Sanatla Terapi; psikologlar, hemşireler, tiyatro sanatçıları, resim ve müzik öğretmenleri gibi farklı meslek gruplarından uzmanların, bu alanda özel bir eğitim aldıktan sonra uyguladıkları bir yöntem.
Sanatla terapi uygulamaları hakkında bilgi veren Yakın Sanat’ın kurucusu ve resim öğretmeni Gülpembe Yakın, sanatla terapinin danışanların, iç dünyalarını ve bilinç dışını daha rahat ifade etmelerini ve olumsuz duygusal yüklerinden kurtulmalarını sağladığını söyledi.
Sanatla Terapi uygulamalarında; resim, müzik, heykel, tiyatro, drama ve hikaye gibi sanat unsurlarının kullanıldığını kaydeden Yakın, katılımcıların o sanat dalı ile ilgili bir yeteneğinin olması gerekmediğini dile getirdi.
Resim eğitimleri verirken sanatın iyileştirici gücünün farkına vardığını belirten Gülpembe Yakın, 400 saatlik “Sanatla Terapi ve Yaratıcılık” eğitimini tez yaparak bitirmesinin ardından 2016 yılında sanatla terapi uygulamalarına başladığını ifade etti. Sanatla Terapi eğitimlerinin, bu alanda kendini geliştirmiş psikologlar tarafından kurulan merkezlerde verildiğini kaydeden Yakın, eğitimlere psikolog ve akademisyenlerin yanı sıra farklı sanat dallarından uzmanların da katıldığını kaydetti.
Gülpembe Yakın Sanatla Terapi uygulamalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
İçimizde Biriktirdiğimiz olumsuz Duygular Bize Yük Oluyor
“Birçok duyguyu içimizde bastırıyoruz. Babamıza, eşimize, öğretmenimize kızabiliyoruz. Ve sesimizi çıkaramayıp hep bunu içimize atıyoruz. İçimize attığımız şeyler zamanla birikiyor. Bunları hem duygu olarak hem de eylem olarak ifade etmedikçe, bize rahatsızlık vermeye başlıyor. Biz bunun neden rahatsızlık verdiğinin de farkına varmıyoruz. Sanatla terapi; bu bastırdığımız duyguları sanatın her hangi bir alanıyla; dışa vurmamızı, ifade etmemizi sağlıyor.
Kişi Kendini Sanatla Daha Rahat İfade Ediyor
Sanat dallarının sanatla terapide kullanılmasına yönelik teknikler var. Sinemada filmlerini yorumlama, yaptığı resimleri yorumlama, ritim tutma, enstrüman seçme, müzik parçası dinleyip yorumlama gibi. Kişinin resim üzerinden konuşması, müzik üzerinden konuşması, hikaye üzerinden konuşması ve kendini ifade etmesi daha rahat oluyor.
Kişi kendi içinden geleni sanat aracılığıyla ortaya çıkarıyor. Duygularını bazen bir sesle, bir ritimle, bazen çizdiği ya da yorumladığı bir resimle, hikayeyle, filmle ortaya koyuyor. İç dünyasında neler olup bittiğini görüyoruz. Sanat aracılığıyla aramızda bir köprü oluşuyor. Hem kişinin kendi içindekileri sanatla ifade etme şekli hem de etrafındakilerin onu hissediş biçimi üzerinden kendisine sorular soruyoruz. Etkinlik süresince sorduğumuz sorular ve onun verdiği cevaplar kendindekini fark etmesini, içindekini dışa vurmasını; rahatlamasını ve yüklerinden kurtulmasını sağlıyor.
İletişim Becerilerini Artırıyor
Sanat terapisi ile ‘Hayır diyememek’ gibi, ‘Başkasının kendi sınırlarına girdiğinde kötü hissetmesi’ gibi kendisini rahatsız eden durumları fark ediyor. Tekrar bu tür durumlarla karşılaştığında kendini ifade edebiliyor. Söyleyebilme becerisi kazanıyor. Korumalı bir ortamda hayatın provasını yapıyor, böylece iletişim becerileri artıyor, duygularını daha iyi ifade edebiliyor.
Sanat terapisi bireysel olarak da grup terapisi olarak da uygulanabiliyor. Grup çalışmasında kimse kimseye karışmıyor. Söz kesme, araya girme yok. Sözü kesilmediği, öğüt verilmediği için kişi kendinin yargılanmadığını düşünüyor, duygularını daha rahat ortaya koyuyor. Sanatın ve yaratıcılığın kendiliğinden iyileştirici bir gücü var. Sanatla terapi sırasında verilen yönergeler kişinin kendi içindeki yaratıcılığı da ortaya çıkarıyor.
Rahatsız Olduğunuz Duyguları Ortaya Çıkarıyor
Sanatla terapi her yaştan insana uygulanabiliyor. Ruhunda bir rahatsızlık hissedenler sanatla terapiden yararlanabiliyorlar. Diğer yandan hiçbir rahatsızlık hissetmeyen kişiler de bu uygulamalara katılıyor. Bazen sanatla terapi; kendinde hiçbir rahatsızlık hissetmeyen kişilerin, kendilerini nelerin rahatsız ettiğini fark etmelerini sağlayarak bunları düzeltmelerine yardımcı oluyor.
Kişinin kendi içindeki bir şeyi fark etmesi, dönüşümün olabilmesi açısından sanatla terapi uygulamaları genellikle haftada bir olmak üzere 10-12 oturum şeklinde uygulanıyor.