Adalet Bakanı Bozdağ mültecilerle ilgili açıklamada bulundu « İzmit Pusula Gazetesi

26 Kasım 2024 - 19:46

Adalet Bakanı Bozdağ mültecilerle ilgili açıklamada bulundu

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bursa’daki terör saldırısıyla ilgili, “Güvenlik güçlerimiz saldırıyla ilgili yakın takipte, inşallah yakın bir zamanda bunlarla ilgili detaylı açıklamalar yapılacak. İz sürmeye devam ediyoruz.” dedi.

Adalet Bakanı Bozdağ mültecilerle ilgili açıklamada bulundu
Son Güncelleme :

21 Nisan 2022 - 19:57

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM’de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Bursa’da dün sabah erken saatlerde cezaevinde çalışan infaz koruma memurlarını taşıyan servis aracına bombalı düzenekle yapılan saldırı sonucu 1 infaz koruma memurunun şehit olduğunu, 7 infaz koruma memurunun yaralandığını anımsatan Bozdağ, şehit infaz koruma memuru Cengiz Yiğit’e Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi. Yaralıların durumunun iyi olduğunu, hayati tehlikelerinin bulunmadığını bildiren Bozdağ, “İnşallah kısa sürede aramıza katılacaklardır.” dedi.

İnfaz koruma memurlarının çok zor şartlar altında görevlerini yaptıklarına işaret eden Bozdağ, “Onlara emanet olan tutuklu ve hükümlülerin sağlıkları, güvenli şekilde barınmaları ve cezalarının infazı için önemli bir görev yapıyorlar. Bu saldırıyla ilgili şu anda faille ilgili güvenlik güçlerimiz yakın takipte, inşallah yakın bir zamanda bunlarla ilgili detaylı açıklamalar yapılacak. İz sürmeye devam ediyoruz. İlk verilere göre önemli sonuçlara ulaştıklarını görüyoruz. İnşallah yakın bir zamanda da faillere ulaşılacağını umut ediyorum. Çalışma hızlı şekilde devam ediyor.” diye konuştu.

Cezaevlerine dönük uzun bir süredir bir kampanya yürütüldüğünü ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:

“Bu kampanya çerçevesinde cezaevlerinde işkence ve kötü muamele olduğuna dair iftiralar, gerçekmiş gibi sunuluyor. Buradan bir kez daha söylemek isterim; cezaevlerinde işkence, kötü muamele yoktur. Böyle bir iddiası olan varsa biz bu iddiaların hepsinin üzerine gidiyoruz, inceletiyoruz. Hem idari yönden bakıyoruz, adli yönden inceleme gerektiren bir şey varsa adli yönden de tahkikat yapılıyor. Şu ana kadar ortaya atılan iddiaların neredeyse tamamı asılsız çıktı. Cezaevlerinde görev yapan infaz koruma memurlarıyla ilgili işkence suçları bakımından zaman aşımını kaldırdık. Bugün olmazsa yarın, 50 yıl sonra bu yine gündeme gelecek.”

Bozdağ, Türkiye’nin, işkenceye karşı “sıfır tolerans” anlayışını sürdürdüğünün altını çizdi. Söz konusu kampanyayı farklı kesimlerin de desteklediğine değinen Bozdağ, “Bu iftira kampanyasını yürütenlere şunu söylemek isterim; cezaevlerimizi ve orada görev yapan insanlarımızı iftiralarla kirletmeniz mümkün değil. Türkiye nettir, şeffaftır. Cezaevleri uluslararası ve ulusal denetime de açıktır.” dedi.

Bursa’daki saldırıdan sonra herkesin baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerini ilettiğini aktaran Bozdağ, şöyle devam etti:

“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu şehidimiz ve yaralılarımızla ilgili herhangi bir değerlendirmede bulunmadı. Bir değerlendirmede bulunsa iyi olurdu diye düşünüyorum. Çünkü şehidimiz ve 7 yaralımız var ve bir bombalı saldırı var. Bu saldırının terör örgütleri tarafından gerçekleştirildiği ilk verilere göre sabit. Ama kimler tarafından gerçekleştirildiği araştırılmalar sonucunda ortaya çıkacak. Kriminal rapor da bugün muhtemelen çıkar. Bombanın ne tür bir bomba olduğu rapor sonucunda da anlaşılacak. Gönül isterdi ki ana muhalefetin lideri de bu olayı kınasın, bu olayda hayatını kaybedenlere baş sağlığı, yaralılara acil şifa dilesin. Bunu göremedik, bundan üzüntümü ifade etmek isterim.”

TÜGVA’ya saldırıya da değinen Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bir gün sonra, saatleri de çok benzer. Aynı saatlere yakın bir şekilde bir başka saldırı ve saldırıda kullanılan şey de birbirine çok benziyor. Bu nedenle bu saldırıyı da buradan lanetliyoruz. Bununla ilgili İstanbul’da gerekli adli tahkikat başlatıldı. Aynı şekilde İstanbul’da güvenlik güçlerimiz de bununla ilgili her türlü soruşturmayı bütün boyutlarıyla sürdürüyor. Yakın bir zamanda bununla ilgili de fail veya faillere ulaşılacaktır. Bütün bunların hepsi Türkiye’de birtakım olaylarla gündemi değiştirme gayreti olduğunu da hepimize gösteriyor. Bölücü terör örgütü, Pençe Kilit Operasyonu kıskacından kurtulmak için belki farklı eylemler planlıyor olabilir. Ne olursa olsun hem Pençe Kilit Operasyonu hem yurt içindeki operasyonlar hem de her türlü devletin imkan ve kabiliyetleri ölçüsünde mücadele devam edecek. Bundan kurtuluş yok. Türkiye’nin içinde de dışında da teröre, terör örgütlerine ve teröristlere nefes aldırılmayacak.”

“Saldırılarla ilgili 1 Kasım öncesi benzetmesi yapıldı, muhalefet kaygılarını dile getirdi. Düşüncelerinizi alabilir miyiz?” sorusu üzerine Bozdağ, şunları kaydetti:

“Muhalefet, saldırıyı kim yapmış diyor. Saldırıyı terör örgütleri yapıyor. Madem öyle diyorlar, önce bu saldırıyı yapanları bir kınasın bunu diyenler. Şehidimize bir rahmet, ailesine baş sağlığı dilesin. 7 yaralımız var. Allah göstermesin, bunun içinde 20 civarında insanımız. Bu insanlar orada bir terör saldırısına uğradılar. Yarın bu terör saldırısı ortaya çıkınca hepimiz göreceğiz. Kasım öncesi de askerimize, polisimize saldıran, bombayı koyan terör örgütüydü. Türkiye Cumhuriyeti terör örgütlerine karşı mücadele etmeyecek mi? O zaman çıkıp şunu söyleyebilirler mi; ‘Ceylanpınar’daki saldırıyı yapanlar terör örgütü PKK değildi’ diyebiliyorlar mı? Saldırıları kim yaptı? Bunların hepsini terör örgütleri yaptı. 1 Kasım’dan önce bir süreç başlatıldıysa bunu terör örgütleri, ortaya koydukları eylemlere başlatmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti de terör eylemlerine karşı mücadele etmiş, terör örgütlerine ve teröristlere haddini bildirmiştir. Devletimiz her zaman gücüyle, kuvvetiyle terör örgütleri ile mücadele etmeye ve gerektiğinde haddini bildirmeye devam edecektir. Kim nasıl benzetme yaparsa yapsın, yalnızca kamuoyunun algısını yönetmeye dönük bir çarpıtma, yorum diye düşünüyorum.”

Bir gazetecinin, ‘Sığınmacılara yönelik nefret dili kullanıldığı” yönünde söylemler olduğunu belirterek, bu konuda Adalet Bakanlığının bir müdahalesi olup olmayacağını sorması üzerine Bozdağ, sığınmacılar konusunda sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok yerinde farklı değerlendirmeler yapıldığına işaret etti.

Sığınmacıların, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde, hem uluslararası hem de ülke hukuku çerçevesinde bulunduğunu, hukuka uygun ve hukuka uyarak bir muameleye tabi tutulduklarını dile getiren Bozdağ, Türkiye’nin bundan sonraki süreçte de aynı tutumunu devam ettireceğini belirtti. Bozdağ, “Tabii, hepimizin gönlü arzu ediyor ki Suriye’de iç barışın tesisi, güvenli ortamın oluşması ve Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin ülkelerine dönmeleridir. Türkiye zaten bunun için de Suriye’de barışın sağlanması, iç güvenliğin oluşturulması için büyük bir gayret sarf ediyor. Bugüne kadar pek çok sığınmacının Türkiye’ye girişine engel olunduğu gibi, Türkiye içinde suça karışan pek çok sığınmacı da sınır dışı edildi. Devletimiz bu noktada alınması gereken tedbirleri alıyor, almaya da devam ediyor.” diye konuştu.

Seçimlerin gelecek yıl yapılacağını anımsatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu konunun, halkımızın da değerlendirmelerini dikkate alarak bazı siyasiler tarafından seçime dönük bir istismar malzemesi yapılmaya başlandığını görüyoruz. Bu seçim sathı mailine gittikçe öyle anlaşılıyor ki biraz daha bu istismarın farklı boyutlara çekileceğini gösteriyor. Bütün bunlara rağmen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti doğrusunu yaptı. Bundan sonra da onların ülkelerine dönmeleri için uluslararası ve iç hukukumuz çerçevesinde gereğini yapmaya devam edecektir. İstismarcılara fırsat vermemek lazım. Burada Türkiye’nin iç barışını ve iç huzurunu bozmak isteyenlere de fırsat vermemek lazım. Özellikle terör örgütlerinin kullandığı sahte hesaplar, yurt dışı hesaplar üzerinden de halkımızı kışkırtmak için pek çok aslı astarı olmayan haberler de paylaşılıyor. Bunlara karşı hepimizin uyanık olması lazım. Türk halkının basiretinin bu tür oyun kuranların oyununu bozmaya yeteceğine inanıyorum.”

Adalet Bakanı Bozdağ, Cemal Kaşıkçı cinayeti davasına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Kaşıkçı dosyasında yargılamayı yapan mahkemenin, yargılamanın nakline karar verdiğini belirtti. Bozdağ, “Burada duruşmanın düşmesine dair verilmiş bir karar yok. İki, yargılamanın nakline dair bir karar var. Yargı yetkisinin devrine dair de bir karar yok. Yargı yetkisinin devri de söz konusu değil. Dava, bu devirden sonra Suudi Arabistan’da devam edecektir.” dedi.

Bozdağ, Türkiye’de devam eden tahkikat çerçevesinde 26 sanıklı davada hepsi yabancı ülke vatandaşı olan sanıkların duruşmada hazır edilemediğini, iadelerinin talep edildiğini ancak iade edilmediğini, adli yardım yoluyla ifadelerinin de alınamadığını dile getirerek şunları söyledi:

“Dolayısıyla şu an fiilen Türkiye’de açık olan bir dosya var ama duruşması, yargılama süreci de fiilen işlemeyen bir dosya var. İade gerçekleşecek ki sanıklar hazır edilecek, dosyada yargılama gerçekleşsin. Bunlar olmadığı zaman Türkiye’deki hukuk çerçevesinde eğer sanıklar yargılama sırasında mahkeme huzurunda hazır edilemiyorsa yahut da adli yardım yoluyla sanıkların ifadesi alınamıyorsa bu durumda yargılamanın nakline karar verileceğini kanun düzenliyor. Mahkeme de bu kanunu gözeterek yargılamanın nakli yönünde karar vermiştir. Bu karar, daha önce de ifade ettim, yasaya da uygun bir karardır. Tabii bu olay vesilesiyle Türkiye kamuoyunu etkilemek için siyasi birtakım hesaplarla çarpıtma, değerlendirme yapılıyor. Çünkü kanun açık, mahkemenin yetkisi açık, her şey ortada ve buna uygun hareket edilmiştir. Ama burada kamuoyunun hassasiyetinin üzerine giderek ‘AK Parti aleyhine, acaba Cumhur İttifakı aleyhine bir sonuç çıkarır mıyız?’ hesabıyla bunu sürekli gündemde tutmaya çalışıyorlar.”

Kaşıkçı olayında dünyada en net, en kararlı tavır koyan tek ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:

“Türkiye’den daha açık, daha net tavır koyan ikinci bir ülkeyi Sayın Kılıçdaroğlu veya bu meselenin üzerinden siyasi hesap yapanlar buyursunlar göstersinler. Amerika mı, İngiltere mi, Fransa mı, Almanya mı daha net durmuş? Hepsinin duruşu ortada. Bu olay olduktan sonra yaklaşımları ortada. Türkiye Cumhuriyeti’nin yaklaşımları da ortada. Bütün delilleri toplamış, bütün incelemeleri yapmış, tahkikatı en geniş kapsamıyla sonuçlandırmış bir Türkiye var. Bütün bunları yaparken de Suudi Arabistan ile olan ilişkilerin de bozulmasını göze almış bir Türkiye var. Biz hukuk devletiyiz. Hukuk devletinin gereklerini sonuna kadar yaptık ve Türkiye bu noktada üzerine düşeni yaptı. Gelinen 4 yıllık süre içinde de bu çok net ortadadır. O yüzden ‘Türkiye bu konuda ilkeli davranmadı.’ demek, ilkesiz davranan herkese ödül vermek anlamına gelir. Türkiye’den daha ilkeli, etkin, kararlı bir mücadele yapan ikinci bir ülke yok. ‘Var’ diyen varsa, buyursun söylesin, biz de öğrenelim. Bu olay sonrasında Türkiye’den daha iyi bir tutum takınan ikinci ülke kimmiş?”

Adalet Bakanı Bozdağ, dosyaların Suudi Arabistan’a gönderilip gönderilmeyeceğinin sorulması üzerine, yargılamanın naklinin, yargılama dosyasındaki bazı evrakın oraya gönderilmesi ve onlar üzerinden yargılamanın orada devam etmesi anlamına geldiğini anlattı.

Bozdağ, “Suudi Arabistan mahkemeleri eğer mahkumiyet kararı verirse, o zaman Türk mahkemesi davanın düşmesine karar verir. Eğer mahkumiyet dışında başka bir karar verecek olursa, o zaman da Türk mahkemeleri kararın gerekçesine bakarak değerlendirme yapacaktır. Ya yargılamanın düşmesine karar verir ya da yargılamanın kaldığı yerden devamına karar verir. Dolayısıyla bu nakil, Türk mahkemelerinin son sözü söyleme hakkını ortadan kaldırmamıştır. Nihayetinde en son sözü yine Türk mahkemesi söyleyecektir. Hangi evrakların gideceğine de mahkeme karar verecektir.” diye konuştu.

Bakan Bozdağ, başka bir soru üzerine, Türkiye’de dosyanın açık olacağını ancak yargılamanın durmuş olacağını söyledi.

YORUM YAP