Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında, Afrika ziyaretine ilişkin, “Bu geziler vesilesiyle, gördüğüm bir başka gerçek de Afrika’da FETÖ’nün ülkemize ne kadar büyük bir zaman ve birikim kaybettirdiğidir. Hem Türkiye ismi ve Türk bayrağı altında uşaklığını yaptığı güçlere hizmet etmiş bir yapının tahribatını silmek hem de tüm ilişkileri yeni baştan kurmak için uğraşıyoruz.” dedi.
Erdoğan, Meclis çalışmalarında başarılı verimli bir hafta geçirilmesini temenni etti.
Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Afrika ziyaretine atıfta bulunan Erdoğan, “Cezayir, Moritanya, Senegal ve Mali’de çok önemli görüşmeler gerçekleştirdik. Bu ülkelerin bir kısmında iş adamlarımız da bize refakat ederek, kendi alanlarıyla ilgili önemli görüşmeler gerçekleştirdiler.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, Türkiye’nin çok eski ve tarihi ilişkilere sahip olduğu Cezayir’de, Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika, Başbakan Ahmed Ouyahia, Ulusal Halk Meclisi Başkanı Said Buhacca ve Millet Konseyi Başkanı Abdelkader Bensalah ile samimi görüşmeler yaptıklarını aktararak, “Gelecek nesillere daha iyi bir ortak miras bırakabilmemiz için Kuzey Afrika’nın parlayan yıldızı olarak gördüğüm, yaklaşık 3.5 milyar dolarlık dengeli bir ticaret hacmimizin bulunduğu Cezayir ile bu tür temasları sıklaştırmamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Cezayir’in milli enerji şirketi Sonatrach ile Rönesans ve Bayegan şirket ortaklığı vasıtasıyla Adana’da yapılmakta olan 1 milyar dolarlık petrokimya yatırımını, ticari ilişkilerdeki yeni dönemin habercisi olarak kabul ettiğini söyledi.
Moritanya’da tüm şehrin sokaklara inerek, kendilerini karşıladığını anlatan Erdoğan, “Yürekten gelen bir sevgiyle bağrına bastığını görmekten büyük memnuniyet duyduk. Moritanya’da şahit olduğumuz manzara bize sorumluluklarımızın ağırlığını bir kez daha hatırlattı. Ülkemizden Moritanya’ya Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk olan bu seyahatin, insani ve ticari ilişkilerimizin geleceği açısından bir milat teşkil edebileceğini düşünüyorum.” diye konuştu.
Batı Afrika’nın en önemli ülkelerinden biri olan Senegal ile eskiden beri iyi ilişkilere sahip olunduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ticaret hacmimizin 250 milyon doları bulduğu bu ülkenin sahip olduğu büyük potansiyelin gayet iyi farkındayız. Cumhurbaşkanı Macky Sall’in samimi ev sahipliğinde gerçekleşen Senegal ziyaretimizde, iş adamlarımızın bu ülkede yaptıkları yatırımları da yerinde görme imkanı bulduk. Afrika’nın çoğu yeri gibi gerçekten ciddi bir yokluğun, yoksulluğun hüküm sürdüğü bu ülkeyle her anlamda yapılabilecek çok işimizin olduğunu düşünüyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde, ilişkilerimizi çok daha sıklaştıracak, Senegalli kardeşlerimizle ortak bir geleceğe yürüyeceğimize inanıyorum.”
Tüm ülkeler içinde en sıkıntılı ülkenin Mali olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu ülkeye Cumhurbaşkanlığı düzeyindeki ilk ziyareti gerçekleştirdiklerine işaret etti.
Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita ile görüşmesinde halklar arasındaki ilişkileri geliştirme iradesini teyit ettiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mali’de bulunan Timbuktu şehri Sahra çölündeki bir ilim, irfan yuvası olarak, bizim gönül coğrafyamızda özel bir yere sahiptir. Bu ülkeyle de siyasi, insani ve ticari ilişkilerimizi, hakettiği düzeye getirmek için daha çok çalışmamız gerektiğini gördük.” ifadesini kullandı.
Afrika ziyareti kapsamında gittiği ülkelerin ortak özelliğinin 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye’ye verdiği destek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
“Bu ülkeler, FETÖ okullarını kısa sürede, Maarif Vakfımıza devrederek, samimiyetlerini sözde bırakmayıp, fiiliyatta da göstermişlerdir. Kendilerine bu vesileyle bir kez daha teşekkürlerimi ifade ediyorum. Bu geziler vesilesiyle, gördüğüm bir başka gerçek de Afrika’da FETÖ’nün ülkemize ne kadar büyük bir zaman ve birikim kaybettirdiğidir. Hem Türkiye ismi ve Türk bayrağı altında uşaklığını yaptığı güçlere hizmet etmiş bir yapının tahribatını silmek hem de tüm ilişkileri yeni baştan kurmak için uğraşıyoruz. Kamu kurumlarımızla, TİKA’mızla, iş dünyamızla, burslarımızla, eğitim, sağlık, tarım alanındaki desteklerimizle, Yunus Emre Vakfımızla, Afrikalı kardeşlerimizin yanlarında olmayı sürdüreceğiz.”
Afrika kıtasında tüm ilişkileri kazan kazan ilkesine göre tesis etiklerini kaydeden Recep Tayyip Erdoğan, “Örneğin, ihracatımızın çok fazla, ithalatımızın çok düşük olduğu ülkelerde hemen ticaret dengemizi nasıl kurabileceğimizin yollarına bakıyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cinderesi’ndeki teröristlerin hem havadan hem karadan sürekli sıkıştırıldığını belirterek, “Çok yakında burası da temizlenecek ve böylece Afrin şehir merkezinin kuşatması önünde bulunan en büyük engellerden biri daha aşılmış olacaktır. Bundan sonra sıra Afrin şehir merkezinin kuşatılarak orada yuvalanmış teröristlerin başlarının ezilmesine geliyor. Harekatın bundan sonraki kısmının çok daha hızlı şekilde yürüyeceğine inanıyorum.” dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada geçen hafta Afrika’ya gerçekleştirdiği temaslar hakkında bilgi verdi.
Sadece almak veya sadece vermenin bu ülkelere iyilik olmadığını ifade eden Erdoğan, acil durumlarda elbette balık da vereceklerini ancak asıl balık tutmayı öğreteceklerini söyledi. Erdoğan, ancak bu şekilde Afrikalı kardeşlerinin asırlardır içine hapsedildikleri fasit daireyi kırabilmelerine yardımcı olabileceklerini bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İşte Fransa. Bize belli noktada akıl vermeye kalkanlar, sadece Cezayir’de 5 milyon insanın katlini icra ettiler. İnşallah bu kıtayla ilişkilerimizi her alanda, sürekli ileriye taşıyarak sürdürmekte kararlıyız. Bize yıllarca hep ‘kara’ diye öğretilen Afrika’nın aslında ne kadar renkli, aydınlık, bereketli bir yer olduğunu gördükçe bu kıtayı sömürenlerin insafsızlıklarını, vicdansızlıklarını, ahlaksızlıklarını çok daha iyi anlıyoruz. Bu algının Senegal’deki Gore Adası’nda sembolleştiği şekilde, tıpkı bir eşya gibi alınıp satılan, işe yaramayanların da denize atılarak köpek balıklarına yem edilen insanlara yapılan zulmü örtme gayretinin ürünü olduğu açıktır.
Özellikle Afrika’nın kara değil dünyanın en renkli kıtası, orada yaşayanların da eşya değil insan olduğu gerçeğini hala gizlemeye çalışanlara inat biz Afrikalı kardeşlerimizle birlikte ortak bir geleceğe yürümeye devam edeceğiz. Bu anlayışla ilk fırsatta bu defa Afrika’nın en güneyine ineceğiz ve Afrika’nın güneyindeki ülkeleri kapsayan bir seyahati şu anda planlıyoruz. Kıtada ayak basmadık yer bırakmayana kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz.”
Erdoğan, Türkiye’nin bir yandan uluslararası düzeydeki ilişkilerini geliştirmek için çabalarken diğer yandan ekonomisini güçlendirmeye, aynı zamanda da güvenlik politikalarını hayata geçirmeye gayret ettiğini belirtti.
Bir süredir güvenlik önceliklerinin en başında Suriye’deki gelişmelerin yer aldığına işaret eden Erdoğan, bugün 46. gününe giren Zeytin Dalı Harekatı’nda görev alan tüm güvenlik güçlerine bir kez daha Rabbinden başarılar diledi. Erdoğan, “Şüphesiz ki sefer bizden zafer Allah’tandır.” diye konuştu.
Erdoğan, şu ana kadar 700 kilometrekarenin üzerinde bir alanın teröristlerden temizlendiğini ve kontrol altına alındığını, 2 bin 872 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
TSK ve jandarma personelinden 41 askerin, Özgür Suriye Ordusu’ndan (ÖSO) 159 kardeşinin şehit olduğunu ifade eden Erdoğan, tüm şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.
Erdoğan, şehitleri Arif Nihat Asya’nın, “Şehitler tepesi boş değil/Toprağını kahramanlar bekliyor./Ve bir bayrak dalgalanmak için/Rüzgar bekliyor/Destanı öksüz, sükutu derin meçhul askerin; /Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye /Yattığı toprak belli/Tuttuğu bayrak belli/Kim demiş meçhul asker diye?” dizeleriyle ve fatihalarla yad ettiklerini söyledi.
Duanın aminini Mehmet Akif Ersoy’un, “Millet için ordum etti mi sefer/Kükremiş arslan kesilir her nefer/Döktüğü kandan göğe vursun zafer/ Toprağa bir damlası boşa akmasın/Amin desin hep birden yiğitler/Allahu ekber/ gökten şehidler/ Amin. Amin/ Allahu ekber. Allahu ekber.” dizelerini okuyarak yapan Erdoğan, “Döktüğü kanın tek damlası dahil boşa gitmeyen bizim askerimizin yattığı toprak da tuttuğu bayrak da hamdolsun bellidir. Ruhunu ve bedenini kirli pazarlıkların aracı haline getirmiş, kime hizmet ettiği belli olmadan, geberip giden teröristleri kimse hatırlamayacak. Ama biz şehitlerimizin hatıralarını, ilelebet kalbimizde ve destanlarımızda yaşatacağız.” ifadelerini kullandı.
Zeytin Dalı Harekatı’nda gelinen nokta itibarıyla terör örgütünün sınırlarıyla olan irtibatının artık tamamen kesildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Örgütün ciddi yığınak yaptığı, direniş gösterdiği yerler arasında bulunan Raco ve Şeyh Hadid, büyük çarpışmalar sonucu teröristlerden temizlendi. Son günlerdeki önemli gelişmelerden biri de hem bölgenin kontrolü hem de örgütün hareket kabiliyetinin sınırlanması bakımından kritik öneme sahip, Meydanlı Barajı çevresinin ele geçirilmesidir. Yine önemli direnç noktalarından olan Cinderesi’ne yönelik baskı, ciddi şekilde arttı. Hem havadan hem karadan Cinderesi’ndeki teröristler sürekli sıkıştırılıyor. Çok yakında burası da temizlenecek ve böylece Afrin şehir merkezinin kuşatması önünde bulunan en büyük engellerden biri daha aşılmış olacaktır. Bundan sonra sıra Afrin şehir merkezinin kuşatılarak orada yuvalanmış teröristlerin başlarının ezilmesine geliyor.
Harekatın bundan sonraki kısmının çok daha hızlı şekilde yürüyeceğine inanıyorum. Kahraman askerlerimizin, teröristlerin boyunduruğundan kurtardıkları her yerde, bölge halkı tarafından nasıl sevinçle karşılandıklarını sizler de görüyorsunuz. Askerlerimizin kanları pahası ele geçirdikleri yerlere diktikleri şanlı bayrağımızın dalgalandığı her yer, adeta bir güven ve huzur yuvası haline dönüşüyor. Şair diyor ya ‘Dalgalandığın yerde ne korku ne keder/Gölgende bana da bana da yer ver/ diyor ya. İşte Afrin’de de onun gölgesine sığınan korkudan ve kederden azat oluyor. Silahlı kuvvetlerimizin Genelkurmay Başkanı’ndan diğer kuvvet komutanlarına varıncaya kadar bölgede operasyonu yöneten tüm komutanlarımıza, eratımıza hepsine A’dan Z’ye şahsım ve milletimizin adına şükranlarımızı sunuyorum. Şüphesiz ki ÖSO’yu bir yere koymak mümkün değil. Ana muhalefetin başındakiler veya temsilcileri, ÖSO’ya bir terör örgütü yakıştırmasını yapacak kadar densiz olsalar da bizim için onlar bizim o mücadeledeki en önemli kardeşlerimizdir, beraber bu mücadeleyi verdiğimiz kardeşlerimizdir.”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Avrupa ülkelerinin sahil güvenlik birimleri sığınmacıların botlarını delip onları denize, ölüme terk ederken, biz hiçbir ön şart aramaksızın her masumun canını kurtarmanın peşindeyiz” dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Afrin’de atılan her adımda çıkan manzaranın operasyonun ne kadar doğru, haklı ve zamanlamasının ne kadar isabetli olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Bugüne kadar Türkiye’nin operasyonlarında, kastı olarak tek bir sivilin zarar gördüğünü kimsenin iddia edemeyeceğini belirten Erdoğan, başka güçler tarafından başka yer ve zamanlarda gerçekleştirilen zulümleri sosyal medyada Türkiye’ye mal etmeye çalışanların, maskesinin anında düştüğünü dile getirdi.
“Hakikatler ortaya çıktığında, yalanlar güneşe maruz kalmış kardan adam misali, hızla eriyip buharlaşmaya mahkumdur.” diyen Erdoğan, Türkiye’ye yönelik ithamların, iftiraların, yalanların, saldırıların hiçbirinin karşılıksız bırakılmaması ve gerçekleri ortaya koyarak cevabının verilmesi gerektiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın herhangi bir yerindeki tek bir kişinin bile, bu yalanlara inanarak Türkiye ve Türk milleti ile ilgili yanlış kanaatlere sahip olmasına gönüllerinin razı gelmeyeceğini aktararak, “Biz doğruları söyleyelim, buna rağmen yalanların peşinden gitmek isteyenler varsa da kendileri bilir.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin PKK/PYD ve DAEŞ terör örgütlerine yönelik sınır ötesi operasyonlarının, içeride ve dışarıdaki pek çok kesimin gerçek yüzünü de ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, Amerika’da yaşayan bir kişinin devletinin Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Afrika ve Güney Amerika’nın nice yerlerinde, okyanusların derinliklerinde, binlerce kilometre ötede yaptığı operasyonları kendi güvenliğinin bir gereği olarak gördüğünü vurguladı.
Erdoğan, Türkiye’nin sınırlarının sıfır noktasında, hatta sınırlarını aşan terör tehditlerine karşı harekete geçtiğinde ise karşılarına bambaşka bir görüntü çıktığına dikkati çekti.
ABD’nin Afganistan’daki operasyonlarının 17’inci yılını geride bıraktığını, Irak’taki operasyonlarının ise neredeyse 18 yıla ulaştığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kimse, Amerika’ya bu kadar uzun operasyon olur mu, ne işin var burada’ diye söyledi mi? Bunlarla sınır mı komşu mu? Değil. 10 bin kilometreye aşkın bir yerden kalkıp buraya geliyorsun. Benim, 911 kilometre sınırım sadece Suriye ile var, 350 kilometre sınırım Irak ile var. Oradan biz sürekli taciz edileceğiz. Biz kalkıp bunlara karşı sessiz duracağız öyle mi? ‘Bulunduğunuz yerlerden, hemen çekilip gidin’ dediklerini duydunuz mu? Ama her gün Türkiye’ye ‘Afrin Operasyonu uzun sürdü, hemen bitirip, çekilin’ çağrısı yapılıyor. Türkiye’nin sınırlarının hemen yanı başındaki bu olaylara rağmen bunu söyleyenler acaba diğer ülkelerin binlerce, on binlerce kilometre öteden hissettikleri tehditlerden daha mı önemsiz? Türkiye’nin topraklarına düşen bine yakın füze, top ve havan mermisinin etkisi onların topraklarına tabii asla ulaşamayacak. Böyle bir uzaklıkta, bunlara, bu tür mühimmatlar tabii ki ulaşmıyor ve böyle bir rahatsızlıkları da söz konusu değil. Terör örgütlerinin saldırılarında hayatlarını kaybeden, yaralanan vatandaşlarımızın onların insanlarının canından daha mı kıymetsiz? Suriye’de alçakça katledilen 1 milyon çocuğun, kadının, yaşlının, sivilin topunun birden hayatının değeri onlar için ne ifade ediyor. Kapılarını kapattıkları mültecilerin niçin evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldıklarını hiç düşünüyorlar mı acaba?”
Türkiye’nin 7 yıldır 4 milyon civarında sığınmacıyla yüksünmeden ev sahipliği yaparken onların 3-5 mülteciyi alıp almamanın kavgasını verdiğine değinen Erdoğan, Ege’de son 6 yılda “168 bin sığınmacıyı denizden toplayıp güvenli bir yere ulaştırdıklarını, Akdeniz’in karanlık sularında yitip giden sayısız insanın vebalini de omuzlarında hissettiğini” ifade etti.
Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Siz böyle bir şey yapabildiniz mi? Hanginiz acaba, Ege’de Akdeniz’de ölümle baş başa olan insanları topladınız. Siz oralara ancak olsa olsa 6. Filo ile gelirsiniz, uçak gemilerinizle gelirsiniz. Avrupa ülkelerinin sahil güvenlik birimleri sığınmacıların botlarını delip, onları denize, ölüme terk ederken, biz hiçbir ön şart aramaksızın her masumun canını kurtarmanın peşindeyiz. Zira biz şunu biliyoruz; bir canı kurtarmak tüm insanlığı kurtarmak gibidir. Bu bizim aynı zamanda itikadi bir yaklaşımımızdır. Ama onlarda böyle bir anlayış yok. Aramızdaki fark bu. Biz ne olursa olsun yaşatmanın, onlar ise sadece kendi konforlarını korumanın derdindeler. Aradaki fark bu.”
Türkiye’nin Afrin’de, El-Bab’da ne yaptığını, Menbiç’te, Aynel Arap’tan Kamışlı’ya kadar Suriye sınırları boyunca her yerde ne yapmak istediğini milletin de dostlarının da gayet iyi bildiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Aslında ülkemizin amacının, terör örgütleri ve onların arkalarındaki güçler de farkındalar. Bizim bölgeyi asli sahibi olan Suriyeli kardeşlerimizin yaşayabileceği güvenli, huzurlu, alt yapıdan konuta kadar her bakımdan insani şartlara sahip bir yer haline getirmek istediğimizi herkes biliyor. Bunları onlarla konuştuk. Batılılarla da konuştuk. Amerika, Rusya, onlarla da konuştuk. Tabii terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin derdi Suriye halkının esenliği ve geleceği olmadığı için bu çaba onların işine gelmiyor. “