CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’de değişimin, sorunları çözmenin, 82 milyonu kucaklayan adresin CHP olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, ODTÜ Rektörü’ne, “Öğrencilerinizi dinleyin, nitelikli öğrencilerdir, benden ve senden daha iyi dünyayı sorgulayan çocuklarımızdır. ODTÜ’nün başarılı akademik dünyası vardır. Bu başarıyı şiddetle gölgelememeli, kurumsal başarıyı sürdürebilmelidir.” diye seslendi.
Kimsenin inancı, kimliği, yaşam tarzı dolayısıyla ötekileştirilmesini istemediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “82 milyon bir arada kendi sorunlarımızı rahat bir ortamda oturalım, konuşalım, çözüm üretelim. Bu amaçla yola çıktık, güzel başarıların altına imzamızı attık. Yeterli mi? Hayır. 82 milyonu kucaklayacak bir iktidara ihtiyacımız var.” dedi
Kılıçdaroğlu, toplumun her kesiminin sorunları; emeklinin, esnafın, sanayicinin, serbest meslek erbabının derdinin bulunduğunu dile getirdi.
Sorunları çözme kapasitesine sahip olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeter ki siyaseti zenginleşme aracı olarak kullanmayın. Siyaset halka hizmetse onu biz yapacağız, sorunları çözeceğiz. AK Parti’li, ülkücü kardeşlerime de seslenmek istiyorum; onların liderleri zaman zaman bizi eleştirir. Eleştiri başımın üstünde, onlar benim için hiç önemli değil. Hatam varsa düzeltirim, yanlışım varsa özür dilerim. Ben de insanım, benim de eksiğim, hatam olabilir. Bütün vatandaşlarımın şundan emin olmasını isterim; ben bu ülkenin menfaatleri neredeyse oradayım, bu ülkenin insanlarının sorunları varsa çözmek için oradayım. Siyaseten katı ayrışmaların doğru olmadığını düşünüyorum. Birbirimize düşman değiliz. Farklı görüşlerimiz, inançlarımız, kimliklerimiz, yaşam tarzımız olabilir ama bayrağımız bir. Vatanımızı, insanımızı seviyoruz, insana hizmet etmek istiyoruz. Saraya değil, birilerine değil, birilerinin cebine değil; vatandaşa hizmet etmek istiyoruz.”
Kemal Kılıçdaroğlu, sanatın bütün dünyada önemli bir alan olduğuna işaret ederek, sanatsız bir toplum olamayacağının altını çizdi. Uygarlığın kanıtının, temelinin kültürel birikim olduğunu, kültürel birikimin artırılması halinde uygarlıkta çok önemli mesafelerin alındığının görüleceğini belirten Kılıçdaroğlu, sanata, sanatçıya değer vermeleri gerektiğini söyledi.
Geçen hafta hayatını kaybeden şair küçük İskender’e Allah’tan rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, İskender’in, Türkiye’de, dünyada ve gönüllerinde yaşayacağını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, sanatın, kültürün önemli olduğunu, odağında insan sevgisinin bulunduğunu vurgulayarak, kendileri gibi düşünmeyenlere de saygı göstermeleri gerektiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Allah’ın yarattığı en değerli varlıksa dünyanın her yerinde insana sevgiyle, saygıyla yaklaşmaları gerektiğine işaret etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, katliam yapmanın, insanları öldürmenin, bir etnik kimliğe düşmanlık yapmanın, o etnik kimliği yok etmenin insanlıkla bağdaşmayacağını vurguladı.
İnsanın, yeri geldiğinde tabiatın en vahşi yaratığı olarak da karşılarına çıkabildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Srebrenica katliamına değindi.
Kılıçdaroğlu, Srebrenica’nın 11 Temmuz 1995’te Sırp birliklerince işgal edildiğini, çocukların bir kenara ayrıldığını, Hollanda’nın barış gücünün sivil Boşnakları Sırplara teslim ettiğini, 8 bin 372 kişinin ormanda sadece Müslüman ve Boşnak olduğu için katledildiğini anımsattı.
Srebrenica’yı unutmamaları gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, bunun 21. yüzyılın en büyük ayıplarından biri olduğunun altını çizdi. Kılıçdaroğlu, “Üstelik bütün dünyaya ‘medeniyetin beşiği biziz’ denilen Avrupa’nın göbeğinde olması daha da büyük acıdır. O katliamda hayatlarını kaybedenler bütün insanlığın yüreğinde yer alacaktır. Bizlerin görevi bu tür katliamların bir daha olmaması için onları sürekli canlı tutmaktır.” dedi.
Toplumun mayasında acıların bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, bunlardan ders çıkarmaları, bir daha bu acıların yaşanmaması için çaba harcamaları gerektiğini belirtti.
Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de yaşanan tren kazasında 8’i çocuk, 25 vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, anneler için çocuğunun, eşler için aile kavramının ne kadar önemli olduğunu herkesin bildiğini söyledi.
Ailelerin sadece adalet istediğini, duruşmada bir kısım ailenin dışarıda kaldığını anlatan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Biber gazları, polis copları. Ne yapıyorsunuz? Zaten bu aileler acılı. Eşlerini, çocuklarını kaybettiler. Bunlar sorumluların bulunmasını istiyorlar. Kavga etmek, dövüşmek istemiyor, intikam duygusunda değiller. Arzu ettikleri adalet sağlansın. Copla, biber gazlarıyla insanları adalet arayışından vazgeçiremezsiniz. Aileler suçlu gibi muamele görüyor. Doğru değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu afetin beklenen bir şey olduğunu, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün önlem alınması için TCDD’ye yazı gönderdiğini ancak önlem alınmadığını savunan Kılıçdaroğlu, bütün bu belgeleri raporlaştırdıklarını anlattı.
Kılıçdaroğlu, benzer olayların bir daha yaşanmaması için Mecliste de araştırılmasını istediklerini ancak Genel Kurulda reddedildiğini bildirdi. Önergenin kabul edilip edilmemesinin kendileri açısından değil, Türkiye açısından önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, gerçekler aydınlanıncaya kadar bu olayın takipçisi olacaklarını vurguladı.
Mevsimlik orman işçilerinin 5 ay 29 gün çalıştığına, bakanlığın istemesi halinde bu sürenin 9 ay 29 güne çıkabildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Orman Genel Müdürlüğünün, “5 ay 29 gün doldu ama mevsim sıcak, orman yangınları olabilir bu süreyi uzatalım. 6 bin 750 mevsimlik işçi bu süre içinde ormanlarda çalışsın.” diye bir yazı yazdığını, bakanlığın ise sadece 4 bin kişi için izin verdiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, “İyi de 2 bin 750 kişinin günahı ne? Çalıştırsanız ne olur? Devlet mi memleket mi batar? Siz ‘bütçede para yok, bu parayı bulamıyoruz’ diyorsanız, vallahi bana söyleyin, 2 bin 750 kişinin maaşını ben ödeyeceğim.” dedi.
ODTÜ’de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Kılıçdaroğlu, ülkeyi büyüten, saygınlık kazandıran kurumların başında üniversitelerin geldiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, “Şu gerçeği AK Parti’li, MHP’li kardeşlerim biliyor mu? Bütün İslam dünyasındaki üniversite sayısı ABD’dekinden daha azdır. Niçin üniversite kurulmuyor? Üniversite kurmak, bir toplumu aydınlık geleceğe taşımak, daha sağlıklı düşünen, hayatı sorgulayan insanlar yetiştirmek, insanların daha nitelikli, kaliteli sorular sormasını sağlamaktır.” diye konuştu.
ODTÜ’nün gözbebekleri üniversitelerden biri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Hepimiz gençliğimizi yaşadık. Delikanlılık farklıdır. Onlara hoşgörülü davranmak, taleplerini dinlemek lazım. Bu çocuklar, üniversiteye 500-600 kişilik yurt yapılmasını istiyor. Ama ‘Buraya bin 500 kişilik yurt yapıp, dışarıdan adam getireceğiz.’ diyorlar. Üniversitenin ahengini bozacağı için kabul etmiyorlar. ‘İlla yapacağız, üniversitenin ortasında yapacağız, ağaçları keseceğiz…’ Gençler de buna itiraz ediyorlar. Birini dövdüler mi, cam çerçeve kırdılar mı? Hayır. ‘Sen neden bunu istiyorsun’ diye yine biber gazları, coplar. Bunlar doğru değil. Bunlar umudumuz, bizim çocuklarımız, geleceğimiz.”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, ODTÜ Rektörünü arayarak, “Yurda ihtiyacınız varsa yurt yapıp ODTÜ’ye bağışlayacağım.” dediğini, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in de bu alana gittiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Kaçak yapı, izin alınmamış. Bilim kurulunda kaçak yapı olur mu? Onlar bizim evlatlarımız, onlar bizi geçecek, geçmek zorundadır yoksa Türkiye büyüyemez. Mansur Başkan’ın sesine kulak verin, eğer yurt istiyorsanız, öğrenciler nereye istiyorsa yurt yapacak, size verecek.” dedi.
Kılıçdaroğlu, üniversitelerin bilgi üreten kurumlar olduğunu, burada şiddetin değil, uygarca tartışmanın olacağını söyledi.
Gençlerin heyecanlı olduğunu, daha çabuk tepki verdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bunu fakülte yöneticilerinin çok iyi bilmesi gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, gençlere saygılı olmak, taleplerini dikkate almak, yanlış varsa oturup konuşmak gerektiğini ifade ederek, “ODTÜ Rektörüne sesleniyorum; öğrencilerinizi dinleyin, nitelikli öğrencilerdir, benden ve senden daha iyi dünyayı sorgulayan çocuklarımızdır. ODTÜ’nün başarılı akademik dünyası vardır. Bu başarıyı şiddetle gölgelememeli, kurumsal başarıyı sürdürebilmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 21. yüzyılın en etkin güçlerinden birinin medya olduğunu, demokrasinin 4. gücü olarak öne çıktığını belirtti.
Medyayla ilgili rapor yazacak sivil toplum örgütlerinin de medyanın bu gerçeğini bilerek yola çıkması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, SETA Vakfının “uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye uzantıları” şeklinde bir rapor hazırladığına dikkati çekti
Kılıçdaroğlu, bu raporun medya tarihinin yüz karası raporlarından biri olduğunu, gazetecilerin fişlenmesini öngördüğünü kaydetti.