Ceva Lojistik ile ilgili iddialar akıllara ziyan « İzmit Pusula Gazetesi

23 Kasım 2024 - 06:50

Ceva Lojistik ile ilgili iddialar akıllara ziyan

Ceva Lojistik ile ilgili iddialar akıllara ziyan
Son Güncelleme :

06 Haziran 2022 - 22:34

umutsen.org isimli web sitesinde yayınlanan makalede anlatılanlar, akıllara ziyan…

Bahsi geçen sitedeki makalede anlatılanları yorumsuz olarak paylaşıyorum.

İşte o makale:

AMAZON HAPİSHANESİNE HOŞ GELDİNİZ!

Amazon Türkiye deposu olarak hizmet veren taşeron şirket Ceva Lojistik Kocaeli’nde bulunuyor. Depoda yaklaşık iki bin işçi, üç vardiyada sekiz takım hâlinde çalışıyor. T1’den T8’e kadar adlandırılan işçi grupları 1, 2, 3 ve 4. takımlar bir arada olmak üzere, dört ekiple farklı vardiyalarda haftanın yedi günü 24 saat çalışıyor. “Vardiya” ve “mesai” gibi yasal tanımları ortadan kaldıran Amazon yönetimi, işçilerin bir yandan zaman algısıyla oynarken bir yandan da onların makineleşmelerini sağlıyor. Takım ve vardiya değişimleri işçilere baskı ve mobbing için kullanılıyor. Gıda, kıyafet, kitap ve teknolojik ürünler farklı depolarda hazırlanıyor.

Amazon’daki çalışma yaşamı, kampanya dönemleri ve normal dönemler olarak ikiye ayrılıyor. Normal dönemde günde 8 saat haftada 6 gün çalışan işçiler, kampanya dönemlerinde izinsiz çalıştırılıyor ve bazı günlerde çift vardiya yaparak 16 saat boyunca çalışabiliyorlar. Çalışmayı kabul etmeyen işçiler, servis iptalleri gibi yöntemlerle çalışmaya mecbur bırakılıyorlar. Kampanya dönemlerinde 7 gün çalıştırılan işçilere 6 gün üzerinden imza attırılıyor. Haftalık izin kullandırılmıyor veya izin ücreti maaşlara eklenmiyor. Vardiya değişim günlerinde oluşan 24 saatlik boşluk hafta tatili olarak değerlendirilmemesi gerekirken tatil olarak değerlendiriliyor. Sabah 08.00’de vardiyadan çıkan ve vardiya değişimiyle 08.00 vardiyasına geçen işçiye bu 24 saatlik boşluğun haftalık tatil olduğu söyleniyor, yani haftalık izni gasp ediliyor.

Kampanya dönemlerinde Efora adlı taşeron bir firmadan yevmiye usulü çalışan geçici işçi alımı yapılıyor. Kampanya döneminde çalışan yevmiyecilerin performansından memnun kalırlarsa işe alıyorlar. Orada bulunan kadrolu işçileri de bir bahanesini bulup, tazminatsız şekilde işten atıyorlar. İşçilere işe alım sürecinde işin usulüne ve operasyon süreçlerine dair eğitim verilmemesine rağmen eğitim verilmiş gibi imza attırılıyor. Bu eğitimi almaması nedeniyle yaşanacak operasyonel bir hatada işçi sorumlu tutuluyor, işten atma veya yemek ücretini kesme gibi yaptırımlar uygulanıyor.

Amazon’da görev tanımı diye bir şey yok. İşçiler sürekli görevleri dışında çalışmaya mecbur bırakılıyor. İş Kanunu’nun hiçbir maddesinin uygulanmadığı ve herhangi bir devlet kurumu tarafından denetlenmeyen depoda, görev tanımı dışında çalışmayı kabul etmeyen işçiler hakkında da tutanak tutuluyor. Maaşların yüzde 30, 40 ve 50 gibi zam dilimleri var. Bu zam dilimleri yeni giren bir işçi ile kıdemli işçinin maaşını eşitleyecek şekilde kullanılıyor. Performans üzerinden ücretlendirme olduğu söylense de, depodaki tüm işçilerin maaşını eşitlemek üzerinden bir ücret politikası uygulanıyor. Depodaki yemek ücreti Setcard ile veriliyor. İşçilere 570 TL’lik Setcard verilirken, son dönemde bu tutar 400 TL’ye düşürüldü. Herhangi bir hastalık durumunda, işçi raporlu olsa dahi yemek ücreti derhal kesiliyor. İşçi bir gün gelmediğinde yemek ücretinden 100 lirası, ikinci gün gelmediğinde 200 lirası kesiliyor. Üç gün işe gelmezse veya habersiz gelmezse tüm yemek ücreti kesiliyor. Yöneticilerin dayattığı işin dışına çıkıldığı anda Setcard ücretinin tamamı gasp ediliyor.

Kocaeli’de bulunan deponun ortasında depo şefinin kullandığı bir gözetleme kulesi bulunuyor. 1700’lerde hapishaneleri gözetlemek için inşa edilen panoptikon diye adlandırılan modelin benzeri depo içinde de var. Depo şefi oradan çalışanların performanslarını izliyor. İşçiler, imza almaları gerekince kuleye çıkmak zorunda kalıyorlar. İşçilerin tabiriyle, depo şefi “deponun tanrısı”. İşçiler, kulenin önünden geçerken ayaklarının titrediğini, yukarıya çağırıldıklarında da “tanrılar kurban istiyor” diye düşündüklerini anlatıyorlar.

Depoda Opex adı verilen ve tek işi işçileri denetlemek olan bir ekip bulunuyor. Gün boyu işçileri tek tek fotoğraflıyor ve en ufak bir olayda tutanak tutuyorlar. İşçiler bu denetim ekibine yakalanmamak için sürekli çalışmak zorunda kalıyorlar. Çünkü her an herhangi bir noktadan fotoğrafları çekilebilir, tutanakla işten atılabilirler.

İşçiler çay molalarına girerken ve çıkarken iki tane X-Ray cihazından geçiyorlar. Çalışırken kullandıkları kalem dahi üstlerinde kalmış olsa hırsızlıkla suçlanabiliyor, haklarında tutanak tutulabiliyor veya yöneticilerin odalarına çekilerek tehdit edilebiliyorlar.

Mesai ve vardiya gibi kavramlar, çalışma metodu sebebiyle, Amazon depo işçilerin zihninde silikleşmiş durumda. İşçiler, Opex ekibi tarafından fotoğraflanabilecekleri kaygısıyla 10 saniye bile durup soluklanamadan, depo şefinin izleme kulesinde her an enselerinde olduğunu bilerek veya bir bahaneyle tutanak için kulesine çağırabileceği endişesiyle, güvenlikten geçerken üzerlerinde kalan bir kalem sebebiyle hırsızlıkla suçlanma ve işten atılma korkusuyla, deyim yerindeyse insanlıktan çıkmış bir şekilde çalışıyorlar.

Depo yöneticileri, depoda hırsızlık olduğunda işçileri soyarak arama yapıyorlar. Soyunma odaları yetersiz olduğu için koridorlara konan kıyafet dolaplarını kadın ve erkek işçilerin birlikte kullanmasını istiyorlar. Üstelik soyunma odası olarak kullanılan koridorları izleyen kameralar da var.

Amazon deposunda kadınların üzerinde ekstra bir üretim baskısı mevcut. Özellikle hamile kadınlara kasıtlı olarak ağır ürünler taşıtılıyor. Kadın işçilerin bu şekilde istifa etmelerini, doğum izni, tazminat vb. haklarından yararlanmamalarını istiyorlar. Aynı zamanda gebelik için sakıncalı olmasına rağmen hamile kadınlar X-Ray cihazlarından geçmeye zorlanıyorlar.

Kadınlar, kampanya dönemlerindeki üretim baskısıyla çok sık sinir krizi geçirdiklerini anlatıyorlar. Depoda çalışan bir kadın işçi hemen arkasında, hatta sırt sırta çalıştığı diğer bir kadın işçiyle üç ay sonra tanıştığından bahsediyor. Amazon’un “10 saniye durmadan” çalıştırma politikası Kocaeli’ndeki depoda da geçerli.

Depo içinde yöneticilerin en büyük korkusu işçilerin yan yana gelmesi. İşçiler yan yana geldiği anda mobbing başlıyor. Sendikaya üye olduklarını tespit ettikleri işçilerin vardiyası ve bölümü değiştiriliyor, haklarında tutanak tutuluyor veya işten atılıyorlar. Amazon, işçilerin örgütlenmesini önlemek için tehditle yıldıramadığı işçilerin de tüm ödemelerini yaparak işten çıkışlarını vermek için uğraşıyor.

KAYNAK: http://umutsen.org/index.php/gozumuz-uzerinizde-amazon-tanrilari-daha-cok-kazanc-istiyor/

YORUM YAP