Değerli okurlarım;
Bir önce ki yazımda kullanmış olduğum başlık “Aman ha “Atatürk” demeyin!!! Başımıza taş yağar!!!” şeklinde idi.
Yazımı okuyan okuyucularım bilir, yazımı geçtiğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda ki Cuma Hutbesi’nde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan ve 30 Ağustos Zaferi’nin kayıtsız şartsız mimarı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e dair tek bir kelime dahi söylemeyen Diyanet İşleri Başkanlığına ithaf etmiş, bu durumu eleştirmiştim.
Dilerseniz yazının kısa bir bölümünü buradan hatırlayalım...
“Şimdi AKLIMDA deli sorular var, ve bu soruların bir kısmını buradan kaleme almak istiyorum…
- Ey Diyanet, sorun sende mi yoksa Cuma Hutbesini hazırlayan birkaç kişiden oluşan kurulda mı?
- Kurucunuz olan Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmak bu kadar zor mu?
- Kim ya da kimler Mustafa Kemal adının Cuma Hutbelerinde anılmasından rahatsızlık duyuyor?
- Diyanet İşleri yöneticileri Cuma Hutbelerini denetliyor mu?
- Denetliyorsa, denetleyenler Cuma Hutbesini hazırlayan kurula müdahale edemiyor mu?
- Edemiyorsa neden edemiyor?
- Bir kaç kişiden oluşan o kurul, istediği gibi hutbe hazırlama serbestliğine sahip mi?
- Eğer bu hutbe denetleniyorsa ve denetlendiği halde 30 Ağustos Zafer Bayramına gelen Cuma Hutbesinde nasıl oluyor da bu zaferin en büyük payesinin adını anmaktan eriniyorsunuz?
- Eriniyorsanız, kurucunuz olan Mustafa Kemal Atatürk sayesinde evinize, ailenize ve bakmakla yükümlü olduğunuz kişilere o ekmeği yedirirken içiniz sızlıyor mu?
- Yoksa Mustafa Kemal Atatürk’ün adı anılırsa başımıza taş yağacağını mı düşünüyorsunuz?
Sizi ben şahsım adına Yüce Allah’a havale ediyorum.
Dilerim ki Yüce Allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın…
AMİN AMİN AMİN”
***
Yazımı gazetemizde yayımladığım andan itibaren sadece yazımın başlığına göre değerlendiren ve akıllara ziyan küfürler eden bir kitle ile karşılaştım.
Bu kitle öyle bir kitle ki yorumlarda sürekli küfür ve tehditler savuran insanlardan oluşuyor.
Bazı okuyucuların asıl sorunları neler biliyor musunuz?
- Okumamak…
- Yazılan bir yazının başlığıyla yazıyı değerlendirmek…
- Küfür ederken bundan haz duymak…
Gazetecilik hayatım boyunca, akıllara ziyan olaylarla, haberlerle ve haber başlıklarıyla karşılaştım.
Bu mesleğe gönül vermeden evvel de çok iyi bir okuyucu idim.
Ama hiçbir yazıyı ya da haberi başlığına bakarak değerlendirmedim.
Bana enteresan gelen haber ya da yazının başlığına bakarak karar vermedim, yorum yapmadım.
Yazının ya da haberin başlığını okudum ve mutlaka sonrasında yazının tamamını okudum ve kararımı bu yönde verdim.
Çok kızarak, sinirlenerek ve nefret ederek okuduğum yazı ya da haberlerde yorum yaptım ama asla küfür ederek yorum yapmadım.
***
O yazımda ki yorumlarda şahsıma edilen küfürleri ya da tehditleri önemsedim mi?
Hayır, asla önemsemedim ve bundan sonra ki yazılarımda da bana edilen küfürleri ya da tehditleri önemsemeyeceğim…
Burada beni üzen, insanların okumaktan erindiklerini görmek oldu.
Değerli okurlarım;
Sizden ricam, lütfen bir yazıyı ya da haberi başlığıyla değerlendirmeyin, okuyun, okumaktan zarar gelmez ama yorum yaparken küfür etmeyin, çünkü küfür bu hayatta ki en kötü şeylerden birisidir.
Kalın sağlıcakla…