Bu dönemde kişi değersizlik, suçluluk ve umutsuzluk duyguları içindedir. Bazı hastalar sık sık ağlayarak, hayal ürünü günahlarından söz ederler. Bir kısmı da yeme içmeyi unutur. Normal yaşantılarıyla ilgileri kalmayan bu hastaların genellikle giyinme ve temizlenme gibi gündelik görevlerini yerine getiremediği görülür. Duygusal çöküntüler artar ve kişi kendi kendine bakamaz duruma gelir.