Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, tasarının “imar barışı” bölümüyle ilgili sunum yaptı « İzmit Pusula Gazetesi

7 Kasım 2024 - 05:54

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, tasarının “imar barışı” bölümüyle ilgili sunum yaptı

Plan ve Bütçe Komisyonu, AK PARTİ Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, tasarının “imar barışı” bölümüyle ilgili sunum yaptı
Son Güncelleme :

03 Mayıs 2018 - 23:34

Plan ve Bütçe Komisyonu, AK PARTİ Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplandı.

Komisyonda, “vergi ve prim borçlarının yapılandırılması, emeklilere ramazan ve kurban bayramları öncesi ikramiye ödenmesi, imar barışı, yaşlılık aylığının 500 liraya çıkarılması, genç girişimcilere Bağ-Kur desteği, üniversitelerden kaydı silinenlere af” gibi düzenlemeleri de içeren tasarının görüşmelerine başlandı.

Toplantıda, birçok önemli düzenlemeyi içeren “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın görüşmelerine başlandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, tasarının “imar barışı” bölümüyle ilgili sunum yapıyor.

Özhaseki’nin ardından Maliye Bakanı Naci Ağbal da tasarıyla ilgili bilgi verecek.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul Boğazı’nda bulunan yapıların imar barışı kapsamı dışında tutulması gerektiğini belirterek, “Boğaz’ın öngörünümünde kalan kısımlar bundan muaf olsunlar. Yani istisna maddesi olarak gelsin, bu haktan istifade edemesinler. Çünkü bu boğaz bir tane, ikinci bir boğaz yok. O Boğaz’ın öngörümünde yasa ne emrediyorsa o yapılsın ki biz o boğazla iftihar edelim.” dedi.

Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor.

Bakan Özhaseki, toplantıda yaptığı sunumda, 1950 sonrası sanayileşme süreciyle birlikte kentlerde göç ve nüfus artışı yaşandığına işaret ederek, “Bu hızlı göçün neticesinde ülke olarak, parti, belediye ayrımı yapmıyorum, hazırlıksız yakalandık. Bunun ne getirdiğini göremedik, nasıl bir soruna yol açacağını kestiremedik. O insanlar başlarını bir yere sokmak istediklerinde yol gösteremedik, planlar yapamadık. Haliyle şehre gelen vatandaşlar, başını bir yere sokmak için bulabildiği bir yere evini yapmaya çalıştı.” ifadelerini kullandı.

Özhaseki, nihayetinde gelinen noktada tam olarak Türkiye’de kaç tane konut, iş yeri var, bunların kaç tanesi imara aykırı, kaç tanesi tam iskanlı olduğu konusunda bir sayı olmamakla birlikte TÜİK verilerine göre, ülkede 26,5 milyona yakın bağımsız birimin olduğunu aktardı.

Mehmet Özhaseki, “Bunlar içerisinde özellikle Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlerimiz olduğu gibi Güney Doğu’daki illerimizin büyük bir çoğunluğu, ayrıca Muğla, Antalya, Adana gibi turizm merkezi şehirlerimizin de içinde bulunduğu birçok şehrimizde ne yazık ki imara aykırılıklar var. Bu imara aykırılıkların en az yüzde 60’lar civarında olduğunu tespit ettik.” diye konuştu.

Mülkiyet kaynaklı sorunların yanı sıra ruhsat ve iskanla ilgili sorunların yaşandığına dikkati çeken Özhaseki, bunlarla birlikte tapu tahsis belgelerine ilişkin sorunların da yaşandığını hatırlattı.

Büyükşehir Yasası’nın çıkmasının ardından belediyeleri kapanan beldeler ile mahalleye dönüşen köylerin de birtakım sorunlar yaşadıklarını aktaran Özhaseki, şehirlerin büyümesiyle merkezlerde kalmış fabrikalara zamanla ihtiyaç nedeniyle yapılan eklentilerin de imara aykırılıklar taşıdığını dile getirdi.

“Şimdi bütün bunları yan yana getirdiğimiz zaman kocaman bir sorunlar ordusu karşımızda duruyor ve neredeyse o 26,5 milyon bağımsız birimin yüzde 60’ı bu vaziyette.” diyen Özhaseki, bunların yıkılamadığını söyledi.

Belediyelerin, kaçak yapıların yıkılması için açtıkları ihalelere müteahhitlerin katılmaması nedeniyle bu ihalelerin düştüğünü ve belediye başkanlarınca bu yöntemin, kanuna karşı hile şeklinde kullanıldığını aktaran Özhaseki, “Bazıları da ahlaki bir şey olmamakla birlikte bunu bir koz olarak kullanıyor, kaçak olarak gördüğü mesela 20 yer varsa, eğer iş yeriyse gidip her birinin gözüne bir gözüküyor ay başlarında. Bu da kulağımıza geliyor. Bunları da biliyoruz. Yıkması lazım, yıkmıyor ama göz yumduğu için de kirli ilişkiler başlıyor. Derken bir sorunlar yumağıyla karşı karşıya kalıyoruz.” dedi.

Komisyonda görüşülen tasarı ile vatandaşa önce kendi rızası ve beyanıyla müracaat hakkı tanındığını dile getiren Özhaseki, yapı kayıt belgesi verildiği takdirde yapılara elektrik, su ve doğalgazın bağlanabileceğini söyledi.

Özhaseki, “Belediye başkanları hapis cezasından tabi haliyle kurtarılmış oluyorlar. Vatandaş da kaçaklıktan, komşusundan almaktan, kavgadan, beladan kurtulmuş oluyor. Yıkım kararları durmuş oluyor, idari para cezaları düşüyor.” açıklamasında bulundu.

Bunun herhangi bir şekilde bir müktesep oluşturmadığını vurgulayan Özhaseki, “Yani vatandaşın hali hazırdaki oturduğu yer imarda 6 kat gözüküyor ama bir kat ilave etmiş, 7 kat. Yıktığı zaman o 7 katlı hakkı almıyor. Belediyesine gidiyor, meri mevzuatta ne varsa ona uygun yapıyor. Biz sadece ne varsa bir kayıt altına alıyoruz. O kayıtla birlikte de devletle olan bu ihtilaflarını çözüme kavuşturuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:

“Tabii 31 Aralık 2017’ye kadar olan yapılmışlarla ilgili bu teklifi verdik. Bunun içerisine, değişik şekillerde düşündüğümüzde bizi belki de rahatsız eden konuların önünü kesecek şekilde birtakım istisna maddeler getirebiliriz. Benim teklifim şu; Boğaz’ın öngörünümünde kalan kısımlar bundan muaf olsunlar. Yani istisna maddesi olarak gelsin, bu haktan istifade edemesinler. Çünkü bu boğaz bir tane, ikinci bir boğaz yok. Şimdi burada hakikaten bakıldığı zaman çok değerli birtakım orada binalar var. ‘Bunlar da verip kurtulacak mı’ gibi bir şeyle bakılıyor ama benim oradaki meselem parayla da ilgili değil. O Boğaz’ın öngörünümünde yasa ne emrediyorsa o yapılsın ki biz o boğazla iftihar edelim. Oraya bu af maddesi gelmesin, öngörüme gelmesin. Bunu burada eğer isterseniz, uygun görürseniz bir önergeyle verebiliriz.”

Bugüne kadar imar mevzuatına ilişkin değişik af yasaları getirildiğini hatırlatan Özhaseki, ancak bunların yaşanan sorunu ortadan kaldırmadığını dile getirdi.

İmar mevzuatına aykırılıkların önüne geçmek için çok sert kararlar alınabileceğini kaydeden Özhaseki, “(Bunu yapan, yaptıran, fenni mesulu ve belediye başkanı hapis cezasıyla cezalandırılır) diyelim. Şimdiye kadar olanı kayıt altına aldık. Bunların hepsi tamam ama bundan sonra yapılmamasını sağlamanın tek yolu caydırıcı bir ceza. Bu cezada da af, erteleme vesaire falan da olmasın. Bakın, yapılıyor mu yapılmıyor mu bundan sonra. Bana göre kimse yaptırmaz ve yapmaya da teşebbüs etmez.” dedi.

Özhaseki, yapı denetim lisanslı kuruluşların, elektronik ortamda, sıralı bir şekilde görevlendirilmesine ilişkin bir uygulama teklifini de komisyona sunacaklarını aktardı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Standard&Poor’s’un (S&P) Türkiye ile ilgili son raporunun “seçimlerle ilgisi olmadığı” yönündeki açıklamalara, “Bu açıklama, onlar adına utanç vericidir. Bu ülkede seçim olduğunu bilmiyor musun?” diyerek tepki gösterdi.

Plan ve Bütçe Komisyonunda, “vergi ve prim borçlarının yapılandırılması, emeklilere ramazan ve kurban bayramları öncesi ikramiye ödenmesi, imar barışı, yaşlılık aylığının 500 liraya çıkarılması, genç girişimcilere Bağ-Kur desteği, üniversitelerden kaydı silinenlere af” gibi düzenlemeleri de içeren tasarının tümü üzerindeki görüşmeler sürüyor.

Ağbal, görüşmeler sırasında milletvekillerinin, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu düşürmesiyle ilgili değerlendirmelerine yanıt verdi.

Raporu baştan sona okuduğunu belirten Ağbal, kuruluşun Şubat ayında, bir sonraki değerlendirmeyi Ağustos ayında yapacağını söylediğini anımsattı.

Rapordaki yer alan unsurların, bir önceki rapordaki değerlendirmelerle aynı olduğuna dikkati çeken Ağbal, “Anlaşılmaz şekilde, seçime gidilen bir ülkede, yeni ve olağanüstü hiçbir gelişme yokken neden bu raporu yazdılar” diye sordu. Ağbal, şöyle konuştu:

“Seçime yakın zamanlarda bu tür değerlendirme raporları yazılmaz. Seçim sonrasında ortaya konulur. S&P’yi, plansız programsız böyle bir açıklamaya sevk eden yeni gelişmeler nelerdir? Kuruluş, bu açıklamaya kendisini iten durumu açıklamalıdır.

Dün, kuruluşun yetkilisi kalkmış ‘bu açıklamamızın seçimle ilgisi yok’ diyor. Bu daha da abes bir şey. Seçim olan bir ülkenin ekonomisine ilişkin açıklama yapacaksın, sonra ‘seçimle ilgisi yok’ diyeceksin. Gülerler insana. Kuruluş, kendine yakışmayan bir tavır sergiledi.

Şubattan bugüne genel trendde olağanüstü bir değişiklik olmaksızın bu açıklamanın yapılması, siyaseten kendisini malzeme yapmaktan başka bir şey değil. ‘Raporun seçimlerle alakası yok’ açıklaması, onlar adına utanç verici bir açıklamadır. Bu ülkede seçim olduğunu bilmiyor musun? Bizim duruşumuz, siyasi polemik duruşu değil. Bu zaman diliminde hiçbir şey yapmamaları lazımdı. Niye Amerika’da FED seçim öncesi karar almadı da kimse ses çıkarmadı?”

YORUM YAP