Ülkemize açılan ekonomik savaşla başlayan fırsatçıların zam furyası devam ediyor.
Meğerse her ürün dolara endeksliymiş…
Doların yükselmesinin ardından türeyen fırsatçılara denetleme yapılıyor yapılmasına da “bunlara kesilen cezalar ne kadar yeterli?” diye sormadan yapamıyor insan…
Çeşitli sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlara bakıldığında Türkiye genelinde binlerce şubesi olan bir marketin adı zam furyasında öne çıktı.
Bahsi geçen sosyal medya hesaplarından o meşhur marketler zincirine sahip marketle alakalı sayısız paylaşımlarda bulundu insanlar.
Nihayetinde de o markete 50.000 TL. gibi komik bir rakamda ceza kesildiği paylaşıldı sosyal medya hesaplarından…
Şimdi bu bahsi geçen rakama bakıyorum da eğer bahsi geçen sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar gerçekse ve o marketler zinciri doların yükselmesini fırsat bildiyse ve ürünlerine ciddi oranda zam yaptıysa diğer bir dil ile kriz fırsatçılığı yaptıysa ve bu fırsatçılığa sadece 50.000 TL. gibi komik bir ceza kesildiyse söylenecek fazla bir şey yok demektir.
Zira 50.000 TL. gibi komik bir rakam o marketler zinciri için sadece bir-iki dakikalık ciro demek.
Yani “ne şiş yanar, ne kebap” dokunmaz yani bu ceza…
Her zaman söylüyorum, Türkiye’de cezalar çok ama çok hafif…
Misal kırmızı ışıkta geçmenin cezası o cezayı ödeyen vatandaşa dokunmuyor…
Kırmızı ışıkta geçen vatandaşa yaz bakalım 1000 TL. ceza bak bakalım sonra o vatandaş bir daha kırmızı ışıkta geçiyor mu?
O marketler zincirine yazıldığı iddia edilen 50.000 TL. gibi komik bir rakam var ortada…
Yahu adam zaten ürünlere çakmış zammı o 50.000 TL. cezayı çoktan göze almış ve vatandaşın cebinden daha yazılmadan almış 50.000 TL. gibi bir parayı suya sabuna dokunmadan…
Ceza mı yazacaksın o marketler zincirine?
O zaman haksız yere zam yapmış olduğu ürün başına çak 50.000 bak nasıl dokunuyor o zaman o meşhur marketler zincirine…
Değerli okurlarım;
Ülkemiz, uzun yıllardan bu yana kahpe düşman tarafından çepe-çevre sarılmış ve kuşatılmış bir durumda…
Ben inanıyorum ki daha önce yedi düvele karşı direnmiş olan bu aziz devletimiz, bu kuşatmayı da öyle ya da böyle aşacak, aşmalı…
Bu süreçte bizlerin de devletimizin yanında saf tutmamız elzemdir.
Zira devlet olmadan millet, millet olmadan da devlet olmaz…
Devletsiz kalmış olan milletlerin halinin ne olduğunu anlamak için çok uzağa gitmeye gerek yok.
Bakın Ortadoğuya, devletsiz kalmış milletlerin haline…
Bu millet her daim cefakar ve vefakar olmuş bir millettir.
Bu nedenledir ki asla devletsiz kalmamıştır.
Devlet olmazsa, aş olmaz, iş olmaz…
Devletimizin kıymetini bilmezsek yok olur gideriz…
Ekonomik savaşın hedefi olan devletimize destek olmak, devletimizin yanında saf tutmak her birimizin asli görevidir.
Bakınız öyle ya da böyle, az ya da çok hepimiz devletimizin bizlere tanıdığı imkanlardan faydalanıyoruz.
Bizim gidecek başka bir yerimiz, yurdumuz yok hiç olmadı ve olmayacakta…
Dışarıda bu milleti ve milletin devletini güçsüz düşürmek isteyen o kadar çok düşman ve hain var ki akıllara ziyan…
Tüm bu şartlarda dahi devletimiz bizlere olan görevini gücü yettiğince ve elinden geldiği kadar yerine getirmeye gayret ediyor…
Nasıl ki devletimiz bizlere olan görevini yerine getiriyorsa, bizlerinde devletimize olan görevimizi yerine getirmek için yarış içerisinde olmamız gerekiyor.
Para kazanmakta bir şey yok az ya da çok para kazanılır ama para kazanırken insanların haklarına riayet etmek şart…
Evimize götürdüğümüz ve evlatlarımızla paylaştığımız ekmeğin helal olması şart…
Fırsatçılık yapmak kul hakkı yemektir, hakkın olmayan kazancı evlatlarımızla paylaşırsak bunun bedeli ahirette çok ama çok ağır olur…
Elbette ticaret yapıyorsan, kazanç elde etmek en doğal hak…
Ama bu hakkı doğru ve yerinde kullanmak önemli…
Haksız kazanç elde etmek hata, hakkın kadar zam yapmak lazım sattığın ürüne…
Hakkının üzerinde kazanç sağlamak haram…
Bu ekonomik savaş sürecinde herkes devletine sadakatle hizmet etmek zorunda…
Kalın sağlıcakla…
