Kocaeli iş dünyasının lider kuruluşu KOTO, “İtalya Ülke Bilgilendirme Toplantısı & Türkiye İçin Yatırım Fırsatları” konulu toplantı düzenledi. KOTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Gezer’in ev sahipliği yaptığı programda, ODS Danışmanlık Genel Müdürü Okan Seçkin, ülke pazarlarını tanıma, ODS Danışmanlık İhracat Danışmanlığı Birim Yöneticisi Mehmet Aksürmeli- ihracat yapma yol ve yöntemleri, ODS Danışmanlık İtalya Temsilcisi Banu Bakkalbaşı da, İtalya’da iş ve yatırım ortamı hakkında kapsamlı bilgiler verdi.
‘KOTO OLARAK İHRACAT ÖNCELİĞİMİZ’
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren KOTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Gezer, iki ülke arasındaki ticari verileri de paylaşarak “Oda olarak üyelerimizin ihracat yapmasını çok önemsiyoruz. Bu sebeple geçtiğimiz yıl bir ihracat atağı projesi başlattık ve üyelerimizi ihracatın her aşamasıyla ilgili bilgilendirdik. Bu bilgilendirmelerimiz sayesinde ihracata başlayan birçok üyemiz oldu ve olmaya devam ediyor. İhracata başlayan üyelerimizin pazar arayışlarına yönelik olarak da “Ülke Bilgilendirme Toplantıları” organize ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde Özbekistan ve Hollanda ülke bilgilendirme günleri yaptık, bugün de İtalya pazarındaki fırsatlardan bahsedeceğiz. Umuyoruz ki tüm üyelerimiz bu toplantılardan istifade ederler.
TÜRKİYE’NİN EN ÇOK İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİĞİ 3. ÜLKE
Bildiğiniz gibi İtalya, Almanya ve Birleşik Krallık’tan sonra Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştirdiği 3. ülkedir. Ayrıca İtalya, Türkiye’nin 5. tedarikçi ülkesi konumundadır. İtalya Türkiye ticaret verilerine bakacak olursak 2018 yılında ihracatımız (6 milyar 264 milyon dolar) önceki yıla kıyasla % 14,3 artmış; ithalatımız (7 milyar 282 milyon dolar) % 0,4 oranında artış göstermiştir. İtalya – Kocaeli ticaret verilerine bakacak olursak, 2018 yılı TÜİK’ten alınan verilere göre Kocaeli’den İtalya’ya yapılan ihracat 385.373.060 euro ve Kocaeli’nin İtalya’dan yaptığı ithalat ise 653.444.571 Euro’dur. TCMB verilerine göre, 2005-2017 döneminde ülkemizden İtalya’ya gerçekleşen doğrudan yatırım miktarı 276 milyon ABD Doları civarındadır. Türkiye’nin 2017 yılında yurtdışına gerçekleştirdiği 3,18 milyar dolar değerindeki toplam yurtdışı doğrudan yatırımda, İtalya 27 milyon dolar %0,8 pay ile 15. sırada yer almaktadır.
KOCAELİ’DE 10 İTALYAN FİRMA FAALİYET GÖSTERİYOR
İtalya’nın önde gelen 50’den fazla firmasının Türkiye’de temsilcilikleri mevcuttur. Kocaeli’de de İtalyan Sermeyeli 10 firma bulunmaktadır. Türkiye’deki İtalyan firmaların sanayi sektöründe ağırlıklı olarak gıda, hazır giyim, kimyasal ürünler, elektrik-elektronik, makine imalatı, mobilya, demir-çelik, otomotivde; hizmet sektöründe ise ticaret, turizm, haberleşme, bankacılık ve yatırım finansmanı üzerine yoğunlaştıkları görülmektedir. İtalya ile Türkiye arasında büyük bir ticaret potansiyeli vardır. Bugün de burada ODS Danışmanlık firması uzmanları ile İtalya ticaret fırsatlarını konuşacağız” dedi.
DOĞRU İHRACATIN METODOLOJİSİ
ODS Danışmanlık İhracat Danışmanlığı Birim Yöneticisi Mehmet Aksürmeli, ihracata karar verme, başlama ve başarıya ulaşma yöntemleriyle ilgili kapsamlı bilgiler vererek, “İhracat hedeflediğimiz ülkeleri belirlerken ticari istatistiklerden mutlaka yararlanmak gerekiyor. Doğru ülkeyi bulup, görüşmeleri gerçekleştirip, belli bir sıcaklığa getirdikten sonra kendi dilinde ziyaret etmek ve onları ülkemizde ağırlamak gerekiyor. Bu süreçlerden sonra ihracatın olmaması için ya doğru ürün değildir ya aşamayacağımız bir sertifikasyon sorunu vardır. Doğru metodoloji budur. Şöyle bir yanlış algı var. Firmalar, sadece fuar seviyesinde ihracata yatırım yapmayı çok tutarlı ve mantıklı görüyorlar. Bu hatalı bir alışkanlık. Fuarlara harcanan ciddi paralar sonuç üretmeyebiliyor. Bir ihracat departmanının yapması gereken haftada 5 gün potansiyel müşterilerimizi aramak, 6 ayda bir yurt dışı ziyareti planlamak, yılda 1 kez de fuar ziyaretleri programlamak. Fuarlar günümüz için çok yavaş kalıyor. Sadece fuara dayalı ihracat stratejisi oluşturmamalıyız” dedi.
İTALYA HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
ODS Danışmanlık İtalya Temsilcisi Banu Bakkalbaşı da, İtalya’nın yüksek vergiler ve işgücü maliyetlerinin fazlalığı nedeniyle yatırımcıların gözünü korkuttuğunu ancak konum olarak Avrupa’nın tam ortasında yer aldığını açıklayarak, “İtalya dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip. G7’ye dahil olmasından da görebiliyoruz. Her ne kadar Türkiye ve tüm dünya İtalya’yı yemekleri ve doğal güzellikleriyle tanınsa da ciddi bir teknoloji altyapısı var. Bu teknolojik alandaki gelişmeleri otomobil ve makine konusunda çok ilerletmiş durumdalar. Milano şehri son dönemlerin en büyük bağlantı noktalarından birisi. Birçok Amerikan markası Milano şehrini kendine baz alıyor. Milano ekonomik olarak da çok gelişiyor. 61 milyon nüfusu var. Yaklaşık 11 milyonu 19 yaş altı. Çok fazla genç sayılmasa da tüketici için hedef olan 30-50 yaş arası nüfusun yüzde 27,5’ini oluşturuyor. İtalyan ekonomisi 1.8 trilyon civarında. Kişi başı milli geliri 30 bin dolar ve IMF’nın tahminlerine göre toplam milli gelir 2.5 trilyon civarında olacak.
KUZEYDE ORTA VE GÜNEY İTALYA’DA BİRÇOK POTANSİYEL VAR
Avrupa’nın ortasında bulunuyor. Türkiye’ye yakınlığı çok önemli bir unsur. Federatif bir yapıya sahip. Nüfus çok dağınık. İtalya deyince hepimizin aklına Milano ve Roma geliyor ama Milano’nun nüfusu 1,5 milyon, Roma’nın nüfusu ise sadece 3,5 milyon. Bu da şu demek: Türk firmaları ihracat yapacakları zaman İtalya’nın neresine gidecekler? Hangi bölgeye, hangi şehre, hangi alana odaklanacaklar? Kuzeyde orta ve güney İtalya’da birçok potansiyelleri var. İtalya ile olan ihracatımız gerçekten çok önemli. Türkiye ve İtalya arasındaki işbirliklerinde bakacak olursak; Bizim için onlar 3., onlar için biz 4. sıradayız. Şuanda maalesef biraz düşüşe geçmiş durumda. Dolar bazında bile düşüşe geçmiş durumda. Halbuki en yükselmesi gereken dönem. Çünkü İtalya’da vergiler çok yüksek. Her türlü vergi çok yüksek. Hem gelir vergisi çok yüksek, hem personel maliyeti çok yüksek. Bütün Avrupa’da öyle ama İtalya’nın biraz daha farklı bir özelliği var.
TÜRKİYE İÇİN EN AVANTAJLI DÖNEM
Özellikle İtalyan sanayi firmaları dışarıyla işbirliği yapmak zorundalar ve yapıyorlar. Yoksa yaşayamıyorlar, hayatta kalamıyorlar. Bizim Türk firmaları olarak en agresif olmamız gereken dönem. Maalesef bizim için dezavantaj ama Euro-TL paritesinin bu oranda olması ihracat için çok önemli bir avantaj. Çok yakın olması başka bir avantaj. İtalyan firmalar gerek kontrol gerek iş takibi açısından fiziki yakınlıktan dolayı çok kolay gidip gelebiliyorlar. Türk personeli çok kalifiye. Çok düzgün iş yapıyorlar. İtalyanlar işlerini burada çok rahat götürebiliyorlar. Yeter ki onlara ulaşım sağlansın.
AVRUPA’NIN PARLAYAN YILDIZI: İTALYA
Maalesef Türkiye’yi hala bir Avrupa ülkesi olarak göremedikleri için istedikleri iletişimi sağlayamıyorlar. Bu iletişim sağlandığında ticari ilişkilerin çok net olarak arttığını ve uzun vadeli olarak arttığını görüyoruz. Bu nedenle bu düşüşün çok rahat toparlanabileceği bir dönemden geçiyoruz. Türkiye ve İtyalya arasındaki ticari sektörler; makine parçaları. Sanayisi çok büyük olduğu için otomobil parçası ve yan sanayi çok önemli. Gıda olabilir. Her zaman için Türkiye’nin en büyük ihraç kalemlerinden bir tanesi gıda olmuştur. Makine sanayii de İtalya’da genişletilebilir bir sektör. İtalya bir dönem düşüşe geçese de Avrupa’daki yıldızı şuan çok parlak. Amerikan birçok şirket Avrupa’daki yapılanmalarını Milano üzerinde yapıyorlar. Amerika veya uzak doğudan İtalya’da konumlanıyorlar. Gerek stratejik yapısı gerek ulaşım imkanlarından dolayı parlayan bir yıldız. Birçok uluslararası markaların İtalya şubesi var.
İTALYA’DA YATIRIM ORTAMI VE MALİYETLER
Yatırım teşvikleri konusuna gelecek olursak; İtalya’da yatırım teşvikleri var ancak fakat federatif yapıya göre çok değişken. Şirketin kuruluşu, hangi şehirde olduğu, kimin kurduğu, yapacağınız çalışmalara göre çok değişkenlik gösteriyor. Fakat ihracat yapmak isteyen bir firmanın İtalya’da bir şirket kurarak bunu yapması en azından ilk dönemler için çok verimsiz. Bir şirketin nerede kurulacağı, nerede aktif olacağı söz konusu ülke İtalya ise çok önemli. Çünkü çok dağınık bir yapıya sahip İtalyan nüfusu. İkincisi maliyetler çok yüksek. Asgari ücretli bir çalışan için örnek bir hesaplama var. Bu resmi bir maaş bordrosu. Asgari ücretli çalışanın eline aylık geçen rakam 1 bin 100 Euro. Bu kişinin şirkete maliyeti 2 bin 500 Euro. Arada kalan kısım vergi. Ve bu asgari ücretli bir kişi için geçerli. Biraz kalifiye, biraz satış yapacak, şirketi geliştirecek birini aldığınızda bu rakamlar söz konusu bile olmaz. Orada bir kadro kurmak, şirket kurmak ihracatı oradan takip etmek Türk şirketleri için çok maliyetli oluyor” dedi.