CHP Grup toplantısı « İzmit Pusula Gazetesi

6 Kasım 2024 - 22:41

CHP Grup toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

CHP Grup toplantısı
Son Güncelleme :

21 Ekim 2020 - 0:53

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, toplantı öncesinde gazeteci yazar Bekir Coşkun’u sonsuzluğa uğurladıklarını ifade etti.

Bekir Coşkun’un kalemini satmayan yiğit bir gazeteci olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Coşkun’un, “düşündüğünü şiir tadında yazan” bir gazeteci olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, “Bekir Coşkun, belli çevreleri ürküten bir gazeteci. Adaletten, haktan, hukuktan yana olan bir gazeteci. Sadece insan haklarını değil, canlı olan herkesin hakkını ve hukukunu savunan bir gazeteci. Ağacın, kuşun, kedinin, köpeğin, her şeyin korunması gerektiğini söyleyen bir gazeteci. Urfa’dan İstanbul’a, Ankara’ya yolculuğu güzel bir yolculuktur aslında. Urfa’nın kültürünü asla unutmayan bir gazeteci. Son yazısında Urfa’nın hoyratına benzer bir dörtlüğü vardı. Şöyle diyordu: ‘Yazarım yazı bilmem. Bu yaz böyle geçti, gelecek yazı bilmem.’ Evet, bu yazı böyle geçirdi ama gelecek yazı bilemedi.” diye konuştu.

Coşkun’a Allah’tan rahmet, yakınlarına ve basın camiasına başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, Coşkun’un bütün yazılarının miras kaldığını, onun beklentilerini yaşatmanın herkesin ortak görevi olduğunu dile getirdi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde hafta sonu gerçekleşen seçimde cumhurbaşkanı seçilen Ersin Tatar’ı tebrik eden Kılıçdaroğlu, “Demokratik bir yarış gerçekleşti. Sayın Ersin Tatar cumhurbaşkanlığına seçildi. Kendisini hem Twitter üzerinden hem de doğrudan telefonla kutladım. Başarılarının sürekli olması hepimizin ortak arzusu. Umuyoruz ve diliyoruz, Kıbrıs’ın tanınması konusunda çok daha geniş, köklü bir çabayı hayata geçirir. Kıbrıs’a barışın ve demokrasinin gelemesini sağlayan kişi rahmetli Bülent Ecevit. Bu vesileyle Ecevit’i de saygıyla, sevgiyle, hürmetle anmak hepimizin ortak görevi.” dedi.

19 Ekim’in Muhtarlar Günü olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, muhtarların hakkını ve hukukunu savunmanın CHP’nin görevi olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, 82 değişik kanunda 354 maddenin muhtarlarla ilgili olduğunu, hiçbir muhtarın bunları bilmediğini, kendisinin de hiçbir siyasinin de bunları bilmediğini ifade etti.

“Muhtarlar için neden tek, özgün bir kanun çıkarılmaz?” sorusunu yönelten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Biz bununla ilgili bir çalışma yaptık. Çalışmamız da hazır. Eğer diğer siyasi partiler de ‘evet’ derse muhtarların hakkını, hukukunu özel bir yasada düzenleyelim ve bu özel yasada yer alsın. Belediye başkanlarının, milletvekillerinin var da niye muhtarların yok. Üstelik muhtarlar gerçek anlamda demokrasiyi temsil eden kesim. Hiçbir siyasi partiye üye değil. Adıyla sanıyla çıkıyor, ‘şunları yapacağım bana oy verin’ diyor. Oyunu alıyor, geliyor koltuğuna oturuyor. Muhtarlık seçimleri birinci sınıf demokrasiyi andırır. Aynı zamanda muhtarlarla ilgili olarak bir bütçenin de olması gerekir. Bütün muhtar kardeşlerime söylüyorum: Gördüğün her siyasiye söyle, ‘Neden bizim bütçemiz yok kardeşim’. Belediyenin bütçesi var, başkan seçimle geliyor. Hizmetse ben de hizmet ediyorum. En azından evinde yiyeceği olmayana ben yardım edeyim. Sosyal yardımlar politik olarak dağıtılacağına, sosyal yardımların muhtarların eliyle dağıtılması lazım. Bir mahallede, köyde kimin yoksul olup olmadığını, kimin ihtiyaç sahibi olup olmadığını en iyi muhtar bilir. Niye devre dışı tutuyorlar? Yine aynı şekilde muhtar tek başınadır. Bir yere gittiği zaman muhtarlığı kapatmak zorundadır. Oysa muhtar olmadığı zaman, bürokratik işleri yapabilmesi için bir kişinin görevlendirilmesi lazım. Bizim bazı belediyelerimiz bu görevlendirmeleri yapıyor. Bunun yasal anlamda gerçekleşmesi lazım.”

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Hatay’daki orman yangınlarına belediyenin de müdahale ettiğini belirterek Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a teşekkür etti. Bu yangınların söndürülmesinde katkı veren Mersin, Adana, Gaziantep, Osmaniye ve Kahramanmaraş belediye başkanlarına da teşekkür eden Kılıçdaroğlu, bunu söylerken siyasi parti ayrımı yapmadıklarına işaret etti. Kemal Kılıçdaroğlu, Hatay’da evleri yanan ailelere yardımda bulunulduğunu ve yangında zarar gören içme suyu isale hattının yapıldığını da anlattı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk gençliğinin fikri, vicdanı ve irfanı hür olmasını istediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, bu çerçevede genç kuşakların yetiştirildiğini, Nobel ödülleri alındığını, sanatın ve kültürün geliştirildiğini, bazı üniversitelerin de dünyada söz sahibi olabildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Fikri iktidarımızı hala tesis edemedik.” dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sayın Erdoğan, senin fikrin Orta Çağ fikri bile değil, sen ondan bile geridesin. Fikri iktidarda ahlak, erdem, bilgi, istişare lazım. Bir kişinin fikrinden değil, milyonların fikrinden söz ediyoruz. Sen kendi iktidarını korumak için ‘Nasıl olur da 83 milyon benim söylediğimi tekrar ettiğinde ve 83 milyonun çocukları okula gittiğinde, 18 yaşına geldiğinde bunların tamamı bana oy verdiğinde fikri iktidar gerçekleşmiş olur…’ Böyle bir dünya yok, Orta Çağ’da bile yoktu. 4+4+4’ü getirdin, şimdi ‘Eğitimde reforma ihtiyacımız var.’ diyorsun. Her bakan geldiğinde yeni bir reform yaptı. Ne oldu sonuç? Düşlediği eğitim sistemini ve fikri iktidarı gerçekleştirme şansı kocaman bir sıfırdır ama haberi bile yok. Hürriyete karşı olan birisinin fikri, vicdanı, irfanı hür insan istediğini duydunuz mu? Hürriyete karşısın sen.”

Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin eğitimin sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin hayata geçirilmesini istedi. Türkiye’de 3 milyon 37 bin öğrencinin internete girememesinin sorumlusunu soran Kılıçdaroğlu, “Türk Telekom’u götürdün Hariri ailesine peşkeş çektin, internete yatırım yapmadılar, kar elde ettiler. ‘Borçları ödemiyorum.’ dediler. Bugün öğrenciler internete giremiyorsa bunun sorumluluğu kimde?” dedi.

Kılıçdaroğlu, öğretmenlere ve ihtiyaç sahibi ailelere bilgisayar dağıtılması gerektiğini yineleyerek “Fatih Projesi’ndeki paralar nereye gitti? Ahkam kesiyor bir de, insanda biraz sıkılma olur. ‘Para yok.’ Tonlarca para var ama öğretmene, ihtiyaç sahibi aileye yok.” ifadelerini kullandı.

Düşük gelirlilere ve bütün öğretmenlere ücretsiz internet öneren Kılıçdaroğlu, “Bunları dinlemiyor beyefendi, ‘Fikri iktidarımızı hala tesis edemedik…’ Daha çok beklersin. O gençler, 2023’te sandığa gelecekler, kimden hesap soracaklarını hep beraber göreceğiz. O çocuklara nasıl bir Türkiye bıraktığını her beraber göreceğiz. Onların hakkını hukukunu nasıl yediğini, o çocuklar senden de benden de iyi biliyorlar.” görüşünü savundu.

Kılıçdaroğlu, “17 yılda 489 milyar dolar tefecilere faiz ödediler. 464 Osmangazi Köprüsü demek. Bu para nereye gitti? Tefeciye gitti. Beylerin fikri iktidarında tefeciye, bizim fikri iktidarımızda böyle bir şey yoktur; alın teri, emek, ücret, kalkınmak, bilgi, ahlak, adalet değerlidir.” diye konuştu.

Bu tutarla 4 bin şehir hastanesi yapılabileceğini de belirten Kılıçdaroğlu, “Her bir vatandaş için, Vali ‘Beni nasıl tanımazsın, o zaman dükkanını kapatın.’ diyor ya, o vatandaş da dahil olmak üzere, 48 bin 732 lira ödenebilirdi. Aile başına ise 165 bin 689 lira ödenirdi. Bu paralar tefeciye gitti.” ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, MHP tarafından başlatılan “Askıda Ekmek Kampanyası”na ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

“Projeye bakın, ne proje ama. Çağ açan bir proje. Bizim fakirliğimizi, bu iktidarın 18 yıl sonunda bizi getirdiği rezilliği bundan daha iyi dünyaya anlatamazsınız. O nedenle Sayın Bahçeli’ye yürekten teşekkür ediyorum. Kuru soğana mahkum ettiniz. 21. yüzyıldan söz ediyorum. 83 milyon, bir avuç tefeciye hizmet eder hale geldik. Beyler tefecilere milyar dolarları yağdırırken, işinden olan adama ‘Sana ayda 1168 lira vereceğim. Günde 39 lira. Krallar gibi yaşayacaksın.’ diyor. Bunlarda vicdan var mı? Açlık sınırı 2448 lira. Açlık sınırının altında milyonlar var.”

Çubuk’tan partisinin sosyal yardım ekibini arayan bir annenin yaşadıklarını paylaşan Kılıçdaroğlu, bu annenin evinde yiyecek bulunmadığı için 2 aylık bebeğine bakamayacak durumda olduğunu söylediğini aktardı. Kılıçdaroğlu, söz konusu anneye yardımda bulunduklarını belirterek “Bu, bize ulaşan bir kişi, böyle milyonlar var. Saraydaki zevat ve onun beslemeleri bunu asla bilmezler. Onların halkla, vatandaşla, çiftçiyle, esnafla, emeklilikte yaşa takılanlarla, muhtarlarla hiçbir ilgileri yoktur. Onlar saray gözlüğünden bakıyorlar dünyaya.” diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, genç kuşağın geleceği Türkiye’de değil yurt dışında aradığını savunarak yapılan bir anketi anlattı. Mayıs ayında gençlere yöneltilen “İmkanınız olsa yurt dışına yerleşip orada yaşamak ister misiniz?” sorusuna Türkiye genelinde yüzde 62,5’inin “evet” yanıtını verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “AK Parti’li gençlerin yüzde 47,3’ü de ‘İmkanımız olsa yurt dışına giderdik.’ diyor. Bu tablonun sorumlusu kim?” diye sordu.

Kılıçdaroğlu, eylülde yapılan gençlik araştırmasındaki “Size kalıcı olarak başka bir ülke vatandaşlığı verilirse Türkiye’yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünür müsünüz?” sorusuna yüzde 64’ün “Evet terkederim.” karşılığını verdiğini belirterek, “Böyle bir gençlik yetiştirdiler. Beka sorunu, beka sorunu… Bundan daha büyük beka sorunu olur mu? Bizim yetiştirdiğimiz evlatlarımız geleceklerini yurt dışında arıyorlar. Erdoğan’ın ve beslemelerinin sayesinde arıyorlar.” sözlerini sarf etti.

Üniversiteyi bitirmiş, taşı sıksa suyunu çıkaracak gençlerin yıllardır işsiz olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bunlarda ahlak var mı Allah aşkına? Ben konuşunca rahatsız oluyorlar, zaten rahatsız olun, önlem alın diye konuşuyorum. Türkiye’yi 18 yılda bu hale getirdiler.” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Suudi Arabistan’ın Türk mallarına ambargo uyguladığı” yönündeki söylemleri anımsatarak, “Korkudan bir şey söyleyemiyorlar. Bunlar İstanbul’un ortasında, konsoloslukta adamı doğradılar, ceset dahil hepsini aldılar, uçaklarına bindiler ve gittiler. Bir şey söyleyemedin. Cezayı kim çekiyor? Erdoğan çekse, ‘Cezasını çekiyor, tamam.’ derim. Bu ülkenin sanayicisi, üreticisinin ne günahı var? Senin izlediğin politika yüzünden fatura onlara çıkıyor. Bütün bunlara rağmen 23 Eylül’de ‘Suudi Arabistan milli günü kutlu olsun.’ diye havaalanlarına afiş asılıyor.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçime yönelik, “Bunlar kabile devletlerinin yaptığı işlerdir.” sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Sen Kızılderili kabile reisinin dünya siyaset tarihine giren açıklamalarını acaba okudun mu? Biz kabile devletinden daha da gerideyiz, adam bunun farkında değil. Gelenek, görenek, anayasa, adalet kaldı mı? Hayır. Keşke kabile devleti konumunda olsaydık, hiç değilse oturur tartışırdık. Devletin bütün çivilerini söktüler. Sen anayasayı ihlal eden, ‘Anayasa Mahkemesi kararını uygulamıyorum.’ diyen adamı yakında Yargıtaya veya Anayasa Mahkemesine üye yapacaksın. Yalandan fikri iktidar olunmaz; önce dürüst, ahlaklı, herkesin düşüncesine saygılı olacaksınız. 18 yıldır söylüyor, geldiğimiz noktada söylediklerinin tamamının yalan olduğu çıktı ortaya.”

CHP lideri Kılıçdaroğlu, istihdam paketlerinin işsizlik sorununu çözmediğini savunarak, işsizlik azaltılmak isteniyorsa devletin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.

İşsizlik azaltılmak isteniyorsa ihtiyaç olduğu belirtilen 138 bin atama bekleyen öğretmene görev verilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, Zonguldak’ta madenlerde çalışacak 5 bin kişiye de iş verilebileceğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, 18 yıldır boş olan engelli kadrolarının doldurulmasını da isteyerek, “Engelli kadrolarını doldurmuyorsun, ‘Efendim biz Meclis’e istihdam paketi getirdik’ diyorsun. Sen onu benim külahıma anlat. Yalandan bu millet bıktı.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, okullara sağlık görevlisi ile temizlik için yardımcı hizmet personeli atanabileceğini, muhtarlıklara büro elemanı verilebileceğini belirtti.

Devlet gereğini yaptıktan sonra özel sektörden de üzerine düşeni yapmasının istenebileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ben ona aslında iyilik yapıyorum, doğruyu söylüyorum. Niçin? Çünkü ben ülkemi seviyorum.” dedi.

Kılıçdaroğlu, bu sistem içinde yatırımcının gelmeyeceğini ileri sürerek, 83 milyonun can ve mal güvenliğinin olmadığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Bugün Erdoğan’a çok yakın olan, üç gün sonra başka yerde olur. Onu da içeri atarlar. Örneği var. Ama bir grubun can ve mal güvenliği var. Kim? Parası olan. Erdoğan’ın avukatına dolar bazında ciddi paralar verirsen senin can ve mal güvenliğin var. Savcı iddianame yazamaz, hakim karar veremez. Peki garibanlar? Onların hepsi içeride. Bir deyim vardır, boş tencereden çok ses çıkar. Günün 24 saati konuşuyor. Doğal gazı bulduk. Yetmedi, bir daha bulduk. Almanya, Fransa bizi kıskanıyor. Yunanistan mahvoldu bitti. Efendim dünya lideri Erdoğan dünyaya kafa tutuyor. Sonunda nereye geldik? Askıda ekmek gerçeğine. Ne dedik? Boş tencereden çok ses çıkar. Boş konuşuyorlar, mutfağı bilmiyorlar, mutfaktaki kadının ızdırabını bilmiyorlar. Çocuğunu emziremeyen annenin ızdırabını bilmiyorlar, bebek mamalarına kilit vurulmuş kimse çalmasın diye, onu bile görmüyorlar.”

Kılıçdaroğlu, yapılan bir ankette toplumun yüzde 68.5’inin, açıklanan işsizlik rakamlarından daha fazla işsizin var olduğunu söylediğini aktardı. Anketlere göre, AK Parti seçmenin yüzde 70.3’ü, MHP seçmeninin de yüzde 80.4’ünün açıklanan işsizlik rakamlarına inanmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, devletin yalan söyleyemeceğini belirtti.

Elektrik dağıtım şirketinden 2016’da 17 kuruşa alınan elektriğin vatandaşa 41 kuruştan satıldığını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, 2020’de ise 25 kuruştan alınan elektriğin vatandaşa 71 kuruştan satıldığını savunarak, iktidarın kime hizmet ettiğini sordu.

Denizli Valisi Ali Fuat Atik’in Kovid-19 tedbirlerine yönelik denetiminde eldiven ve maske sorduğu bir esnafın “Canıma yetti, gebermek istiyorum.” dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin gündemini bu vatandaş belirledi. Türkiyenin gerçeğini de bu vatandaş belirledi. Bu kişi bir siyasetçi mi? Değil. Tezgahında oyuncak satan bir adam. ‘Akşam eve ekmek götürebilir miyim’ arayışında olan bir adam. Her türlü fırçayı yiyor, bir de ceza kesiyorlar.” diye konuştu.

Süt üreticilerinin perişan vaziyette olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, son 11 ayda yem ham maddesine yüzde 64 zam geldiğini, süt yemine gelen zammın yüzde 48, besi yemine gelen zammın ise yüzde 44 olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Çiğ süt alım fiyatı değişti mi? Değişmedi. Haziran, temmuz, eylül aylarında ödenmesi gereken çiğ süt primi hala ödenmedi.” dedi.

Soma’daki maden işçilerinin yürüyüşünün engellendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “31 işçiyi gözaltına aldılar. İşçilerden birisi şunu söylüyor, ‘Sanki hırsızlığı, arsızlığı, namussuzluğu biz yapmışız gibi hesabı bizden sormaya çalışıyorlar.’ Bu arkadaşların da haklarını ve hukuklarını sonuna kadar biz savunacağız.” ifadesine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Fikri iktidarımızı henüz tesis edemedik.” sözünü aktaran Kılıçdaroğlu, “Fikri iktidarınızda adalet yoksa zaten iktidarınızı gerçekleştiremezsiniz.” diye konuştu.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Akın Gürlek’in “yeni Zekeriya Öz” olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“‘Ne hakkı hukuku, nereden çıkardınız siz bunu?’ diyor. ‘Bütün kirli işleri bana gönderin, bütün haksız dosyaları bana gönderin, hiç meraklanmayın, sadece bana bir göz kırp, ben gereğini yaparım’ diyor. Erzurum’da 10 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edilirken bu beyefendi oradaydı. Barış Terkoğlu, bu dosyayla ilgili çok güzel bir yazı yazdı. Bu Akın Gürlek, böyle bir adamdır. Bundan adalet falan beklenmez. Adaleti katleden adam kim derseniz Akın Gürlek’tir. Bu kadar açık. Yeni Zekeriya Öz. ‘Anayasa Mahkemesi, yasalar beni bağlamaz’ diyor. ‘Beni bağlayan tek otorite saraydır’ diyor. ‘Çünkü ben Anayasa’yı, yasaları, vicdanı, hukukun üstünlüğünü çoktan unuttum’ diyor. ‘Ahlakı, adaleti çoktan unuttum’ diyor. ‘Benim bir kıblem vardır, o da saraydır’ diyor. ‘Saraydan gelen talimatı yaparım’ diyor. Yine bu kişi, aldığı bu kararla, ‘milletvekili dokunulmazlığını asla tanımam’ diyor. Anayasa Mahkemesi demiş ki yeniden seçime girdi, yeniden dokunulmazlık kazandı. Ama Akın Gürlek diyor ki, ‘dokunulmazlık TBMM, Anayasa ben bunlara inanmam ve ben bunları takmam’ diyor. TBMM Başkanı buna itiraz eder mi? ‘Sen milletvekili haklarını nasıl istismar ediyorsun’ diye bir demeç verir mi? Kendi milletvekilinin hakkını ve hukukunu savunamayan bir kişi asla TBMM Başkanlığı yapamaz. Usülen orada oturur. Kendisine başkan da denir ama o başkan sarayın başkanıdır, TBMM’nin başkanı değil. Bu parlamento çok başkan gördü ama bu kadar aciz bir başkanı hiç görmedi. O nedenle ‘Saraydan talimat alır. Saraydan talimat alıyorsa bize bir şey yapamaz’ diyor. Yine bu Akın Gürlek yani yeni Zekeriya Öz’ümüz diyor ki ‘Hakimler Savcılar Kurulu da bana dokunamaz. Benim bütün kanunsuzluklarıma Hakimler Savcılar Kurulu gözlerini kapatır. Eğer gelirlerse üyeler, elimi uzatırım, hepsi sırayla elimi öperler, bana da acaba saraydan bir torpil bulabilir misin?’ diye. Bu kadar ağır bir ifadeyi bu hukuksuzluğa karşı kullanmak benim görevimdir.”

Akın Gürlek’in bir beklenti içinde olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, önümüzdeki süreçte Yargıtay üyeliğine getirilebileceğini iddia etti.

Kılıçdaroğlu, zulmün giderek arttığını savunarak, “Bütün vatandaşlarıma şunu söylüyorum, biz birlikte olduğumuz sürece, adaletten, haktan, ekmekten, emekten, alın terinden yana olduğumu sürece, demokrasiden yana olduğumuz sürece, çalışandan üretenden, çiftçiden, emekliden yana olduğumuz sürece, hiç kimsenin karamsar olmaya hakkı yoktur. Biz bunları birlikte, beraber göndereceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Erken seçim kabile devletinde olur.” sözlerini eleştiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Sen erken seçim yaptın. Demek o dönem kabile devletiydi, şimdi daha kötü. Bunlar ne söylediklerini de bilmiyorlar. Erken seçim benim talebim değil, çiftçinin, emeklinin, sanayicinin, hapishanelerde haksızca yatanların talebidir. Demokrasiye inananların talebidir erken seçim. ‘Milli irade’ diyorsun. Mili iradeye gitsene, hakemliğine başvursana. Korkuyorlar. Korksunlar. Halk gelecek, yok edeceğiz batılı. Adaleti getireceğiz bu ülkeye.”

YORUM YAP