Günümüzde yaşanan ilişkiler, sosyal etkileşimlerle birlikte hızla değişen ve daha da karmaşıklaşan bir hal almaktadır. İnternet üzerinden tanışmalar, sanal ilişkiler ve bir ilişkiden diğerine hızlı geçişler duygusal bağların gücünü azaltmakta ve insanları kırık kalp sendromuna daha yatkın hale getirmektedir.
Aslında “Aşk” insan yaşamında hissedebileceği en güzel duygulardan biridir. Tabii bazen bu güzel hisler karmaşık bir hal alabilir ve aşkın, sevginin yerini kırık kalpler alabilir. Kırık kalp sendromunu psikolojik açıdan incelediğimizde duygusal bozukluklar, depresyon ve fiziksel sağlık sorunları gibi birçok belirtilerin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. İnsanlar, bir ilişkinin sona ermesi veya ilişkide yaşanan ihanetler gibi travmatik olaylar sonrasında bu sendromla karşılaşabilirler. Haliyle bu durum bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyerek, iş performansından sosyal ilişkilerine kadar birçok alanda sorunlara yol açabilir. Yani kırık kalp sendromu, aşkın getirdiği acıların ve hayal kırıklıklarının bir sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir.
Uzman Klinik Psikolog Samet Gürkan Ustaoğlu, ” İnsan, yaşamı boyunca birçok kişiye veya birçok şeye hayranlık hissedebilir ve bir aşk hikayesini başlatabilir. Tabii bu durumda kabul etmemiz gereken şey, aşkın getirdiği zorluklarla baş etmenin veya mücadele etmenin hiçbir zaman kolay olmadığı gerçeğidir. Ayrıca şunu bilmeliyiz, her aşk hikayesi bir öğrenme fırsatıdır. Aşk, kırık kalpleri ardında bıraksa da yeni başlangıçların daha güçlü olmasını sağlayabilecek en güzel ve en acı deneyimlerden biridir.” dedi.