İzmit Belediye Meclisi ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Meclis Üyesi Hakan Tanta’nın ‘mesire alanı ’adı altında İzmit Orman İşletme Müdürlüğü’nden kiraladığı iddia edilen 125 dönüm Orman arazisi hakkında, Orhaniye Muhtarı Recep Özcan, açıklamalarda bulundu. Özcan yaptığı açıklamasında “Bölge halkı olarak, orman arazilerimizin tabiri caizse gasp edilmesini önleme mücadelemiz görmezden gelinerek, sesimizi duyurmamız engelleniyor, inatla birileri kahraman ilan ediyor ”dedi
Orhaniye Köyü Muhtarı Recep ÖZCAN’ın açıklamaları şu şekilde;
Öncelikle ilimizde faaliyet gösteren basın kuruluşlarını bölge halkı olarak kınadığımızı belirtmek istiyoruz. Günlerdir derdimizi anlatmak için çabalıyoruz. Hakan Tanta’nın açıklamaları boy boy yayınlanırken bizlere cevap hakkı tanınmadı. Hemen hemen her gazetenin köşe yazarı Hakan Tanta’yı kahramanlaştırırken, bizim vermeye çalıştığımız mücadeleyi ise siyasi komplo olarak yorumladı. Bizleri suçlu ilan ettiler. Asıl bizim derdimizi anlatmaya çalışma mücadelemizi siyasete çekerek siyasi mağduru oynamaya çalışan Hakan Tanta, görülmedi. Bir tane bile basın kuruluşu bölgeye gelerek doğruları öğrenmeye çalışmadı ve bizlerle temas kurmadı. Bölge halkı olarak, orman arazilerimizin tabiri caizse gasp edilmesini önleme mücadelemiz görmezden gelinerek, sesimizi duyurmamız engelleniyor, inatla birileri kahraman ilan ediyor. Bu sebeple ilimizde faaliyet gösteren tüm basın kuruluşlarının vicdanına seslenerek bu açıklamayı yapıyorum.
“BİZİM DERDİMİZ, ORMAN ARAZİMİZDİR”
Saygı değer Kocaeliler, köyümüz Orhaniye ve komşu köylerimizin yıllardır ortaklaşa kullandığı 125 dönümlük bir arazi söz konusu. Bu alan mesire alanı kullanımı için sizce çok fazla değil mi? Üstelik bizim bölgemiz turizm alanı değil, tarım alanıdır. Bahse konu olan bu 125 dönümlük arazinin ihalesi basına yansıdığı gibi 2020 yılında değil, 2023 yılının 8.ayında gerçekleşti. Bu projeden ise, bizler bölge halkı olarak, muhtarlar olarak haberdar edilmedik. Konu inatla çarpıtılarak sürekli yalan beyanlar ile kapatılmaya çalışılıyor. Bizim Sayın Hakan Tanta’nın tapulu arazisi üzerine ruhsatlı yapmak istediği yapılar ile ilgili bir itirazımız veya bir karşı çıkmamız olmamıştır. Eğer olsaydı bu çoktan gerçekleşirdi. Hakan Tanta’nın girdiği ihaleye de ‘kanunsuz, nizamsız yaptı’ diye bir suçlamamız olmamıştır. Bizim derdimiz, orman arazimizdir. Bu bölgede yaşayan geçimini sağlayan vatandaşlar olarak kaygısını ve korkusunu yaşadığımız geleceğimizdir. Hakan Tanta nasıl cebini düşünüyorsa, bizlerin de geleceğimizi düşünmemiz gayet doğaldır. Herkesin doğacılığı kendinedir. Biz bölge halkı olarak, ormanımızın kimsenin tekeline verilmesini istemiyoruz. Eğer bizler sessiz kalsaydık, o bölgede neler olacağını hep birlikte görecektik.
“BİZLER BU KENTİN İNSANLARI DEĞİL MİYİZ?”
Bu alan ile ilgili bölge halkımız ile herhangi bir görüşme yapılmamıştır. Proje ile ilgili bir fikir alınmamıştır. Böyle bir projenin bölgemize hiçbir faydası olmayacağı gibi, tam tersi zararları olacaktır. Bahse konu olan bu proje tamamen bireysel ve şahsi kullanım amaçlı. Bizleri ve komşu köylerimizi çok mağdur edecek bir projedir. Ayrıca ihale aşamasına kadar da niye gizli tutulduğunu da anlamış değiliz. Bizler bu projenin bölge halkı olarak yaşam alanlarımızı korumaya, ortak kullanım alanımızın yok edilmesini ve kısıtlanmasını önlemek amacıyla itiraz ettik ve sesimizi duyurmaya çalıştık. Lütfen bizlere sahip çıkın. Bir haftalardır kamuoyunda nedense kıyamet koparılıyor. Bir Allah’ın kulu da bizleri arayıp, ya da gelip yerinde görüp tepkimizi ve sorunlarımızı tarafsız doğru haber yaparak yardımcı olmuyor. Bizler bu kentin insanları değil miyiz? Basınımız sadece Hakan Tanta’nın sesini duyurmakla mı mükellef? Ayrıca, ne tesadüf ki, bölgemizde bir tarım arazisi satın alınıyor, sonra bir şirket kuruluyor, bu arazi şirkete devrediliyor, şirket adını da bölgemizde bulunan ‘yanık tepe’ ormanlarının ismi veriliyor, İzmit Orman İşletme Müdürlüğü’de bu bölgeyi şirketin talebi üzerine ‘Orman Park’ olarak ihale ediyor. Şirkette burayı tek taraflı ihaleye girerek, projeden kimsenin haberi olmadığı için aylık 4 bin TL’ye yıllık 48 bin TL’ye 20 yıllığına kiralıyor. Körler sağırlar birbirini ağırlar misali. Bu ihale bizce soru işareti değil midir?
“BÖLGE HALKIMIZ HAKAN TANTA’DAN BÜYÜKTÜR”
Biz bölge halkı olarak, haklı olduğumuz mücadelemizi vermeye çalıştık. İhale çok şükür iptal edildi. Bu süreçte, bizlerin sesini duyurmaya çalışan dürüst basın mensupları karalanmaya çalışıldı. Kocaeli’de sesimizi duyan tek siyasi olan Milletvekilimiz Radiye Sezer Katırcıoğlu’da aynı şekilde. Buradan Milletvekilimiz Sayın Radiye Sezer Katırcıoğlu’na da çok teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız. Şahsım ve bölge halkım olarak sizlere çok teşekkür ediyoruz. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Verdiğiniz mücadeleye yakinen şahit olduk. Sesimizi duydunuz bizleri ciddiye aldınız. Milletin Vekili olduğunu ispatladınız. “Asıl olan millettir, Millette rağmen hiç bir şey olmaz” dediniz. Her daim bizlerde sizlerin yanında olacağız asla yalnız değilsiniz.
“BU İŞİ SİYASİ KOMPLOYA ÇEVİREN KENDİSİDİR”
Bölge halkımız Hakan Tanta’dan büyüktür. Bu bölgede yaşayan, insanları kimse görmezden gelemez.’Aldım,oldu,bitti’ denilerek heba edilecek ormanımız yok bizim. Biz bölge halkı olarak, kimsenin gazına falan gelmiyor, gerçekleri yakinen görüyoruz. Bu işi siyasi komploya çeviren Hakan Tanta’nın kendisidir. Bizleri kale almayan, doğru dürüst bilgi vermeyenler, konu kamuoyuna yansıyınca bilgilendirme yapmaya başladı. Sözde kendilerinin mağdur edildiği iddiası ile basın aracılığı ile resmen bizlere savaş açtı. Bölge halkımız ve köylümüz bu yapılanları kenarıya not etti.
“SESSİZ KALAN SİYASİLERİ DE VİCDANLARIYLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUZ”
Bizler atalarımızdan buyana yüzyıllarca bölgemizde ortaklaşa yaşam alanlarımızı koruduk, kullandık, şahsi kiralamadık, kiralatmadık. Bundan sonra da, kimseye şahsi kiralatmayacağız. Boşuna hiç kimse basın aracılığı ile kıyamet koparıp şahsi gayrimenkulleri elinde alınmış gibi mağduriyeti gösterip haklı çıkmaya çalışmasın. Siz siyasetçiler ve biz köy muhtarları vatandaşların sorunlarını dinlemekle,, haklarını, korumakla, derdine, acısına merhem olmakla ve seslerini duyurmak ile yükümlüyüz. Sessiz kalan siyasileri de vicdanlarıyla baş başa bırakıyoruz. Bu açıklamamla inşallah ne demek istediğimizi ve çabamızın ne amaçla olduğunu anlatabilmişimdir.
