Prof. Dr. Selahattin Genç “İnsanlar önce işiterek ve sonra konuşarak birbiri ile iletişim kurabilirler. Dil öğrenmenin, konuşmanın ilk şartı duymaktır. Yani işitmeyen konuşamaz. Genel olarak sağlıklı ve işitmesi normal olarak doğan her bebek sorunsuzca ana dilini konuşmayı öğrenir. İşitme kaybı genel olarak kulağın işitsel uyaranları, sesleri duymasının kısmen ya da tamamen kaybolması olarak adlandırılır. Çok hafif, hafif, orta, ileri, çok ileri olmak üzere farklı derecelerde olabilir ve bir ya da her iki kulakta da görülebilir. İşitme kayıpları doğumsal olabileceği gibi geç başlangıçlı ya da ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir. Dolayısıyla çeşitli nedenlerle hayatın herhangi bir döneminde işitme kaybı ile karşı karşıya kalınabilir” dedi.
Açıklamalarına devam eden Prof. Dr. Selahattin Genç “Ülkemizde yeni doğan her 1000 bebekten yaklaşık 2’si her iki kulağında ileri derecede işitme kaybı ile doğabilmektedir. İşitme kaybının erken tanılanması ile psikolojik ve sosyal yönden oluşturacağı olumsuz etkileri en aza indirilebilmekte ya da tamamen ortadan kaldırılabilmektedir. Bu bağlamda ülkemizde yenidoğan işitme tarama programları ilk olarak 1994 yılında yapılmıştır. 2008 yılından itibaren ise 81 ilde ulusal yenidoğan işitme tarama programı başlatılmıştır. 2015 yılından itibaren de yine 81 ilde okul çağı çocuklarında da işitme tarama programı oluşturulmuş, Sağlık Bakanlığımızca bu iki program başarıyla ve titizlikle yürütülmektedir. Bu tarama programları işitme kaybının derecesi ne olursa olsun erken tanılama yönüyle bebek ve çocuklarımız için büyük şans” dedi.
Kocaeli Şehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz kliniğinde bu tarama programlarının başarıyla yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Selahattin Genç “Kliniğimiz işitmeyen bebek ve çocukların tarandığı, ileri işitme testlerinin yapıldığı, gerektiği takdirde cihazlandığı, ameliyat gereken hastalarda kohlear implant ameliyatlarının yapıldığı 3. basamak referans merkezidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
