Bazı çocuklar utangaç ve çekingen gibi görünseler de aslında bu çocuklar ”İçedönük” mizacı olan çocuklardır. İçedönük olmak çocuğun genetiğine bağlı olarak doğuştan gelen bir özelliktir.
İçedönük çocuklar; kendi iç dünyalarının sesini dinler, içebakışı önemser ve daha çok gözlem yaparlar. Sessizlikleri; konuşmak isteyip de utandığı için konuşamamasından değil, dinlemeyi tercih ettikleri içindir. Çok sayıda arkadaş edinmez, az sayıda dost edinirler; dost ile derin sohbet etmeyi severler, boş muhabbet ile gerçek muhabbetin farkını bilirler. Planı, programı severler, anlık verilen kararlar ile hareket etmezler. Aceleci değil, yavaştırlar ama bu yavaşlıkları hantallıktan değil, iç dengelerine uyum gösterdiklerindendir.
Utangaç çocuklar ise aksine; sosyal olmak isterler fakat yabancı ortamda çekindikleri için kendilerini huzursuz hissederler ve o sırada olumsuz düşünceler akıllarından geçer. “Ya düzgün konuşamazsam, ya benle alay ederlerse ya hakkım da kötü düşünürlerse, ya kendimi olduğum gibi yansıtamazsam, ya beni dışlarlarsa…” Gibi başkalarının düşüncelerini önemserler ve kabul görmeme korkuları yaşarlar.
Ebeveynin hatası; içedönük olan çocuğunu, dışadönük bir çocuk olmaya zorlamasıdır. Tıpkı bir elmanın armuda dönüştürülmeye çalışılması gibidir. Elma elmadır, armut da armuttur, her ikisinin verdiği fayda ve tat farklıdır.
Ebeveynler, içedönük çocuğun azmini fark etmeli, ona zaman ayırmalı, güven vermeli, ona karşı anlayışlı ve sabırlı davranmalılar, her zaman her durumda yanında olacaklarını ona hissettirmelidirler.