Ekümeniklik, günümüzde genellikle, daha büyük bir dinî birliği ya da dinler arası iş birliğini sağlama amacını güden girişimleri ifade eder.
En geniş anlamıyla, dinî birlik veya dinî iş birliğinden maksat, üç İbrahimî din olarak İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik dinlerinin ortak manevî değerlerine vurguda bulunan dünya kapsamında bir dini birliktir. Daha çok bilinen dar anlamıyla ekümeniklik, bu üç dinin herhangi birinin mezhepleri arasında iş birliği anlamına gelir.
Kavram, Grekçe οἰκουμένη (oikoumene) kelimesinden gelir, anlamı “yerleşilmiş dünya” yahut “meskun dünya”dır ve bununla Roma İmparatorluğu kastedilirdi. Günümüzde bu kavramla, birbirinden tarihsel, doktrinel ve uygulama açısından ayrılan Hristiyan mezhepleri ve Hristiyan kiliseleri kastedilir. Bu anlamıyla ele alındığında ekümeniklik Hristiyan birliğini sağlama gayesini ifade eder ve bu anlam şu idealle ifade edilir: Sadece tek çeşit Hristiyan Kilisesi kurumu olmalıdır.
Hristiyan ekümenizmi ve dinlerarası çoğulculuk
Hristiyan ekümenikliği, en dar anlamıyla, Hristiyanlığın farklı mezhepleri ve/veya grupları arasında birleşmeyi sağlama veya iş birliği kurma çabasıdır. Hristiyan ekümenikliği, dinlerarası çoğulculuktan farklıdır. Ekümeniklik, dinî çoğulculuk olarak da bilinen bu geniş anlamıyla, herhangi bir dinin içinde gerçekleşen ekümeniklikten farklıdır. Dinlerarası hareket olan ekümeniklik, dünya dinleri arasında karşılıklı saygı, hoşgörü ve iş birliğini sağlamak için uğraşır. Çeşitli dinî akımların temsilcileri arasındaki karşılıklı ilişki olarak ekümeniklik, herhangi bir örgütsel birlik oluşturmaktan ziyade, farklı inançların temsilcileri arasında daha iyi ilişkilerin oluşturulması gayesidir. Bu ekümenizm, Hristiyanlığın mezhepleri arasında ve/veya Hristiyan gruplarla diğer dinlerin mensupları arasında daha iyi ilişkilerin kurulması, hoşgörü ve dayanışmanın sağlanması için çaba gösterme amacını taşır.
Bazı Katoliklere göre, ekümenizmin amacı, kendisini Hristiyan olarak tanımlayan bütün toplulukları Katolik Kilisesi çatısı altında, tek somut bir birlik hâline getirmektir.
Bazı Protestanlara göre, manevî birlik, yani kilisenin temel konulara dair öğretileri üzerine bir birliğin sağlanması yeterlidir. Luteryan din adamı Edmund Şlink’e göre, Hristiyan ekümenizminde en önemli husus, insanların farklı kilise örgütlerine değil, öncelikle İsa üzerine yoğunlaşması. Şlik’in kitabı Ökumenische Dogmatik’te (1983) kendisi bu konudaki görüşünü şöyle ifade eder,
Yaşamlarında yükselen İsa’nın farkında olan çeşitli kiliselere mensup Hristiyanlar ve her gruptan Hristiyan, İsa’nın kilisesinin birliğinin tamamen yok olmadığını, fakat bazı tarihî olaylardan ve miyop değerlendirmelerden dolayı Hristiyanlığın bozulduğunu ve bulandığını farkedeceklerdir. Bütün bu sorunlar, İsa’ya olan inancın yenilenmesiyle çözülecektir. O’na olan bağlılıkta birlik olmak ve karşılıklı sevgiyle bütün insanlığa tanıklık etmekle O’nun öğüdüne (Yuhanna 17; Filipeliler 2) cevap vermek de bu kapsamda değerlendirilmelidir. Tarihsel temelli yepyeni bir usulle organize edilmiş karşılıklı birbirini kabullenme eylemi sonucunda, dünya çapında farkedilir bir kardeşlik ortaya çıkacaktır.
Modern ekümenik harekete kesin bir şekilde karşı çıkan ise, sadece tek bir gerçek Kilise olduğunu ve bunun da kendileri olduğunu belirten geleneksel Ortodoks kilisesidir. Buna ilaveten, “kardeş kilise” veya “iki akciğer” gibi teorileri ise Ortodoksluk reddetmektedir, zira bu dinî akıma göre Kilise bölünmezdir ve o kilise Ortodoksluktur. Amerikan Ortodoks Kilisesi’nden Peder John Boylan, 1980’lerde, bir anti-ekümenik harekete önderlik etmiştir.