CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşmasına başlarken, salondaki gençlerin slogan atması üzerine, onların hayallerinin kendisinin hedefi olduğunu ve hepsini gerçekleştireceğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Pençe Kilit Operasyonu’nda şehit düşen Üsteğmen Ömer Delibaş’a Allah’tan rahmet, ailesine, kahraman orduya ve millete baş sağlığı diledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul’daki projeler hakkında kendisine bilgi verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, İBB’nin bazı projelerini sıraladı. Kılıçdaroğlu, “10 metro inşaatı aynı anda devam ediyor. Bu da olağanüstü bir olay. Hiç kimsenin kolay kolay cesaret edip başlatamayacağı projeleri başlatıyor ve sonuçlandırıyor. Finans kaynaklarının tamamını sağlamış durumda. Yerebatan Sarnıcı’nı yeniden inşa ediyor. Orayı, sadece İstanbulluların değil bütün dünyanın hizmetine açacak. Dolayısıyla İstanbullular, Ekrem başkan gibi bir başkana sahip oldukları için son derece mutlular.” diye konuştu.
İmamoğlu’nun, İstanbullular’ı orman alanlarıyla buluşturduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, İstanbul’un yaşanabilir bir kent haline geldiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, akaryakıt zamları dolayısıyla İmamoğlu’nun haksız eleştiriye muhatap olduğunu ileri sürerek, “Emin olun bu iktidarı anlamakta zorlanıyorum. Zammı yapan sensin. Hangi belediye başkanı zam yapmak ister? Dünyanın zammını yapıyorsun, milleti perişan ediyorsun, belediye başkanı ayak uydurmak istiyor, kıyameti koparıyorsun. Buna kısaca ikiyüzlülük derler. Bu iktidarın da temel hedefi, ikiyüzlülüğü dünyaya duyurmak.” ifadelerini kullandı.
Gazeteci İbrahim Haskoloğlu’nun gece yarısı evinden gözaltına alındığını anlatan Kılıçdaroğlu, iktidarın, “bu tür gece yarısı baskınlarıyla gözaltına almaların sona ereceği” söyleminin gerçeği yansıtmadığını savundu. Kılıçdaroğlu, “Bunlar demokrasiyi, özgürlüğü getiremezler. İnsan haklarından çok uzaktırlar. Bunu getirecek olan biziz, Millet İttifakı beraber getireceğiz.” sözlerini sarf etti.
Üniversite öğrencisi Alp Emeç’in sosyal medya paylaşımı nedeniyle cezaevine atıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Emeç’e buradan sesleniyorum; sakın moralini bozma. Bugün hapishanedesin ama yarın çocuklarına verdiğin demokrasi mücadelesini bu örnekle anlatacaksın. Gözlerinden öpüyorum, bu ülkenin bütün aydınlık insanları senin arkanda, onu bilmeni istiyorum.” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki turizm sektörünün, turist sayısı az olmasına rağmen mücadele ettiğini vurguladı. 1,5 milyon kişinin bu sektörde çalıştığına, 4-4,5 milyon kişinin ise dolaylı olarak bu sektöre hizmet verdiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Demokrasinin ve hoşgörünün olduğu yerde turizm canlanır. Bunu sağlayacak olan da bunlar değil. Siz de görüyor, yaşıyorsunuz. Bu iktidar dolara mecbur olduğu için turizme kapılarını açıyor. Dolara mecbur olmasa, o beş yıldızlı otellerin tamamını kapatır. Bundan adım gibi eminim. Mecbur, eli mahkum. ‘Dolar gelsin de ne olursa olsun.’ anlayışıyla bakıyor. Turizmci kardeşlerim hiç meraklanmayın, siz de bekleyin. Çünkü geliyor gelmekte olan.” ifadelerini kullandı.
Balıkçıların salonda bulunduğunu ve bu akşam iftarda onlarla bir araya geleceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde balıkçı teknelerine ucuz mazot vereceklerini, bankalara olan borçlarının kredi faizlerini sıfırlayacaklarını ve ana paraları makul taksitlerle ödeme imkanı sunacaklarını, ayrıca “denizcilik ve balıkçılık bakanlığı” kuracaklarını anlattı.
Çay konusunda hazırladıkları kanun teklifini AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin kabul etmediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP Rize İl Başkanlığının bu duruma ilişkin hazırladığı pankartın, bazı yerlere asıldığını anlattı. Kılıçdaroğlu, “korkudan” bunların indirildiğini savunarak, “Sanıyorlar ki ‘O pankartı indirirsek Rizeliler bunun farkına varmaz.’ Hiç meraklanmayın, Rizeliler her şeyi biliyor, farkındalar, yüzünü CHP’ye dönmüş durumda. Rizelilere kaçak çayla mücadele edeceğime söz verdim. Kaçak çayları Rize meydanında yakacağım.” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, vatandaşın gündeminin ekonomi olduğunu dile getirerek, bir şirket araştırmasında yöneltilen, “Mevcut ekonomik gidişat psikolojinizi nasıl etkiliyor?” şeklindeki soruyu cevaplayanların yüzde 87,6’sının “kötü” dediğini, bu oranın, AK Partili seçmende yüzde 78,2, MHP seçmeninde ise yüzde 89 şeklinde sonuçlandığını kaydetti.
Aynı araştırmadaki “Geçen ay ile kıyasladığınızda alım gücünüz nasıl değişmiştir?” sorusunu yanıtlayanların yüzde 83,4’ünün “azaldı” dediğini, bu oranın AK Parti seçmeninde yüzde 72,9, MHP seçmeninde yüzde 73,5 olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “AK Parti ve MHP seçmeni gidişin ne kadar kötü olduğunu, mutfağı nasıl vurduğunu, kendilerini de ne kadar olumsuz etkilediğini gayet açık ve net bir şekilde ortaya koymuş durumdalar.” ifadesini kullandı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, emeklilere ramazan ve kurban bayramlarında verilen ikramiye tutarının net asgari ücrete yükseltilmesi için kanun teklifi verdiklerini ancak bekletildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün emekli kardeşlerime sesleniyorum; size verilecek ikramiye asgari ücretin neti kadar olacak, 4253 lira. Yılda iki sefer, çok büyük bir para değil. Beşli çeteye verdiğinin binde birini beşli çeteye vermeyeceksin, emekliye vereceksin, o kadar. Sayın Erdoğan, bize inanmayabilir. ‘Bunlar muhalefettir, bunlara inanmıyorum, bunlar çok abartıyordur. Hayat ne kadar güzel, bakıyorum sarayda herkesin yüzü gülüyor. Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor.’ diyebilir. Ama sarayda oturan ve biraz da vicdan sahibi olan bir kişi daha var. Sayın Bülent Arınç. Bana inanmıyorsan, Sayın Bülent Arınç’ı çağır, bir kendisini dinle Allah aşkına. Hayatın gerçeği nedir, onu bir dinle.”
TÜRK-İŞ’e göre açlık sınırının 4 bin 928 lira olarak açıklandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, emekliler için talep ettikleri bayram ikramiyesi tutarının açlık sınırının altında olduğuna işaret etti. Açlık sınırının altında asgari ücret verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “İlk kez bu kadar garip, bu kadar insanın yüreğinde derin iz, acı bırakan bir tabloyla karşı karşıyayız. Açlık sınırı 4 bin 928 lira, asgari ücret 4 bin 253 lira. Olacak bir şey değil. Ama saray ayrı havalarda. Saray ve şürekası ceplerini doldurmakla meşgul. Ne emekliyi ne asgari ücretliyi düşünür. Hemen yandaşlarını atadılar Türk Hava Yollarına, yüzde 190 zamla huzur hakkı veriyorlar.” görüşünü savundu.
THY’nin huzur hakkı tutarını 25 bin liraya çıkardığını anlatan Kılıçdaroğlu, emekli ve asgari ücretli vatandaşlara, “Sen ay başını zor getirirken, ele güne muhtaç olmamak için kahveye bile gitmezken yüzde 190 zam yapıp huzur hakkını 8 bin 678 liradan 25 bin liraya çıkarmak doğru mudur, yanlış mıdır? Kendi vicdan terazinde bir tart bakalım.” diye seslendi.
Kılıçdaroğlu, ülkede 3 milyon 449 bin 344 hanenin elektriğinin kesik olduğunu belirterek, “Cumhuriyet tarihinde böyle bir tablo yoktur. Sorunumuz çok derin. Bu derin sorunları bunlar çözemezler. Çünkü devleti yönetemiyorlar, yönetmeyi bilmiyorlar. Tek düşündükleri ‘yandaşlarımızla beraber nasıl köşeyi döneriz, nasıl vurgunu vururuz.’ Bunları yaparken de ‘Bir parça bal çalalım, oylarını bize vermeye devam etsinler.’ Ama milletin gözü açıldı, yok artık öyle bir şey.” sözlerini sarf etti.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’de 3 milyon 800 bin Suriyeli sığınmacının yaşadığını, Suriyelilerin Türkiye’de kalmak istemediğini ama geri kabul anlaşması nedeniyle de başka ülkelere gidemediklerini söyledi.
“Biz neden 3 milyon 800 bin Suriyeliye bakmak zorundayız?” diye soran Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Şubat 2020’de yaptığı bir konuşmada “Suriyelilere 40 milyar dolardan fazla para harcadık.” ifadesini kullandığını aktardı.
Harcanan paranın bu yıl 50 milyar dolardan fazla olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, “Nereye gitti 50 milyar dolar? Hangi Suriyelilere verildi? 50 milyar dolar nasıl buharlaştı? 50 milyar doları Suriyelilere versen bütün Suriyeliler Türkiye’de han hamam sahibi olur. Nereye gitti bu para? Asgari ücretin yarısı ile çalışıyorlar, bu insanlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu güzel ülkede ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ne diyorlar; ‘Biz seçimi kazandığımızda bu ülkedeki mültecileri ülkelerine göndereceğiz.’ Biz göndermeyeceğiz.” ifadesini kullandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun üzerine büyük bir ihtimalle anket yaptı beyefendi. Baktı ki ankette Suriyelilerin gitmesini çoğu kişi istiyor. Nisanda bir açıklama daha yaptı; ‘Tek başına bırakılmış olsak da…’ Türkiye tek başına bırakılmış. Sen bıraktın. Geri kabul anlaşmasını Bay Kemal mi imzaladı? Sen imzaladın. Oradan 3 milyon 800 bin Suriyeliyi buraya getiren Bay Kemal miydi? Sendin. Buna itiraz eden kimdi? İtiraz eden Bay Kemal’di ‘yanlış yapıyorsun’ dedi. Şimdi anketleri gördü; ‘Suriyeli kardeşlerimizin dönüşü için elimizden gelen gayreti göstereceğiz’ diyor. Nasıl bir omurga bu? 180 derece nasıl dönüyorsun? Bu neyi gösteriyor? Bu bizim ne kadar haklı olduğumuzu, halkın nabzını en iyi tutan partinin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu gösteriyor.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, bugünkü grup toplantısında Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesi konusunda söylediklerine de değinen Kılıçdaroğlu, “Sayın Bahçeli, ‘bayramda ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların dönmesine gerek yok’ diyor. Sayın Bahçeli bunların tamamı bayramlaşmaya Suriye’ye gidecek, daha sonra da gelecekler. Bunları getirecek olan kişinin adı da Süleyman Soylu. O işten sorumlu olan senin desteklediğin kişidir. Bizim sınırlarımızı yol geçen hanına döndüren kişi de odur. O kişinin mültecilerle falan bir ilgisi yok. Onun bütün vakti uyuşturucu baronları ile fotoğraf çektirmek, zaman bulamıyor.” değerlendirmesini yaptı.
CHP iktidar olduğunda Suriyelilerin ülkelerine can ve mal güvenlikleri sağlanarak, kendi iradeleri ile gönderileceğini belirten Kılıçdaroğlu, “O ülke ile barışıp kendi ülkelerine bunları göndereceğiz. Bu işi neden sadece biz yaparız çünkü biz Kuvayımilliyeciyiz.” dedi.
Kılıçdaroğlu, 27 Kasım 2017’de belgeleri ile Erdoğan ailesinin Man adasında 1 sterline şirket kurduğunu açıkladığını anımsatarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buna itiraz ederek kendisini dava ettiğini söyledi.
Davanın sonuçlandığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği rakamlarla kendisinin tazminata mahkum edildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, bu karara itiraz ederek konuyu Yargıtay’a taşıdıklarını vurguladı. Yargıtay kararından “Bu belgelerin sahteliği hususunda da herhangi bir tespit bulunmamaktadır.” ifadesini de içeren bir bölümü okuyan Kılıçdaroğlu, bu konuda kendisi hakkında dava açan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdi. Kılıçdaroğlu, kendisi hakkında açılacak yeni davalardan da korkmadığını belirtti.