Depremi kolay unuttuk!!! « İzmit Pusula Gazetesi

20 Nisan 2024 - 11:17

Depremi kolay unuttuk!!!

Depremi kolay unuttuk!!!
Son Güncelleme :

24 Aralık 2017 - 0:04

17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02’de gerçekleşen, Kocaeli/Gölcük merkezli depremi ağır kayıplara neden oldu. 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına yol açmıştı. 17 Ağustos depremi, tüm Marmara Bölgesinde, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi.

Son yüzyılın en büyük depreminde 23 bin 781 yaralı, 505 sakat ve 285 bin 211 konutun da hasarlı olduğu tespit edildi.

Yapım hatalarından dolayı çöken binaların müteahhitlerine, yaklaşık 2100 dava açıldı.

  • Peki şimdilerde durum ne?
  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki’nin ve Başbakan Yıldırım’ın özellikle Kocaeli ve çevresinde ısrarla “kentsel dönüşüm” ile ilgili talimatları yerel yönetimlerde sözde değil, özde ne kadar karşılık buluyor?
  • Yapılan Çağrılardan sonuç alınıyor mu?
  • Fikrimce kocaman bir hayır!!!
  • Çok uzağa gitmeden bakmak lazım gelirse; özellikle Kocaeli de kentsel dönüşüm için ne kadar çaba sarf ediliyor?
  • Yani kentsel dönüşüm yapmak için, kentleri kent yapmak için ilimize gelen ve muazzam projeler sunan özel sektör firmalarının önü ne kadar açılıyor?
  • Yoksa kentsel dönüşüm yapmak için, kentleri kent yapmak için ilimize gelen ve muazzam projeler sunan özel sektör firmalarının önü havadan sudan nedenlerle kapatılmaya mı çalışıyor?
  • Eğer öyle ise bunu yapan mihraklar ya da konsorsiyumlar hangi firmalardan oluşuyor?
  • Kentleri kent yapmak için ilimize gelen büyük firmalar kimlerin çektiği setlere takılıyor?
  • Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’n de bürokratlar mı daha fazla yetkiye sahip, yoksa seçilmiş belediye başkanı Karaosmanoğlu mu?
  • Yine Kocaeli Büyükşehirbelediyesi’n de hemşehricilik peşinde koşan, hemşehrilerine kıyak geçen, hemşehrisi olmayan firmaların önünü kesmek için çaba sarf eden ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’n de iyi konumlarda görev yapan bürokratlar var mı?
  • Varsa bu bürokratlar kimler?

Yukarıda ki sorular ben başta olmak üzere, Kocaeli de yaşamakta olan ve kentsel dönüşüm noktasında istekli olan her kesimden vatandaşımızın aklını kurcalamakta…

Ben işim gereği sürekli olarak insanlarla iç içe olan bir insanım…

Oturup sohbet ettiğim insanlara “kentsel dönüşüm konusunda belediye başarılı mı?” sorusunu soruyorum ve aldığım cevap kocaman bir “hayır…”

“Bir belediye başkanı olarak, başkanı olduğun belediye sınırları içerisinde yaşayan her insandan sorumlusun demektir.

Çünkü sana bu sorumluluğu o sorumlu olduğun halk, oylarıyla destekleyerek vermiştir.

Her oy bir haktır…

Aldığın her oy için bir insanın hakkı sende vardır…

Sen kalkıp seçilmiş bir belediye başkanı olarak, sorumluluklarının farkında olmaz ya da bu sorumluluklarını emrinde ki bürokratlara verirsen, sen bir belediye başkanı olarak insanların hakkına girmiş olursun ve hakkına girdiğin insanların haklarını yarın ahiret günü geldiğinde Allah senden bir-bir sorar…”

İşte ben bir belediye başkanı olsam aynen yukarıda yazdıklarımı düşünür ve hata yapmamak için azami çaba sarf ederim…

Hayat enteresandır…

Bugün baş olursun yarın ayak…

Bugün ayaksındır, yarın baş olursun…

***

Zaman-zaman, kendi kendime sessiz bir odada oturup, bir belediye başkanı olduğumu düşünürüm…

Sonrasında ise şu soruları kendime sorarım…

  • Ben, nasıl bir belediye başkanı olurdum?
  • Ben, bana oy veren halkımın hakkını yer miydim?
  • Ben, bir belediye başkanı olsam, milletin parasını çalıp, kendime ya da yakınlarıma kıyak geçip, kendimi ya da yakınlarımı ihya eder miydim?
  • Ben, bir belediye başkanı olsam, emrimde çalışan bürokratlara yetkilerimi verip, o bürokratların kuklası olur muydum?
  • Ben, bir belediye başkanı olsam, yakınlarımın ticaretle uğraşıp trilyonlarca lirayı benim adımı ya da bağlantılarımı kullanarak iç etmesine izin verir miydim?
  • Ben, bir belediye başkanı olsam, gözümün önünde yapılan ahlaksızca hırsızlıklara sırf konumumu kaybetmemek için izin verir miydim?

Tüm bunları düşündükten sonra bu soruların cevaplarını kendi kendime veririm…

***

Yine başka bir gün, aynı sessiz odada oturup kendimi bir genel sekreter yardımcısı olarak düşünürüm ve aşağıda ki soruları kendime sorarım…

  • Ben bir genel sekreter yardımcısı olsam , nasıl bir genel sekreter yardımcısı olurdum?
  • Ben adam mıyım? Değil miyim?
  • Ben bir genel sekreter yardımcısı olsam, ekmeğini yediğim kente ihanet eder miydim?
  • Ben bir genel sekreter yardımcısı olsam, insanların hakkını yer miydim?
  • Ben bir genel sekreter yardımcısı olsam, o şehir de iş yapan hemşehrilerime kıyak geçip, o hemşehrilerimi kollayıp, o şehri hemşehrilerime parsel-parsel satar mıydım?
  • Ben bir genel sekreter yardımcısı olsam, rüşvet alıp, haksız kazanç elde eder miydim?
  • Ben bir genel sekreter yardımcısı olsam, sekreter yardımcısı olduğum belediyenin başkanını kukla gibi oynatır mıydım?
  • Ben bir genel sekreter yardımcısı olsam, sekreter yardımcısı olduğum belediye başkanının arkasından sağda-solda dalga geçip, o belediye başkanının iş bilmez, kafası çalışmaz, ahmak, ne dersen onu yapan bir saf olduğunu, belediye başkanı olmayı hak etmediğini, hırsızlık yaptığını, yakınlarını ihya ettiğini söyler miydim?
  • Ben bir genel sekreter yardımcısı olsam, önüme gelen projelere imza atmak için ahlaksızca ve utanmazca rüşvet ya da imza parası ister miydim?

Tüm bunları düşündükten sonra bu soruların cevaplarını kendi kendime veririm…

Kalın sağlıcakla…

 

 

 

YORUM YAP