Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu İskender İzgi yürütücülüğündeki “Yeniden Programlanan Mesane Kanseri Hücre Hatlarında Epitel-Mezenkimal Geçiş ve Kanser Kök Hücreleri Gibi Malign Dönüşümü Arttıran Faktörlerdeki Değişimin Proteomik Analizi: Yeni Bir Biyobelirteç Arayışı” başlıklı proje TÜSEB – B Grubu Ar-Ge Projeleri kapsamında destek almaya hak kazandı.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı tarafından desteklenen ve 24 ay süreli projenin yürütücülüğünü Doç. Dr. Banu İskender İzgi yaparken, projede araştırmacı olarak Prof. Dr. Murat Kasap, Doç. Dr. Gürler Akpınar ve Dr. Mehmet Sarıhan yer alıyor.
Projenin içeriği ile ilgili olarak bilgi veren Doç. Dr. Banu İskender İzgi, “Projemiz kapsamında yeniden programlanan mesane kanserinin teşhis ve tedavisine yönelik moleküler hedeflerin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Kanser tedavisi, artan kanser nüksü, metastaz ve ilaç direnci nedeniyle oldukça güçtür. Tedaviyi zorlaştıran moleküler süreçlerin tespiti açısından yeniden programlama teknolojisi kanser hücrelerinin daha selim ve kemoterapötiklere daha duyarlı fenotipe geri döndürülebildiği en iyi in vitro yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeniden programlama ile malign hücrelerin onkojenik dönüşüme uğramadan önceki durumlarına döndürülmeleri sağlanarak, tümör başlangıcı ve ilerleyişi laboratuvar ortamında yeniden canlandırılabilecektir. Böylece, apoptotik sinyallere duyarlılığın azalması, kanser kök hücre özelliklerinin kazanılması, anjiyogenezin uyarılması, tedaviye yönelik ilaçların hücreden dışarıya atımının artışı gibi mekanizmalar üzerindeki etkiler nedeniyle tedaviye direnç ve metastazın merkezinde yer alan moleküler süreçlerin aydınlatılmasına katkı sağlanacaktır.
Projemiz kapsamında yeniden programlanan mesane kanseri hücrelerinde tümörigenez sürecindeki protein-protein etkileşimlerinin gösterileceği tam bir analiz, erken teşhisi zor olan ve geç kalındığında yaşam oranı düşük olan mesane kanserinin ilerleyişini anlamamızı sağlayacak yapıcı bir araç olacaktır. Kanser hücreleri arasında bulunan alt popülasyonlardaki hücrelerin ‘moleküler imzasını’ ve böylelikle metastazın işaretlerini tanımlamak oldukça önemlidir. Çalışma kapsamında uygulanacak proteomik analiz ile tek bir tümör evresinin ‘anlık görüntüsü’nü tespit etmekten ziyade, yeniden programlama ile farklı tümör evrelerindeki dinamik değişimlerin yansıtılması hedeflenmektedir.
Proje çıktıları ile mesane kanserini yöneten süreçlerin aydınlatılmasına katkı sağlanması ve proteomik analiz verilerinin uzayan protein listeleri olmaktan öteye taşınarak teşhis ve tedavide kullanılabilecek biyobelirteç adaylarının tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Projemiz yeniden programlama stratejileri ve proteomik çalışmaları mesane kanserinin teşhis, prognoz ve tedavisine yönelik biyobelirteç arayışı konusunda bir araya getirecek ilk proje olması bakımından önem arz etmektedir.” dedi.