Kastamonu’nun Tosya ilçesinde üreticilerin zorlu bir süreç gerektiren çeltik ekim mesaisi başladı.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 1926 yılında Türkiye’nin ilk çeltik fabrikasının kurulduğu Tosya’da 8 bin 500 dekar alanda pirinç ekimi yapılıyor. İlçede yılda ortalama 5 bin ton çeltik üretiliyor.
Lezzetiyle Türkiye genelinde rağbet gören Tosya pirinci, “Sarıkılçık” türüyle ön plana çıkıyor. Coğrafi işaret almak için 2012’de başlatılan çalışmalar sonucunda da “Sarıkılçık” türü pirinç tescil edildi.
Ilgaz’dan gelen kar sularıyla beslenen çeltik tarlalarında bu tür başta olmak üzere “Yaşar”, “Maratelli” ve “Osmancık” pirinç çeşitleri de tüketiciye sunuluyor.
Çiftçilerin çeltik yetiştirmek için gerçekleştirdiği zahmetli çalışma, mart veya nisan ayında tarlanın hazırlanmasıyla başlıyor.
Tarlalarda büyük kare şeklinde bölgeler hazırlayan çiftçiler, daha sonra bu alanlara su veriyor, tarla bataklık haline gelince de çeltik tohumu toprakla buluşturuluyor.
Büyük özveri ve zahmetle pirince dönüşen çeltiğin yetişmesi yaklaşık 5 ayda tamamlanıyor. Mevsim şartları normal seyreder ve kuraklık yaşanmazsa kaliteli ve bol ürün alınabiliyor.
Belirli olgunluğa erişen çeltik biçerdöverlerle hasat ediliyor, ardından kabuklarından ayrılıp pirinç haline getirilip tüketicilerle buluşturuluyor.
“En önemli sorun parçalı ve küçük tarım alanları”
Tosya Tarım Kredi Kooperatifi Başkanı İhsan Koçgözlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, en önemli sorunlarının parçalı ve küçük tarım alanları olduğunu söyledi.
Arazilerin toplulaştırılması gerektiğine işaret eden Koçgözlü, “Bizi en çok sıkıntıya sokan şey, arazinin parçalı olması. Hem küçük hem de birbirinden uzak tarlalar ister istemez maliyeti artırıyor. Bu da daha az kazanmamıza neden oluyor. Tosya ve çevresinde arazilerin bir an önce toplulaştırılması gerekiyor. Bu şekilde maliyetler düşer.” ifadelerini kullandı.
Devrez Çayı ve çevresinde de ıslah çalışması yapılması gerektiğini belirten Koçgözlü, bu gerçekleştirildiği takdirde bölgede su sıkıntısı yaşanmayacağını dile getirdi.
40 gün sabah akşam tarladalar
Akbük köyü muhtarı Hayrettin Gül de havaların iyi gitmesiyle çeltik ekiminin başladığını anlatarak, “Mart veya nisan aylarında önce tarlayı sürüyoruz. Ardından su bırakıyoruz. Tarla düzenlendikten sonra suyun üzerine çıkan kuru otlar tırmıklarla ayıklanıyor. Bu işlemlerle tarlanın hazırlanışı bitmiş oluyor.” dedi.
Ekimin ardından tarlayı sık sık kontrol ettiklerine dikkati çeken Gül, “Tohumu saçtıktan sonra 40 gün boyunca sabah akşam tarlaya gelip suyunu kontrol ediyoruz. Su yeterli seviyede olmazsa biten çeltik kuruyabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Çiftçi Safiye Demirci de 30 yıldır çeltik ekimi yaptığını belirterek, “Çeltik ekiminde ailenin tüm fertleri çalışır. Sulamasından otunun alınmasına kadar kadın erkek ayrımı yok. Eşlerimizle birlikte çalışıyoruz. Yerine göre kürekle, yerine göre tırmıkla yardım ediyoruz. Herkes gücüne göre bir şeyler yapıyor.” diye konuştu.