Sıcak ve kısmen daha kuru geçirdiğimiz yaz mevsiminin ardından iyice yorulan ve kuruyan gözlerimizi bu kez de sonbahar mevsiminde yeni tehlikeler ve hastalıklar beklemektedir.Sonbahar demek sadece yağmur ve sararan yapraklardan ibaret bir mevsim olarak düşünülse de,her mevsimin kendine özel vücudumuzda meydana getirdiği etkileri göz ardı etmemek gerekmektedir.Özellikle ülkemizde sonbahar dönemi hava değişimlerinin en sık gözlendiği ve buna bağlı olarak üst solunum yollarında sıkıntıların en fazla yaşandığı mevsimdir.Üst solunum yolları ile beraber gözlerimizde bu mevsimden kendine düşen payı alır.
Dr.Çağlayan Aksu,”Genellikle soğuk algınlığı bulguları gösteren ve basit bir nezle olarak geçiştirilen adenoviral kaynaklı enfeksiyonlar gözlerde ciddi enfeksiyona ve hatta buna bağlı kalıcı görme bozukluklarına sebep olmaktadır.Öncelikle bir gözde başlayan ağrı,kızarıklık,yanma,batma,
Mevsim değişikliklerinde en sık görülen göz hastalıklarından birisi de kuru göz hastalığıdır diye belirten Dr.-Aksu sözlerine şöyle devam etti;” Günümüzün en büyük problemlerinden biri haline gelen göz kuruluğu özellikle rüzgarlı ve kuru bölgelerde daha sık karşımıza çıkmaktadır.Gün içinde sürekli kullanır hale geldiğimiz akıllı telefonlar,tabletler ve bilgisayar monitörleri göz kuruluğunun en büyük sebebidir.Ekran ışığının ayarlanması yada filtreler kısmen işe yarasa da,ekrana bakarken farketmeden göz kırpma refleksimizin azalması ve gözün havayla temas süresinin artması asıl etkenlerdir.Sonbaharda okulların açılması ve devlet dairelerinin daha yoğun şekilde çalışmaya başladığı göz önüne alınırsa,sonbahar göz kuruluğunun pik yaptığı bir dönem denilebilir.Göz kuruluğunda gözde yanma,batma,gözde kum varmış hissi,özellikle akşamları gözde yorgunluk ve sabahları göz açarken zorlanma gibi belirtiler olabilir.Göz kuruluğu ciddi görünmese dahi ilerleyen durumlarda gözde görme bulanıklığı ve kontrast görmede azalma gibi şikayetlere sebep olabilir.Bu şikayeti olan hastalarımızın hekim tarafından uygun görülen tedaviyi aksatmadan kullanması önem arz etmektedir.”dedi.
Dr.Çağlayan Aksu,”Ve son olarak genelde ilkbahar aylarında daha sık görülen fakat sonbahar zamanında görülme sıklığı artan alerjik konjonktivit.Hava değişiminin yoğun yaşandığı mevsimlerde görülme sıklığı artan alerjik konjonktivit genelde bünyesel alerjisi olan yada alerjik hastalıklara yatkınlığı olan bireylerde gözde kızarıklık ve kaşıntı ile kendini gösterir.Soğuk uygulama kısmen rahatlık sağlasa dahi allerjiye sebep olan etken ortadan kalkmadığı takdirde tam iyileşme sağlanama.Etkeni uzaklaştırmak zor olduğu için daha çok semptomatik dediğimiz yani şikayetleri geçici olarak azaltmaya yönelik tedaviler uygulanmaktadır.Göz alerjisinde en önemli konu ilerleyen dönemlerde ve alerjinin sürekliliği durumunda gözümüzde yapacağı kalıcı hasarlardır.Ayrıca sürekli ve şiddetli göz kaşımanın Keratokonus denilen,ilerleyici ve çok ciddi göz hastalığı yapacağı ve keratokonus denilen hastalığın da ierlemesi durumunda görmeyi kalıcı olarak azaltacağı ve hatta göz nakli yapılması gerekecek kadar sorun teşkil edeceği unutulmamalıdır.”diye belirtti.