unutmamalıdır ki her siyasi partinin listesinde bir tane 1. sıra, bir tane 2. sıra, bir tane 3. sıra, bir tane 4. sıra var…
Elbette ki her aday milletvekili olmak için partilerinin üst sıralarında yer almak ve milletvekilli olarak o hazzı yaşamak ister ama bir gerçek var ki o da TBMM’ye sadece 600 milletvekili girecek ve bu milletvekillerinin neredeyse tamamı listelerin başlarında yer alan adaylar olacak…
Bu noktada önemli olan listenin altında kalındığı için mensubu olduğu siyasi partiye kırgınlık ve dargınlık duyarak çalışmalara minimum düzeyde değil her ne olursa olsun maksimum düzeyde katılım sağlamaktır.
Listenin alt sıralarında kaldığı için partisine kırgın ve dargın olarak çalışmalara minimum düzeyde katılım sağlamak bir milletvekili adayı için asla yapılmaması gereken bir hatadır.
Bu hataya düşen her milletvekili adayı, bir başka insanın hakkını yemiş olur ki bu durum gerek parti tabanları ve üst yönetimleri tarafından asla affedilemeyecek bir hatadır.
Bu hataya düşen her milletvekili adayı gelecek seçimlerde listenin üst sıralarında kendilerine yer bulma şanslarını şimdiden kaybederler…
Bu nedenledir ki uzun yıllardan bu yana siyasetle uğraşan ve siyaseti iyi bilen bir insan olarak kendilerine tavsiyem, listenin üst sıralarında yer bulamayan milletvekili adaylarının seçim çalışmalarına canla-başla ve maksimum düzeyde katılım sağlamalarıdır, eğer bunu yaparlarsa ben inanıyorum ki bu azimleri partilerinin üst yönetimleri tarafından dikkatle izlenecek ve beğeni toplayarak ilerleyen yıllarda kendilerine listenin başında yer bulmak noktasında son derece faydalı olacaktır. (Elbette ki siyasete devam etmek niyetleri varsa diye de eklemeden geçmek istemiyorum.)
Velhasıl kelam; siyaset kısa soluklu bir iş değil aksine uzun soluklu bir iştir.
Siyasete ciğeri sağlam olanlar devam etmeli ve anlık düşünce ya da gelgitlere kapılmayanlar siyaset yapmalıdır.
Sıralamadaki yeri neresi olursa olsun bir siyasi partinin milletvekili adayı olmak ve yüzlerce insanın başvuruda bulunduğu ve 13 kişilik o listeye giremediği düşünülürse, o 13 kişilik listeye giren herkes son derece şanslı ve partisinin üst düzey yönetimlerinin teveccühüne nail olmuş insanlardır, bu sebeple her milletvekili adayı bu teveccühün kıymetini bilmeli, bu yönde de hareket etmelidir.
13 Kişilik o listede istediği yere giremeyen ve bu nedenle partisine küserek seçim çalışmalarına katılmama kararını çevresinde ki dostlarıyla paylaşan arkadaşlar derhal adaylıktan çekilmeli ve gerçek manada çalışmalara katılmak isteyen gerçek siyasetçilerin önünü açmalıdır.
Bunu en azından parti tabanında ki insanlara borçlusunuz diyorum ve her milletvekili adayına listede ki yeri neresi olursa olsun sonsuz başarılar diliyorum.
Kalın sağlıcakla…