Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve 5.8 büyüklüğünde ki depremle yeniden gündeme gelen deprem sonrası yaşananları hepimiz yaşadık.

Telefon hatları işleyemez hale geldi, insanlar korkudan sokaklara döküldü, insanlar “Yediden deprem olur mu?” Korkusuyla evlerine giremedi.

Peki tüm bunlar neden oldu?

Ya da farklı bir söylemle, neden Japonya gibi olamadık ve sadece 5.8 büyüklüğünde bir depremde korku yaşadık?

Çünkü insanlar yaşamlarını sürdürdükleri evlerine ve binalarına güvenmiyor.

Özellikle İzmit şehir merkezinde bulunan binaların neredeyse tamamı güvensiz ve 1999 depreminde ciddi hasar almış yorgun ve eski deprem yönetmeliğine göre yapılmış binalar…

1999 Depreminde kaybedilen binlerce can unutulmadı.

İnsanlar yaşadıkları binalarda hep tedirgin olarak oturuyorlar…

1999 Depreminin ardından herkes bir şeyler söyledi.

“Kentsel dönüşüm yapılacak, tüm binalar yenilenecek, halkımız depremden korkmayacak.” Falan gibi yüzlerce cümleler kuruldu.

Sonuç?

Sonuç yok, bu cümlelerin tamamı askıda kaldı ve özellikle şehir merkezinde kentsel dönüşüm bir yana, imar barışı adı altında yüzlerce binanın kaçak yapılmış katlarına göz göre göre izin verildi.

Tüm bunları bir kenara bırakalım, iyi işler yapmak isteyen, kentsel dönüşüm yapmak isteyen inşaat şirketleri engellendi.

İnşaat yapmak için ruhsat almak isteyen firmalara ruhsat verilmemek için binbir türlü bahaneler öne sürüldü.

Şimdi ise geldiğimiz durum ortada…

İstanbul’da yaşanan ve 1999 depremiyle kıyaslandığında çerez olan bir deprem nedeniyle gündem yine kentsel dönüşüme geldi.

Şimdi ne olacak biliyor musunuz?

Kısa bir süre sonra doğa tarafından uyarı niteliğinde olan 5.8 büyüklüğünde ki bu deprem de yeni bir deprem olana kadar unutulacak ve gündem değişerek farklı bir konuya yoğunlaşacak…

Şimdilerde söylenen tüm cümleler, 1999 depreminde olduğu gibi unutulup tozlu raflara kaldırılacak…

Sonra bir gün yine bir deprem olacak ve bu deprem öyle 5.8 falan olmayacak…

Uzmanlara göre çok daha büyük bir deprem olacak…

1999 depreminde olduğu gibi binlerce insan çürük, eskimiş, yıkılmaya yüz tutmuş yapılar nedeniyle yok olup gidecek…

Tüm bunlar, kentsel dönüşüme cesareti olmayan yerel yönetimler yüzünden olacak…

Tüm bunlar dönüştürülememiş binalar nedeniyle olacak…

Sonra yine boş lakırdılar, taziye mesajları, ölenlere Allah’tan rahmet dilenecek ve kısa bir süre sonra tüm bunlar unutulacak ve ölen öldüğüyle kalacak…

Sonra birileri çıkıp; “Takdiri İlahi, kısmet böyleymiş.” Falan diyecek, mevlitler okutulacak, yıkılan binaların yerine yeni binalar yapılacak ve insanlar normal yaşantılarına yeni bir yıkıcı depreme kadar devam edecekler…

Elbette ki Allah’a inancımız var, Allah’ın dediği olur da Allah’da akıl vermiş, ilim vermiş, bilim vermiş, tedbir alın demiş…

Sen tedbir alma, ilmin, bilimin gereğini yerine getirme sonra ” Kısmet böyleymiş, takdiri İlahi.” De…

Yok öyle bir şey efendiler yok…

“Ey iman edenler! Bütün tedbirlerinizi alın.” (Nisâ: 71)