Karadeniz’de meydana gelen sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Destici, bölgeye gittiklerini ve vatandaşlarla konuştuklarını söyledi. Gözlemlerini aktaran Destici, “Devletimiz olayın ilk anından itibaren bütün gücüyle bölgeye gitmiş. Bunu da yine vatandaşlarımızdan dinledik.” dedi.
Destici, “Orada da daha sonra da ifade ettim; evet sel bir afet ama bunun öncesinde almanız gereken tedbirler yok mu? Var. Bu tedbirlerle ilgili bir eksiklik var mı? Evet, o da var. Bir öngörüsüzlük var mı belirli noktalarda? Evet, o da var. Dere içine yapılan binalar, bunların kat yüksekliği, sağlam olmaması, rant; bütün bunlar da var mı? Evet, bütün bunlar da var. Yani bunlara farklı şeyler de ekleyebiliriz ama bütün bunlara rağmen bizim önceliğimiz ne olmalı? Bizim önceliğimiz önce yaraları sarmak olmalı. Biz, BBP olarak hep bunları önceledik.” şeklinde konuştu.
“Afet şartları devam ederken, ormanlarımızdan alevler yükselirken, depremde yıkılan binaların altında, sel sularının sürüklediği çamurların arasında insanlarımız aranırken bu felaketleri bir siyasi fırsata dönüştürme çabalarını hiçbir şekilde ahlaki bulmuyoruz.” diyen Destici, bu tip bir siyaset anlayışının herhangi bir yerinde olmadıklarını, bundan sonra da olmayacaklarını söyledi.
Geniş kapsamlı bir çevre planı hazırlayamayan, uzun vadeli bir çevre vizyonu olmayan siyasi yapıların herhangi bir fikri derinliğe ve milletin geleceğine katkı yapma yeteneğine sahip olmadığını ifade eden Destici, “Bugün muhalefet partilerinin, Millet İttifakı’nı oluşturan ya da onun çevresinde oluşmuş partilerden bahsediyorum, önemli bir bölümünün çevreye dair fikirlerini sadece milletçe yaşadığımız felaketler esnasında ve bir şeylerden şikayet ederlerken görüyoruz. Maalesef bunun dışında millete, Meclise ve kamuoyuna çevreye dair sundukları herhangi bir projeyi de hatırlamıyoruz.” sözlerini sarf etti.
Dere kenarında bulunan ve sel felaketinde hasar gören binalara ilişkin gözlemlerini anlatan Destici, “Tabii ki müteahhitlerden hesap soracağız da o projeyi onaylayanlardan, yapı denetimini yapanlardan, ruhsatını verenlerden, o bölgeyi imara açanlardan sormayacak mıyız? Müteahhitten soralım ama sadece müteahhitten hesap sormak, sadece müteahhitti yargılamak işi bitirir mi?” dedi.
Dünyanın ve Türkiye’nin gündeminde Afganistan’ın bulunduğunu belirten Destici, yaşananların pek çok açıdan, dünyayı, bölgeyi ve Türkiye’yi etkilediğine işaret etti.
BBP olarak Afganistan’daki gelişmeleri yakından takip ettiklerini dile getiren Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye, Afganistan’daki gelişmelere ilgisiz kalamaz. Afganistan’ın demografik yapısı; Afganistan’ın komşuları olan Pakistan, İran, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan’la Türkiye’nin köklü, güçlü ve devamlılığa mecbur olan ilişkileri; küresel güçler olan Rusya, ABD, Çin hatta Hindistan’ın bu kritik jeopolitiğe hakim olma mücadeleleri, bizi bölgedeki gelişmeler içinde olmaya mecbur bırakıyor. Türkiye, herhangi bir rejimin değil; başta Türk soylular olmak üzere Afganistan’ı oluşturan tüm etnik ve mezhepsel unsurlar ile bunların bütününün gerçek dostudur. Afganlılar da bu gerçeğin farkındadır. Bu durum, Türkiye için, Afganistan açısından, tüm dünya ülkelerinin dışında farklı, özel bir konum ve misyon sağlamaktadır. Afganistan’ın bugünkü durumunun da bugüne kadar gelen süreçte milyonlarca insanın, Müslüman kardeşimizin ve soydaşımızın katledilmesinin sorumluluğu da küresel emperyalist güçlerin omuzlarındadır.”
Bugün, ABD’nin yenildiğinin bir gerçek olduğuna dikkati çeken Destici, “Ancak ABD’nin, Taliban iktidarını öngöremediği ve sonrasında ABD’nin bölgeye ilgisiz kalacağını kabul etmek, bundan sonra bölgeyle ilgili sağlıklı herhangi bir öngörüde bulunmamızı imkansız hale getirir. Konuya, o topraklarda yaşayan insanların gerçek dostları, din ve kan kardeşleri, güçlü ve köklü bir devletin mensupları olduğumuzu unutmadan yaklaşmalıyız ve devletimiz de hükümet de bu şekilde yaklaşıyor. Afganistan’la ilgili ilk önceliğimiz, oraya barış, huzur ve istikrarın gelmesidir. Sonrasında, Afganistan’da görev yapan askerlerimizin, diplomatlarımızın ve elbette sınırlarımızın güvenliğidir.” dedi.
Göç konusuna ayrı önem verdiklerini ifade eden Destici, “Afganistan’daki durumun, güvenliğimizi, ekonomimizi, sosyal hayatımızı, uluslararası ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilemesine engel olmalıyız. Bunun ilk adımı kontrolsüz göçün önlenmesidir. Suriye’deki iç karışıklıktan bugün maalesef ülkemiz yoğun bir göç dalgasıyla, kaçak göçmen ya da sığınmacı, mülteci akınıyla karşı karşıya. Her ülkenin alabileceği bir sayı, sınır, kapasite vardır. Maalesef Türkiye bunu çoktan aşmıştır.” diye konuştu.
Şimdi de Afganistan’dan bir göç dalgasıyla karşı karşıya olunduğunu belirten Destici, “Şu anda gelenlerle ilgili mutlaka hudutlarımızda gerekli tedbirler alınmalı, sınırlarımızın mümkünse dışında, mümkün değilse hemen içinde kamplar, tampon bölgeler oluşturularak bu mülteciler buralarda tutulmalı ve içlere gönderilmemelidir. Kontrolsüz, kaçak yollarla göç Türkiye’nin başına beladır ve ileride daha büyük belalar açar.”
Bazılarının, “Taliban geldi. Türkiye görüşecek mi görüşmeyecek mi?” şeklinde değerlendirmeler yaptığını anımsatan Destici, “ABD, Rusya, Çin, Hindistan, Avrupa Birliği görüşüyor Türkiye niye görüşmesin kardeşim? Senin derdin ne? Niye görüşmesin Türkiye? Orada bizim milyonlarca soydaşımız var. Milyonlarca mazlum kardeşimiz var. Bir kere bunlar için görüşmesi lazım.” görüşünü dile getirdi.
Afganistan’daki yeni yönetimin çizgisini ve ömrünü, Afganistan’ın dünya ülkeleri ve Türkiye’yle ilişkilerinin belirleyeceğini ifade eden Destici, “Kabil Havaalanı’nın güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili karar, Afganistan’daki yönetim değişikliğinden önceki şartlara binaen alınmıştı. Bugün yeni şartlar oluştu ve yeni bir karar almamız kadar olağan bir şey olamaz. Burada bakıyorsunuz yine bazı muhalefet partileri hem onu hem bunu eleştiriyor. Kardeşim o zaman şartlar değişikti. Taliban ülkeyi ele geçirmemişti. Orada bir hükümet vardı ama bugün farklı bir durum var. Elbette ki Türkiye kararını yeniden gözden geçirecek ve kendi ülke menfaatlerini ve Afganistan’daki durumu değerlendirerek bir karar verecektir. Bundan daha normal olan ne vardır? Bunu bile eleştiri konusu yapan bir muhalefetimiz var.” değerlendirmesinde bulundu.
Basın mensuplarının, Türkiye’nin Afganistan konusunda ABD ile anlaşma yaptığına yönelik muhalefetin iddiasını ve bunun ABD tarafından yalanlanmasını sorması üzerine Destici, “Maalesef CHP ve ona eklenmiş olan partilerden yani Millet İttifakı’nı oluşturan partilerden bu tür temelsiz, mesnetsiz, dayanaksız, gerçek dışı pek çok iddia, itham duyduk. Bu da bunlardan bir tanesi. Bugün de ABD Büyükelçiliği tarafından yalanlandı. Şimdi bunun üzerine ne yapması lazım? Çıkıp, içinde ‘özür dilerim’ ifadesi bulunan bir açıklama yapması lazım.” yanıtını verdi.