Defalarca yazdık, anlattık.

AB denen o köhne topluluğun çökmek üzere olan bir güruh olduğunu izah etmeye gayret ettik…

AB denen güruhun, bir hıristiyan kulübü olduğunu izaha gayret ettik…

AB denen o gürühun Türkiye’yi arasına almayacağını anlatmaya gayret ettik…

AB denen o gürühun, AB üyeliğini Türkiye’ye karşı bir koz olarak hep elinde tutacağını anlatmaya gayret ettik…

Dikkate alan oldu, olmayan oldu…

Biz yine de yazdık, anlatmaya gayret ettik…

Bilindiği gibi ülkemiz yaklaşık olarak 26 günden bu yana etrafında ki ihanet çemberini yok etmek adına Afrin’de önemli bir operasyon yapıyor…

Bu operasyonda maalesef şehitlerimiz, gazilerimiz oluyor…

Tüm bunlar olurken Türkiye’nin NATO’dan mütevellit sözde müttefiki olan ama her fırsatta Türkiye’yi ve Türk ulusunu sırtından hançerleyen Yunanistan adında bir illet var…

Bu illet tarih boyunca herkesin sırtında bir kambur olarak yaşamış, hep birilerinden medet beklemiş bir illet…

Bu illet, şimdilerde Türkiye’nin Afrin’de hainlere karşı yürüttüğü operasyonu fırsat bilmiş ve Türk karasularında bulunan adaları ele geçirmek için çabalamaya başlamış vaziyette…

Her defasında birilerinden medet uman ve birilerinin sırtına kambur olan Yunanistan, Türk topraklarında ki asla gerçekleştiremeyeceği emellerini gerçekleştirmek için şimdilerde AB denen o köhne güruhun sırtına kambur olmuş vaziyette…

AB denen o köhne topluluktan nafile bir güç alan Yunanistan, bu çabalarının beyhude bir çırpınış olduğunu etbette ki anlayacaktır.

Ne acıdır ki AB denen o köhne toplulukta sırtında ki o kamburu taşımaktan gayet mutlu…

AB denen o köhne topluluğun Yunanistan denen o kamburu sırtında taşımaktan mutlu olduğunu Avrupa Komisyonu Sözcüsü Margaritis Schinas’ın geçtiğimiz gün  “Negatif açıklamalar iyi komşuluğa zarar verebileceği için yapılmamalı. Komisyon, gelişmeleri yakından izliyor, Türkiye, iyi komşuluk ilişkilerine devam etmeli ve AB üyesi ülkeleri tehdit etmemeli, onlara karşı harekete geçmemeli” şeklinde ki haddini aşan uyarısından anlamak mümkün…

Bu açıklamalardan sonra hala AB üyeliği için o köhne topluluğun kapısında beklemek Yüce Türk milletine zuldür…

Bu hadsizce açıklamaların ardından, Avrupa Komisyonu Sözcüsü Margaritis Schinas’a Türkiye hak ettiği en sert cevabı vermeli ve bu haddini aşan açıklamalardan sonra AB denen köhne topluluğa üyeliğin yeniden gözden geçirilmesi kanaatindeyim…

Ben bir Türk ve Türk vatandaşı olarak, Avrupa Komisyonu Sözcüsü Margaritis Schinas’ın yapmış olduğu bu açıklamalardan son derece rahatsızım…

AB denen o köhne topluluğun Türk milletine ve Türkiye’ye olumlu yönde en ufak bir katkısının olamayacağı kanaatindeyim…

Şu net olarak bilinmelidir ki Türkiye’nin Avrupa Birliği denen o köhne topluluğa ihtiyacı yoktur, tam tersine AB denen o köhne topluluğun Türkiye’ye ihtiyacı vardır.

Türk milleti tarih boyunca hep genç bir nesil sahibi olmuş, bu özelliğini de hep ileriye götürmüştür.

Türk gençleri hep ahlaklı olmuş, yüzyılların değişmesine rağmen bu özelliğini kaybetmemiştir.

Türkiye, Asya ve Avrupa Kıtalarını birbirine fiziki olarak bağlayan bir coğrafyaya sahiptir.

Türkiye, Ortadoğu’nun kalbidir, Türkiye’nin olmadığı bir Ortadoğu’da barışın hakim olması mümkün değildir…

Türkiye, 83 Milyonu bulan nüfuzuyla Avrupa’nın en genç nesiline sahiptir…

Tüm bu şartlara bakıldığında Türkiye’nin Avrupa birliği denen o köhne topluluğa zerre kadar ihtiyacı olmadığını anlamak mümkündür.

Son olarak ifade etmek isterim ki Türkiye;

• Kendisine yetmeye başlamıştır.
• Kendi silahını üretmektedir.
• Etrafı düşmanlarla çevrili olmasına rağmen, vakur duruşunu asla bozmamıştır.
• “Kafa tutulamaz” denen ABD ve Avrupa ülkelerine kafa tutar hale gelmiştir.
• Etrafında ki ihanet çemberini delmiş, kendisine ihanet eden herkese haddini bildirir hale gelmiş, dik duruşunu daha da dik hale getirmiştir.
• Bu saatten sonra ne AB’ye ne de ABD’ye ihtiyacı kalmamıştır.

Türkiye büyük bir ülkedir ve evvel Allah’ın izniyle de daha da büyüyerek yoluna devam edecektir…

KALIN SAĞLICAKLA…