Bu yıl ‘Şiir’ temasıyla gerçekleştirilen 12. Kocaeli Kitap Fuarı’nın ilk gün yazarlarından Mim Kemal Öke, Kocaeli Kongre Merkezi Selim Sırrı Paşa Salonu’nda “Arayışları ve Andıklarıyla Bir Zamane Dervişi” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Kitapseverlerin yoğun ilgi gösterdiği söyleşide Yazar Mim Kemal Öke, “Tarihi romanlar bana tarihi sevdirdi. Mizacımı oluşturmama bana tarih romanları yardımcı oldu. Ben tarih kitaplarıyla büyüdüm. Benim hayatımın kahramanı Turgut Reis oldu. 2. Abdülhamit ile ilgili kitabımın ardından hilafetçi eleştirisi aldım’’ dedi.

“KİTABIN KOKUSU; GEÇMİŞİ VE TARİHİ HATIRLATIYOR”

Kitapta en sevdiği şeyin kitabın kokusu olduğunu ifade eden Öke, “Hayatımın önemli yerindeki olgulardan birisi kitaptır. Kitapla tanışmam birazda mecburiyetten oldu. Aile hayatıma baktığımda biraz yalnızlık vardı. Bir şeylere sarılmak ihtiyacından dolayı hayatımda en önemli arkadaşlardan birisi kitap olmuştur. Kitabın kokusu geçmişi ve tarihi hatırlatıyor. O yüzden kitaplar benim arkadaşım olmuştur. Çocukluğumda ve gençliğimde ortaokuldan itibaren tüm Türk klasiklerini okudum. Sonrasında dünya klasiklerini bitirdim. Ortaokul öğrencisi iken İstanbul’un sahaflarına giderdim. Orada bir sahaf bana sen Osmanlıca öğrenmelisin dedi. Sonra ben Osmanlıca öğrendim. Kitapların içerisinde kaybolurdum ve onların arasında olmaya bayılıyordum. Ortaokul birinci sınıfta iken Osmanlıcam epeyce ilerlemişti’’ ifadesini kullandı.

 

“TARİHİ BİLMEDEN GÜNÜ ŞEKİLLENDİRMEDE ÇOK EKSİK KALIRSINIZ”

Yazar Öke, “Üniversiteden mezun olduktan sonra yüksek lisans ve doktorada tez yazma aşamasında konu düşünürken o dönemde dünyadaki bütün olayların merkezinde Siyonizm ve Filistin sorunu vardı. Tarihi bilmeden günü şekillendirmede çok eksik kalırsınız. Filistin sorunun yanında Musul, Güneydoğu Anadolu gibi konularda ve dış politika konularında araştırma yaptım ve kitaplar yazdım. Bu yazdıklarım beni Dışişleri Bakanlığı’nda danışmanlığa taşıdı” dedi.

“2. ABDÜLHAMİT’İN EN ÇOK KARALANDIĞI DÖNEMDE BEN ABDÜLHAMİT’İ YAZDIM”

Yazar Öke, “2000’li yıllarda dünya nereye gidiyor üzerine araştırmalar yaptım. Bizi nasıl bir dünya bekliyor diye düşündüm. Sonrasında sistem mi bozuk insan mı bozuk dedim. İnsanı araştırmaya başladım. Tasavvuf konusunda bazı araştırmalar yaptım. Bu konu üzerine yazılar yazdım. İlk romanım Gün Batımı’nı 80 Darbesi döneminde kaleme aldım. Gün Batımında bir aile içerisindeki 3 evladın farklı alanlardaki yaşayışlarını ele aldım. İkinci romanımı Turgut Reis üzerine yazdım. Turgut Reis’in sürgüne gittiği Malta’ya gittim. Orada kaldığı kışlayı ziyarettim, hangi şartlarda ve nerede yaşadığını gördüm. Üçüncü Roman’ımda ise 2. Abdülhamit’i ele aldım. İkinci Abdülhamit’in en çok karalandığı dönemde ben Abdülhamit’i yazdım. Bu romanımdan dolayı hilafetçi diye çok eleştiri aldım” şeklinde konuştu.