Türkiye’de yapılan tüm seçimlerin demokratik, özgür, adil ve şeffaf olduğu uluslararası gözlem raporlarıyla teyit edilmiştir. Olağanüstü hal koşullarında 2017 yılında gerçekleştirilen anayasa referandumu bunun son ispatıdır. Bu gerçeği gözardı ederek, olağanüstü hal uygulamasının seçimleri demokratik standartların gerisine düşüreceğini iddia etmek art niyetli bir yaklaşımdır.
Olağanüstü hal sadece ülkemizin birliğine, devletimizin bekasına kasteden teröristlerin faaliyetlerini hedef almaktadır. Ülkemizde teröristlerden başka hiç kimsenin temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması sözkonusu değildir.
Ayrıca, birçok ülkede olağanüstü hal uygulaması sırasında seçim düzenlendiğini de hatırlatmak isterim.
Bunun son örneklerinden biri, 2017 yılında Fransa’da yapılan seçimlerdir. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünü benimsediğini iddia eden bazı devletlerin, ülkemiz sözkonusu olduğunda bu tür peşin hükümlü yorumları, Türkiye’ye yönelik çifte standartlı anlayışın bir diğer örneğidir.
Dahası henüz gerçekleşmemiş seçimler hakkında önceden açıklama yapmak millet iradesine müdahale anlamına gelmektedir ve kabul edilemez.