Basın açıklamasına kamuoyu ve yetkilileri yanlış yönlendirdiğini iddia ettiği Fındık birliklerine, ticaret borsalarına ve tekel oluşturan fındık baronlarına tepki göstererek başlayan Genel Başkan Yardımcısı Cemil ÇOLAK ‘’Öncelikle Fındık Ülkemiz ve bölgemiz için nedir onu anlamak gerekir. Ömürleri boyunca zevki sefa içinde fındık kıranlar, fındığın sadece yemesini bilenler fındık nedir anlayamaz. Fındık Rabbimizin bizlere çok büyük ödüllerinden biri olduğunu söylesek hiç abartmış olmayız. Fındık ülkemizin en stratejik tarım ürünüdür, 70 sente muhtaç olduğumuz dönemlerde ülkemizin döviz ihtiyacını gideren üründür. En fazla ihracat yaptığımız, en fazla para kazandığımız ürünümüzdür. 16 ilimizde yaklaşık 7 yüz 60 bin hektar alanda fındık üretimi yapılmaktadır. Coğrafi yapı olarak Karedeniz kıyılarında yetiştirilen fındık kök yapısı ve bahçe düzeni dolayısıyla önemli bir erozyon, heyelan ve sel önleyici araçtır. Aynı zamanda fındık bahçeleri gittikçe emisyonun önem kazandığı çağımızda oksijen üretim deposudur. Yine fındık bahçeleri ot ve çayır bakımından hayvancılığa büyük katkı sunmaktadır. Ayrıca fındık bahçeleri kırsal kesimdeki vatandaşlarımızın yakacak ihtiyacını karşılamada da önemli bir kalemdir. Yine fındığın zulufu organik gübre yapımında kullanılmakta. Fındık kabuğunun önemini bilmeyen yoktur. Bu kadar değerli olan fındığın içindeki etken maddeleri ile en etkili takviye ilaçlarını karşılaştırın, fındık galip gelecektir. Rahmetli Erbakan hocamızın ‘’bu fındık İsraillilerin elinde olsa eczanelerde ilaç olarak satarlardı’’ tespiti unutulmamalıdır. Dünya çikolata sanayisinin hamledesi olan, gıda sanayiinde birçok alanda kullanılan ve bademden başka alternatifi olmayan ürünümüzü yetkililer, üç beş fındık baronunun eline bırakamaz. Fındıkçının kaderi iş bilmez, sadece kendini düşünen tüccarların eline bırakılamaz. Tarım bakanlığı tarafından verilen doğrudan gelir desteği çok düşüktür. Böyle giderse fındık bahçeleri ya sökülecek ya da bakımsızlıktan yok olacaktır. 1 fındık bahçesi 7 yılda verimli hale gelmektedir. Uzun zamandan beri Fındık ile alakalı köklü bir reform yapılamamıştır. Hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alamazsınız. Mevsim şartlarının Fındık üretimini çok etkilediği unutulmamalıdır. Verilen destek daha fındık altının temizlenmesine yetmemektedir. Fındığın budanması, çapalanması, gübresi, ilaçlanması, fındık altının temizlenmesi, toplanması,, harmana taşınması, patoza vurulması, havalar iyi giderse kurutma işlemlerinin yapılması üretim süreçlerinin maliyet belirleyen aşamalarıdır. Bu süreçleri tamamlayan üretici satış için nakliye ücreti de ödemektedir. Son yıllarda fındık ihracatında ton başına artış yaşanmasına karşılık gelirde düşüş olması fındıkçının kanının emildiğinin göstergesidir. Bu daha çok çalışma, daha çok üretime, karşılık daha az kazanç elde edilmesi sömürü düzeninden başka bir şey değildi. Bazı fındık tüccarlarının açıklanan fiyata karşı verdikleri demeçleri hayretle karşılıyorum. Üretim başlamadan bazı firmaların belli rakamlar üzerinde gizliden anlaştığı duyumunu almıştık. Rekabet kurumunun bu konunun üzerine gitmesini talep ediyorum. Maalesef bu anlaşmalar Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan fındık fiyatında etkili olmuş gibi gözüküyor. Bu fiyatlar Fındık üreticisinin yine yüzünü güldürmemiştir. Nereden bakarsanız bakın girdi maliyetleri, hayat şartları, gıda fiyatlarındaki artış ortadadır. Fındık sadece Fındık değildir. Bölge insanını ekmeği, aşı, çocuğunun okul parası, kızının çeyizi, oğlunun düğün parasıdır. Fındıkçı her sene bir ümitle gittiği bahçesine, açıklanan bu fiyatlarla yine diri diri gömülmeye çalışılmıştır. Zaten TMO fındık alımında bir çok engel ve sorun çıkartıyor. Bu sorunlardan dolayı tüccarda fındık fiyatı düşük fiyattan alıyor. Hiç olmazsa fındık destekleme fiyatlarını artırın.’’ diyen COLAK ‘’acil fındık eylem planı ortaya koyulmalı. Yurt dışından Türkiye’deki işbirlikçileri vasıtası ile fiyat düşürme oyunlarına karşılık, dünyadaki ihtiyaçlara göre kendi üretimimizi kendimiz yapmalıyız. Bizim ülkemizde çikolata üreten ülkelere göre maliyetler daha düşük. Anca bu alanda oluşan tekelleşmeye karşılık ülkemizde yeterince tedbir alınmamaktadır. Hibe desteklerle üretim alanları mutlaka ülkemizde oluşturulması gerekir. Bizler Yeniden Refah Partisi olarak fındık üreticisi adına açıklanan fiyatı kabul edilir bulmuyoruz. Geçmişte olduğu gibi inşallah Yeniden Refah Partisi iktidarında fındıkçımızın yüzü gülecek, emeğinin ve alın terinin karşılığını alacaktır. Üreticimizin yanında Fındık baronlarına karşı mücadelemizi devam edecektir. Fındık Bu Ülkenin En Önemli Milli Meselelerinden Biridir.’’ dedi.
