Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırma Platformu’nu tanıttı. Bakan Kacır, “Kamu-üniversite iş birliğinde yürütülecek olan projede 100 araştırmacı ve 90 TÜBİTAK bursiyeri yer alacak. Bu 90 bursiyerimizin 40’ı ise TÜBİTAK STAR bursiyeri lisans öğrencilerimiz. Yani proje, Türkiye’deki deprem araştırmaları için bir okul vazifesi de görecek.” dedi.
TÜBİTAK ve AFAD arasında; afet ve acil durum yönetimi alanında ortak çalışma atmosferine katkı sunacak bir protokol imzalandı.
Bakan Kacır, “Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırma Platformu Tanıtımı ve İmza Töreni”nde konuştu. Türkiye’yi derinden sarsan İzmir depreminin üçüncü yıl dönümünde düzenlenen etkinlik vesilesiyle; depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, milletimize başsağlığı dileyen Kacır, şunları söyledi:
CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILININ İLK GÜNÜ
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ilk gününde ülkemizin sismik özelliklerini konuşacak olmamız; depremlere dayanıklı, güçlü Türkiye’yi inşa etmenin bizler için ne kadar önemli olduğunu ortaya koymakta. Ülkemiz, Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlas Okyanusu’na doğru uzanan Alp-Himalaya Dağ Kuşağı içinde yer almakta. Bu nedenle, jeolojik yapısı itibarıyla, dünya üzerindeki dönüşümü gözlemleme açısından önemli bir veri sahası.
AKTİF FAY HATLARI
Anadolu’nun, Kuzeyde Avrasya levhası, güneyde Afrika ve Arabistan levhaları arasında sıkışmış olması sonucunda ortaya çıkan farklı aktif fay hatları; ülkemizi önemli bir deprem bölgesi haline getiriyor. Antik dönemden günümüze uzanan yazılı kayıtlar ve jeolojik bulgular; depremlerin, bu toprakların ev sahipliği yaptığı birçok medeniyete etkilerini göstermekte.
COĞRAFYAMIZI DERİNDEN ETKİLEDİ: 1509 İstanbul Depremi, yarattığı yıkımla tarihi kayıtlarda “Küçük Kıyamet” olarak ifade edilmekte. Kocaeli ve İstanbul’la birlikte birçok şehrimizi derinden etkileyen 1999 Gölcük Depremi hafızalarımızdaki tazeliğini koruyor. O zamandan bugüne Düzce, Bingöl, Elazığ, Van ve İzmir depremleri; bizlere deprem gerçeğini tekrar tekrar hatırlattı. 6 Şubat’ta ise dünya tarihinde eşine çok az rastlanan şiddette ve büyüklükte bir deprem silsilesi ile karşı karşıya kaldık. Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan bu iki deprem, kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış coğrafyamızı derinden etkiledi.
YATIRIM TEŞVİKLERİ
Depremden yoğun olarak etkilenen 65 ilçemizde gerçekleştirilecek yatırımları, en üst seviyede yatırım teşvikleriyle destekliyoruz. Bu kapsamda, 84 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip ve 25 binden fazla istihdam oluşturacak 481 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. Deprem öncesinde düzenlenen fakat yatırımına devam edemeyecek bin 222 yatırım teşvik belgesini tamamlanmış sayarak yatırımcılarımızı mağdur etmedik. Devam eden 5 bin 962 yatırıma ilişkin teşvik belgesi sürelerini talep aranmaksızın üç yıl uzattık.
124 PROJEYE; 1.36 MİLYARLIK DESTEK
Kalkınma ajanslarımız ve bölgesel kalkınma idarelerimiz eliyle deprem bölgesinin toparlanmasını destekleyecek 124 projeye 1,36 milyar lira kaynak aktardık. Sanayicilerimizden gelen talep ve ihtiyaçlar doğrultusunda deprem bölgesinde toplam 5 bin 283 hektar büyüklüğünde 28 yeni sanayi alanı ilan ettik. Depremden zarar gören planlı sanayi alanlarının dönüşümü ve yeni sanayi alanlarının oluşturulması için 26 milyar lira büyüklüğündeki 49 yatırım projesinin çalışmaları devam ediyor.
KOSGEB ACİL DESTEK KREDİSİ
Depremde zarar görmüş işyerleri için, KOSGEB desteğiyle, ilk 12 ayı geri ödemesiz 36 ay vadeli Acil Destek Kredisi kapsamında 6 bin 500’den fazla KOBİ’mizin yaklaşık 2,3 milyar lira krediye faizsiz erişimini sağladık. KOBİGEL Programı, Afet Dönemi Yaşam Alanı, İşletme, Proje ve Yapım Maliyeti destekleriyle toplam bin 600’den fazla işletmeye 650 milyon liranın üzerinde kaynak ayırdık. Bölgede zarar gören işletmelerin 2023 yılı, yaşamını yitiren veya iş göremez hale gelen işletmecilerin ise tüm KOSGEB borçlarını sildik. KOSGEB Kredi ve destek geri ödemelerini 1 Ocak 2024’e kadar başvuru ve yeni teminat alınmaksızın faizsiz olarak erteledik.
ULUSLARARASI FİNANSMAN
Uluslararası finansman kaynakları ile de bu çalışmalarımızı destekliyoruz. Dünya Bankası finansmanı ile 450 milyon dolar bütçeli Deprem Sonrası Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Canlanması Projesini yürürlüğe aldık. TÜBİTAK’ın bilgi birikimini ve imkanlarını da deprem bölgesinin ihtiyaçları doğrultusunda seferber ettik.
BİÇABA ÇAĞRISI
Yer bilimlerinden lojistiğe, inşaat mühendisliğinden toplum bilimlerine birçok alanda 577 bilim insanımızın sahadan veriler toplaması adına bilim temelli çözümler ürettik. Araştırmacılarımızın Ar-Ge projelerini binbir çaba ile destekledik, 2 bin 500’e yakın öğrencimize ve araştırmacımıza “BİÇABA” çağrısıyla burs imkânı sağladık. “TEKNOÇABA” ile deprem bölgesinde yer alan firmalarımıza destek verdik. “Bilim Her Yerde” etkinliklerimiz ile 50 binden fazla evladımızın yaralarını hafiflettik.
DAYANIKLI ALANLARIN BELİRLENMESİ
TÜBİTAK-MAM Yer Bilimleri Araştırma Grubumuzla son 20 yılda çeşitli illerimizde zemin sınıf belirleme ve sismik tehlike çalışmaları gerçekleştirdik. Yerel yönetimlerle birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda; Kocaeli, İstanbul, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Gaziantep illerinde deprem risklerinin azaltılması ve dayanıklı alanların belirlenmesi yönünde projeler geliştirdik.
DEPREM SENARYOLARINI ORTAYA KOYACAĞIZ
Deprem Sonrası Acil Gözlem Araştırmaları (DEPAR) Projesi kapsamında; Bodrum, İzmir, Niğde, Düzce ve Kahramanmaraş depremleri sonrasında fay hatlarının sismolojik özelliklerini gözlemledik. Aktif fay hatlarını belirleyerek olası yıkıcı depremlere karşı yerleşim alanlarının uğrayacağı zararların en aza indirilmesini sağlayacağız.
128 FAY SEGMENTİ ANALİZİ
Bugün, bizi bir araya getiren bu proje ile birlikte Türkiye Diri Fayları’nın paleo-sismolojik özelliklerini inceleyeceğiz. Diri fayların bulundukları bölgelerde, yerleşim alanlarını etkileyebilecek nitelikte deprem senaryolarını ortaya koyacağız. Diri fayların geometrilerini, depremlerin tekrarlanma periyotlarını, son yüzey kırılması tarihlerini ve kayma hızlarını ve her bir depremdeki ortalama kayma miktarını belirlemeyi hedefliyoruz. Bu veriler; farklı senaryolara bağlı olarak oluşabilecek tahmini en büyük deprem büyüklüğünü saptamada kritik öneme sahip. 128 fay segmentinin analizini iki yıl içerisinde tamamlamayı öngörüyoruz.
TÜBİTAK MAM KOORDİNASYONUNDA
TÜBİTAK MAM Koordinasyonunda gerçekleştirilecek projede; AFAD ve MTA ihtiyaç makamı Kurumlar; Türkiye Belediyeler Birliği ise proje sonuçlarının yerel yönetimler tarafından uygulanmasını teşvik edecek kuruluş olarak yer almakta. Toplam 19 iş paketinden oluşacak projeye, 14’ü proje yürütücüsü olmak üzere 22 üniversite de katkı sunacak. 115 milyon lira büyüklüğündeki projenin ana finansmanı TÜBİTAK tarafından sağlanacak. AFAD’ın yüzde 20 eş finansman sağlayacağı projede MTA tarafından yürütülecek çalışmalar ise kurum öz kaynakları ile gerçekleştirilecek. Kamu-üniversite iş birliğinde yürütülecek olan projede 100 araştırmacı ve 90 TÜBİTAK bursiyeri yer alacak. Bu 90 bursiyerimizin 40’ı ise TÜBİTAK STAR bursiyeri lisans öğrencilerimiz. Yani proje, Türkiye’deki deprem araştırmaları için bir okul vazifesi de görecek.
TÜBİTAK-AFAD PROTOKOLÜ
Afet ve acil durum yönetimi alanında ortak çalışma atmosferine katkı sunmak adına TÜBİTAK ve AFAD arasında bir protokol de imzalayacağız. “Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin ve Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi” projesinin sonuçlarını açıklayacağız. İzmir depreminin ardından TÜBİTAK MAM koordinatörlüğünde yürüttüğümüz bu çalışma ile Kuşadası Körfezinin ayrıntılı fay haritasını çıkarma imkanına kavuştuk. Tarihte bu bölgede gerçekleşmiş depremlerin jeolojik izlerine ulaştık. Yürüttüğümüz projelerde elde ettiğimiz veriler ışığında bu bölgede gerçekleşebilecek depremleri en az hasarla atlatacağız.
Programda, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, AFAD Başkanı Okay Memiş, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Hayri Baraçlı, MTA Genel Müdürü Vedat Yanık ile TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal da birer konuşma yaptı.