“Dökülen kanlarda boğulmaya sonuna kadar mahkûmdur.” « İzmit Pusula Gazetesi

25 Kasım 2024 - 05:54

“Dökülen kanlarda boğulmaya sonuna kadar mahkûmdur.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türk milletine meydan okuyan, Türkiye’ye kafa tutan, yiğit evlatlarımıza pusu kurup silah çeken kim varsa dökülen kanlarda boğulmaya sonuna kadar mahkûmdur.” ifadelerini kullandı.

“Dökülen kanlarda boğulmaya sonuna kadar mahkûmdur.”
Son Güncelleme :

03 Mart 2020 - 23:28

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, nice cesaret, feragat ve hamiyet örnekleriyle vatanın ve milletin bekasının asırlarca korunduğunu, vatan topraklarının her karışının, eski hâkimiyet havzalarının her köşesinin şehit kanlarıyla sulandığını ve Türk milletinin hatıralarıyla süslendiğini dile getirerek, şehitlerin, Türk tarihinin kilit taşları, milli kader ve kararın yegane iftihar kaynakları olduğunu belirtti.

MHP lideri Bahçeli, “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” diyen bir milletin, “Yare nişandır tenine erlerin, şehitlik son rütbedir askerin” duruşuna sahip vatan evlatlarının kolunu bükecek, boynunu eğecek, diz bağlarını çözecek ne bir güç ne de bir kudret olduğunu vurguladı.

“Şehit zamanın şahidi, milli varlığımızın şahabı ve şahikasıdır.” diyen Bahçeli, şehitlerin teminatıyla sahip olunan mukaddesat zırhını orasından burasından tahrip edecek bir silahın henüz icat edilmediğini söyledi.

Suriye’nin 14 eyaletinden biri olan İdlib’de 27 Şubat 2020’de yaşanan şehadetlerin, milleti ziyadesiyle üzdüğünü ve derinden yaraladığını dile getiren Bahçeli, “Alçak Esad ve ahlaksız destekçileri kanımızı dökmüştür. Ne olursa olsun, kim hangi saldırıyı yaparsa yapsın, Türk milletinde verilecek kan da bitmez, ayağa kalkacak kahraman da eksilmez. Kurt kışı geçirir geçirmesine, ama yediği ayazı unutmaz. Atılan okları, kurulan tuzakları hatırından ve havsalasından asla çıkarmaz.” ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli, İdlib’in Cebel Zaviye bölgesindeki Balyun kasabasında konuşlu Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarına yapılan saldırının detaylarını anlattı. Alçak saldırının içinde Suriye, İran ve Rusya olduğunu, hepsinin birden cinayet devriyesine çıktıklarını vurgulayan Bahçeli, şehitlere Allah’tan rahmet, ailelerine, silah arkadaşlarına, Türk milletine sabır ve başsağlığı diledi. MHP lideri Bahçeli, şunları kaydetti:

“Karanlık emel sahipleri bilmelidir ki dirimiz asker, vurulanımız şehittir. Onların dirisi kalleş, vurulanı ise leştir. Türk milleti şehitlerine minnettardır ve onlar ölmemiştir. Allah yolunda öldürülenlere ‘Ölüler.’ demeyiz. Bilakis onlar diridirler, fakat biz anlayamayız. Nitekim Allah tektir, ordusu Türk oğlu Türk’tür. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacaktır. Bize namlu çeviren, kurşun atan, bomba fırlatan delik deşik edilmeye, devrilip gömülmeye mecburdur, müstahaktır.”

Genel Başkan Devlet Bahçeli, 26 Şubat’ta İdlib’de rejim güçlerinin hava saldırısı sonucunda şehit olan askerlerin sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarını okuyarak, “Sorarım sizlere, bu kadar asil ve soylu kahraman evlatları sinesinden çıkaran Türk milletine güç yeter mi? Ne ezan susar ne bayrak iner ne de vatan bölünür.” ifadelerini kullandı.

Düşmanın Sakarya Cephesi’nde ilerlediği zamanlarda bazı mebusların, Meclis’i Kayseri’ye taşımanın gerekliliğini savunmaları üzerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Son mermimi kullanıp, son nefesimi verinceye kadar savunmama devam edeceğim. Düşman gelip beni, bayrağımın altında, şehit olmuş ve al kanlar içinde yatarken bulacaktır.” sözünü aktaran Bahçeli, “Kendi payıma konuşuyorum; görev düşsün, ihtiyaç olsun, bayrağımı alır, silahımı kuşanır, besmelemi çeker koşa koşa cepheye gider, mevziye girerim. Allah nasip eder şehit olurum, nasip eder gazi.” şeklinde konuştu.

Bahçeli, Harekât ile birlikte F-16’ların, SİHA’ların, İHA’ların, kasırga füzelerinin, fırtına obüslerinin zulüm mevzilerini dövmeye başladığını, rejim unsurlarının kaçacak ve saklanacak delik aramanın derdinde olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir hususu tarif ve tespit etmenin sayısız yararları vardır. Türkiye İdlib’de savaş oyunlarının, hegemonya senaryolarının içinde değildir. Buna niyeti de yoktur. Gaye vatandır, gaye sınır, toprak ve insan güvenliğidir. Sınır demek devlet demektir. Sınırları kalbura dönmüş, güvenlik duvarları aşınmış, girenin çıkanın belirsiz olduğu bir devletin egemenlik hakları çiğnenmiştir. Aynı zamanda devlet demek egemenlik demektir. Türk devletinin hükümran haklarının başlangıç noktası hudut boylarıdır. Bu gerçeği görmeyen, bu gerçeği göstermeyen, üstelik bu gerçeği çarpıtan iç ve dış odakların alayı birden aynı şer ekseninde toplanmışlardır.”

Rusya’nın bir haber sitesinde “Çalınan Şehir: Hatay” başlıklı verilen habere de tepki gösteren Bahçeli, “İdlib Hatay’ın dibindedir. Hatta tarihsel olarak mündemiçtir. İdlib’den geri çekilirsek eninde sonunda Hatay’dan olmamız kaçınılmazdır. Böyle olursa Suriye’deki kaosun Anadolu’ya ithali de mukadderdir. Evimizin önü yanarken omuz silkersek milli onurumuzdan ve milli ömrümüzden mahrum kalırız. Bu utanmazlıktır, mütecaviz bir Moskov oyunudur. Hatay Türk milletinin ve Türkiye’nin kardeşlik köprüsü, ayrılamaz, koparılamaz, vazgeçilemez zümrüt örtüsüdür. Kim Hatay’a göz dikiyorsa o gözü oyarız, kim el uzatıyorsa o eli kökünden keseriz. Hatay’ı tartışmaya açmak, Hatay üzerinde kuşkular uyandırmak cinayettir, hıyanettir, rezalettir ve emel sahipleri karşılarında Türk milletinin tamamını bulacaklardır.” şeklinde konuştu.

“Hatay bizim.” diyen rejimin, Suriye’yi 402 yıl egemenliği altında tutan cihan imparatorluğunu ne çabuk unuttuğunu soran MHP lideri Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

“Ne işimiz var Suriye’de?’ gürültüsü koparan aymazlar, bu hakikatten haberiniz var mıdır? ‘Niye Libya’dayız?’ diyenler, 494 yıl orada bulunduğumuzun farkında mısınız? Yoksa safa mı yatıyorsunuz? 459 yıl Mısır’da, 402 yıl Irak’ta, 402 yıl Ürdün’de, 402 yıl Filistin ve İsrail’de, 402 yıl Lübnan’da, 401 yıl Yemen’de, 400 yıl Bahreyn’de, 400 yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nde, 400 yıl Katar’da, 399 yıl Suudi Arabistan’da, 397 yıl Sudan’da, 381 yıl Kuveyt’te, 350 yıl Somali’de, 308 yıl Tunus’ta, 303 yıl Cezayir’de hangi kudret sahibi imparatorluğun hükmünün geçtiğini aklını ve aidiyet bilincini kaybetmiş güruh biliyor mu? Sayın Kılıçdaroğlu ve ipini ele vermiş siyasi çürükler sizin bunlara dair bir fikriniz var mıdır? Şayet varsa kimlerin hizmetkarısınız, kimlerin hizasındasınız? Hadi yok diyelim, o zaman ne işiniz var Türkiye’de ne arıyorsunuz siyasette?”

Atatürk’ün, Misakımilli sınırlarıyla ilgili sözlerini de aktaran Bahçeli, “Sayın Kılıçdaroğlu, şimdi anlıyor musun niye İdlib’deyiz? Niye Suriye’deyiz? Niye Libya’dayız? Bize değil, aziz Atatürk’e kulak ver. Bizi duymuyorsan bari Atatürk’ü duy, bari muhterem hatırasına riayet et.” dedi.

Bahçeli, bugün İdlib’de Rusya’nın ikili oynadığını, İran’ın arkadan dolaşıp ateş ettiğini, Esed’in, tarih ve beşeri vicdan nezdinde “ağır ve affedilmez şekilde suç işlediğini” belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Putin ile 5 Mart’ta yapacağı planlı görüşmenin kritik ve mühim olduğunun altını çizen Devlet Bahçeli, Soçi Mutabakatı’nı ihlal eden tarafların “arafta değil açıkta” olduğunu söyledi.

Devlet Bahçeli, İdlib’de, Türkiye’nin 12, Rusya’nın 10, İran’ın ise 7 gözlem noktasının bulunduğunu, saldırıya uğrayanın, şehit verenin Türkiye olduğunu dile getirdi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un, “Rusya dışındaki tüm ülkelerin uluslararası hukuka aykırı olarak Suriye’de bulunduğu” yönündeki sözlerine Bahçeli, “Bize göre halt etmiş” diyerek tepki gösterdi.

MHP Genel Başkanı, Rusya’nın operasyonda savaş uçaklarının bulunmadığını açıklamasına rağmen radar gerçeklerinin başka şeyler söylediğine dikkat çekti. Boğazlardan geçirilen Rus savaş gemilerine verilen simgesel isimlerle neyin ima edilmek istendiğini soran Devlet Bahçeli, “Biz ‘Rusya’ya güvenilmez’ derken haksız mıyız? Abartıyor muyuz? Pişmiş aşa su mu katıyoruz?” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın, “Putin’in çıkarının ne olduğunu” Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sormasının “tam bir akıl tutulması ve kara mizah” olduğunu belirten Bahçeli, “16 Temmuz 2018’de Trump ile Putin’in Helsinki’de buluşup Türkiye ve bölge ülkelerinin aleyhine hangi başlıklarda anlaşıp görüş birliğine vardıkları hala sırdır, esrarını korumaktadır.” dedi.

Bugün Suriye diye bir devletin “fiilen yok hükmünde” olduğunu söyleyen MHP lideri Devlet Bahçeli, rejimin yıkımı esnasında ortaya çıkan toz bulutunun, en başta Türkiye’yi tehdit ettiğini vurguladı.

Sağduyulu şekilde Türkiye-Rusya arasında aklı selimin hakim olmasının temel dilekleri olduğunu belirten Bahçeli, “Rusya’nın, Türkiye’nin asla kabul etmeyeceği şekilde değişen şartlara göre sınır belirleme çabası, bize göre dayatmadır, masayı dinamitlemektir. Rusya, zorba politikalarını gözden geçirmeli, Astana ve Soçi ilkelerine kesinlikle bağlı kalmalıdır. Türkiye’nin 30-35 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge oluşturmasına destek verilmelidir. 27 Şubat katliamından dolayı Türkiye’ye özür ve tazminat konusu gündeme getirilmelidir. Esad unsurları gözlem noktalarımızın gerisine derhal ve ön şartsız çekilmelidir. M-4 ve M-5 karayollarının kontrolü müştereken sağlanmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, Türkiye sınırlarına yığılan sığınmacılarla ilgili her ülkenin destek vermesini, katkı sunmasını, külfetin eşit şekilde ve hakkaniyetle paylaşılması gerektiğini vurguladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve “yeminli Esed sözcüleri”nin İdlib’deki mücadeleden yine rahatsız ve memnuniyetsiz olduğunu anlatan MHP lideri Bahçeli, “Bre vicdansızlar, bir kez olsun şehitlerimizin katillerine tepki gösterin. Bre kalpsizler, bir kez olsun milli itirazınızı seslendirin. Baasçı oldunuz, Esadcı oldunuz, şunu oldunuz, bunu oldunuz… Korkmayın düşmana düşman derseniz sadece ve sadece adam olursunuz.” dedi.

“Anlaşılan şehitlerimizin acısı bile CHP yönetimini ıslah ve terbiye etmemiştir. Türkiye adeta varlık yokluk mücadelesi verirken, CHP’li sözcüler siyasi sorumlu peşine düşecek kadar çürümüşler, siyasi rant ve istismara heveslenmişlerdir. Bu edepsizliktir, erdemsizliktir, gayri milliktir.” ifadelerini kullanan Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

“(Şehitler tepesi boş kalmayacak) sözünü, beceriksizliğin kılıfı olarak görecek kadar küçülen, küçüldükçe milli ve manevi değerlerimizle arasını kapanmayacak ölçüde açan müfsit CHP zihniyeti karşımızdadır. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu diyor ki ‘Millet İttifakı’nın iktidarında şehitler tepesi boş kalacaktır.’ Şehidi bilmez, tepeden anlamaz, vatanı bilmez, milleti tanımaz. Vay gafil vay. Demek şehitler tepesini boş tutacaksın öyle mi? Şehitler tepesini boş tutan Türkiye’yi boşa düşürür, Türk düşmanlarına meydanı boşaltarak teslim eder. Bize göre bunun adı vatana ihanet, şühedaya hakarettir. Sayın Kılıçdaroğlu, bu sözü söylerken hiç mi gocunmadın? Hiç mi pişmanlık duymadın? Şehitler tepesi boş tutulunca hainler tepemize üşüşür, zalimler yurdumuzun tepelerine musallat olur, bunu da mı kavrayamadın? Suriye’nin Afrin bölgesinde icra edilen Zeytindalı Harekatı’nda 9 askerimizin şehit düştüğü yer olan Kel Tepe’nin ismi Şehitler Tepesi olarak değiştirilmiş, şehitlerimizin manevi anılarına 9 Türk bayrağı Hassa Belediyesi tarafından dikilmişti. Sayın Kılıçdaroğlu bunu da mı inkâr edeceksin, buna da mı kara çalacaksın, bu tepeyi de mi yok sayacaksın?

Sayın Kılıçdaroğlu, senin gibilere rağmen şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmadı, boş da kalmayacak. Çünkü aziz şehitlerimiz vatanın ve milletin ebedi manevi muhafızlarıdır. Kılıçdaroğlu, sen Suriye’nin muhalefet partisi değilsin. Esad’ın yancısı, rejimin kuklası değilsin. Esad’ın kan kardeşi, Mehmetçik katillerinin yoldaşı olamazsın. CHP’ye oy vermiş kardeşlerimize ihanet etme, yazık etme, haksızlık etme. Esad ile görüşelim diyen maskaralar, yaşadığınız ülke Türkiye’dir. ‘Ne işimiz var İdlib’de, orada ne için mücadele ediyor Mehmetçik?’ sorularını soranlar, kem konuşmayın, kötü konuşmayın, kifayetsiz konuşmayın, yüzünüz kızarmıyorsa bari milletten utanın, olmadı Allah’tan korkun.”

YORUM YAP