Geçtiğimiz gün bir CHP’li arkadaşımla oturup karşılıklı çay içtik. Konu ister istemez siyasete geldi ve arkadaşım, “Senin CHP ile sorunun ne? Neden CHP’ye bu kadar gıcık oluyorsun?” diye sordu. Demez olaydı.
Ben açtım ağzımı, yumdum gözümü ve şunları söyledim:
“Kardeşim, benim CHP ile bir sorunum yok. CHP bir siyasi kurum, benim sorunum, o kurumun içindeki bazı kişilerle.”
“Yahu,” dedim, “içine ettiler. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partiye. Sayısız seçim kaybettiler, hala o koltuklarda oturup ahkam kesiyorlar. Bunlar ne utanmaz adamlar!”
“Yazık,” dedim, “her seçim döneminde kapı, kapı sokak, sokak gezip vatandaştan bıkmadan usanmadan oy isteyen vefakar, cefakar gerçek CHP’lilere. Ben olsam, çoktan siyaseti bırakır, evime çekilir ve varsa torunlarımı severdim bu kadar seçim kaybetmiş olsaydım.”
“Bunlar,” dedim, “ne yapıyorlar? Beceriksizler bunlar, kabiliyetsizler bunlar, siyaseti bilmeyen gereksizler bunlar.”
Sonuç olarak, CHP’nin temel değerlerine bağlı gerçek CHP’liler, bu siyasi kurumun geleceği için mücadele ediyorlar. Ancak içerideki sorunlar, partinin itibarını zedeliyor. Umarım CHP, köklerine dönüp daha güçlü ve etkili bir şekilde hizmet etme yolunda ilerler.