Akar, üç milletvekiline gündem dışı söz verdi. CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter, “Ankara-İzmir arası ulaşım sorunları”, AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Arvas, “Van’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıl dönümü” ve İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, “Irak Türkmenlerinin sorunlarına” ilişkin gündem dışı konuşma yaptı.
TBMM Genel Kurulunda, gündem dışı konuşmaların ardından grup başkanvekilleri yerlerinden söz aldı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, Irak’ta Türk dünyasını yakından ilgilendiren kritik gelişmeler yaşandığını belirterek, Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi’nin görevinden ayrıldığını anımsattı.
Salihi’nin, Mesut Barzani yönetimine karşı tavizsiz tavrından dolayı uzun süreli bir rahatsızlık yaşandığını dile getiren Dervişoğlu, “Erşat Salihi, terör örgütlerine karşı tavizsiz duruş sergilemiş ve her zaman Türkiye’nin yanında yer almıştır. Sözde Kürdistan bayrağını göndere çekenler, Salihi’nin milli tutumundan rahatsız olmuşlardır. Barzani’ye göz mü kırpılmakta, Irak’ta Türk milli politikasından vaz mı geçilmektedir? Andımızın kaldırılmasından sonra sıra Türklüğün kaldırılmasına mı gelecektir? Uygur Türklerini görmezden gelenler, Irak Türkmenlerini de duymamışlardır.” diye konuştu.
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Güney Kıbrıs Rum tarafında bir camiye nefret dolu saldırıda bulunulduğunu anımsatarak, bu saldırıyı yapanları ve destekçilerini lanetledi.
Bülbül, 28 Mart 1991’de Kerkük’ün Altınköprü kasabasında yaşayan 100’den fazla Türkmen’in, Saddam rejimi tarafından vahşice katledildiğine işaret ederek, Türkmenlerin yaşadığı sıkıntılara değindi.
Türkmenlerin, siyasi ve kültürel varlıklarıyla birlikte Irak’ın toprak bütünlüğünün devam etmesi için çaba harcadığına dikkati çeken Bülbül, “Ancak halen bir takım baskılara muhatap olmaktadırlar. MHP olarak Türkmen kardeşlerimizin yanında ve davalarını takip etmekteyiz. Hiçbir oldu bitti hesabı, Irak’taki Türkmen varlığını ve Türkmenelini yok edemeyecektir.” ifadelerini kullandı.
HDP TBMM Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Hrant Dink davasının, 130 duruşmanın ardından arkasında birçok soru işareti, tartışmalı beraat kararı ve olayın cemaate yıkılma çabasıyla tamamlandığını ileri sürdü.
Beştaş, yeni tip koronavirüse karşı öğretmenlerin aşılanmadığını, eğitimcilerin korona riskiyle çalışmak zorunda kaldıklarını, günü kurtarmak adına öğretmen ve öğrencilerin ateşe atıldığını savundu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, Montrö Sözleşmesi’ne yönelik söylemlerinden dönmek için vatandaşlara, gazetecilere ve bürokratlara “zekası belli bir seviyenin altında” ifadesi kullandığını savundu.
Hamza Kürşat Ayvatoğlu’nun uyuşturucu kullandığı görüntüleri anımsatan Özel, şöyle devam etti:
“Bu ismin elbette tedaviye muhtaç bir tarafı var, o konuda acil şifalar dileriz ancak o fotoğraflar, o videolar ve bizatihi Kürşat Ayvatoğlu ismi, Adalet ve Kalkınma Partisinin savrulduğu noktayı, yaşadığı çürümeyi, içinde bulunduğu yozlaşmayı gösteriyor. Harun olmak için yola çıkıp da Karun olanların ne noktalara savrulduğunu hep beraber ibretle takip ettik. Adalet ve Kalkınma Partisi, Ömerlerini aramak için yola düşecekti, Kürşatlarını bulmuşlar. Kürşatlarının o paraları nerelerden kazandığını, Kürşatlarının çektirdiği fotoğraflar değil ama kurduğu yakın ilişkileri ve Kürşatlarının yapmış olduğu nüfuz ticaretini gördük.”
MHP Grup Başkanvekili Bülbül, Özel’e “Kürşatlar demeye gerek yok, Kürşat bir tane. Kürşat dediğiniz zaman, bizim tarihimizde bambaşka yere gidiyor.” diye tepki gösterdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan ise AK Parti ve Cumhur İttifakı alarak garip gurebanın gür sesi olmaya devam edeceklerini söyledi.
AK Parti’nin verdiği mücadelenin, millete hizmet mücadelesi olduğunu belirten Özkan, şunları kaydetti:
“Eğer bir hata yapan varsa onu kulağından tutup, götürüp yargı makamlarına teslim eden ve bu hukuk sürecini takip eden irade bizde var. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Taciz, tecavüzcülerin hesabını sormaktan elbette geri durmayacağız. Burada önemli olan hukukun, Anayasa’nın, yargının, ahlakın yanında yer alabilmek, bunu yapıyoruz. Belediyelerinizde, parti teşkilatlarınızda ne oldu? Bunların üzerini niye kapatıyorsunuz? Mağdurlar, mağdureler ‘Biz bunu İl Başkanına ulaştırdık ancak tehdit aldık ve bunun üzerini kapatmak için ellerinden geleni arkalarına koymadılar’ diyorlar. Birileri yanlış mı yapmış? Onu kulağından tutup yargıya teslim edelim. Hukuki olarak bunun arkasının takipçisi olalım. Siyaset mekanizması olarak hukuk, adalet ve yargının daha iyi işlemesi için bizim yapmamız gereken budur.”
TBMM Genel Kurulunda, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine başlandı.
Genel Kurulda, gündem dışı konuşmaların ardından, partilerin gündeme ilişkin grup önerileri ele alındı.
İYİ Parti’nin “Aşı ve ilaç keşfi, pandemi ile baş etme yolları”; HDP’nin “Kamu gücü kullanılmak suretiyle elde edilen haksız kazanç”; CHP’nin “Çarşamba Ovası” ile ilgili grup önerileri kabul edilmedi.
AK Parti’nin, Genel Kurulun gündemi ve çalışma saatlerine ilişkin grup önerisi ise kabul edildi.
Buna göre Genel Kurulda bugün, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi ele alınacak.
Genel Kurulda bu hafta, Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi de görüşülecek.
Öte yandan, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınması önerisi kabul edilmedi.
Daha sonra, alınan karar gereğince, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi’nin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.
Teklifin tümü üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, 15 Temmuz darbe girişimini anımsatarak, bu olayın ardından iktidarın kamu hizmeti ve işe alımlarda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmış olunması şartı aramaya başladığını dile getirdi.
Hükümetin yasaları uygulaması durumunda FETÖ mensuplarının devletin kritik noktalarına sızamayacağını belirten Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Eğer yasalar uygulansaydı bu devlet, FETÖ mensubu binlerce hakim ve savcı, büyükelçi, vali, kaymakam, polis, asker ile karşı karşıya kalmazdı. Devletimizin kurum ve kuruluşları bu hain örgütün sızmalarına maruz bırakılmazdı. Devletimizin güvenlik kaygılarını gidermek, adil bir değerlendirme mekanizması oluşturmak ve Anayasal düzeni korumak adına iktidarın tedbir alması gereklidir, meşrudur. Buna şüphesiz katılıyoruz. Ancak bu tedbirin siyasallaştırılması, bu tedbirin devletin değil iktidar partisinin bir aygıtı olarak kullanılacak olması konusunda endişelerimiz var. Nitekim bu haklılığımızı kanıtlayacak örnekleri de tecrübe ettirdiniz, ettiriyorsunuz.”
Dervişoğlu, düzenlemenin bu haliyle kabul edilmesi durumunda yaşanan hiçbir sorunun çözülmeyeceğini savunarak, “Teklif, devletin kurum ve kuruluşlarının güvenliği için değil, bürokrasiyi daha da siyasallaştırma kastı taşıyor.” diye konuştu.
MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, dünyanın her yerinde kamu hizmetine alınacak kişilerle ilgili güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapıldığını kaydetti.
“Güvenlik soruşturması” kavramının Türk hukuk mevzuatında yer aldığını ifade eden Atay, güvenlik soruşturmasının kişinin kamu hizmetine alınmasına uygun olup olmadığına yönelik bir araştırma süreci olduğunu söyledi.
HDP Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki, AK Parti’nin ülkeyi OHAL kararnameleriyle yönettiğini, bu kararnamelerin zamanla yasalaşarak kalıcı hale geldiğini ileri sürdü.
Teklifle devlet memuru olmak isteyenler için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının şart haline getirildiğini, idareye sınırsız bir yetkinin verildiğini savunan Tiryaki, HDP olarak bu adımı doğru bulmadıklarını belirtti. Kararnamelerle on binlerce kamu çalışanının sorgusuz ve sualsiz bir şekilde işinden olduğunu ifade eden Tiryaki, vatandaşın tehdit olarak görülmekten vazgeçilmesi gerektiğini dile getirdi.
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu, teklifin açıkça Anayasa’ya aykırı olduğunu öne sürerek, kabul edilmesi durumunda Anayasa Mahkemesine taşınacağını belirtti.
Kaboğlu, teklifle masumiyet karinesinin ihlal edildiğini, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla birtakım öznel değerlendirmelerin yapılabileceğini, bu nedenle vatandaşların kamu hizmetine atanmasının engellenebileceğini, bu durumun da Anayasa’ya aykırı olduğunu savundu.
Kamu görevinde diploma ve liyakatin esas olduğunu anlatan Kaboğlu, düzenlemeyle bireylerin fişlenmesinin meşrulaştırıldığını öne sürdü.
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, devletin 15 Temmuz’da, 17-25 Aralık’ta sırtını dayadığı kamu görevlileri tarafından ihanete uğradığının görüldüğünü belirtti.
Dolayısıyla her devletin bu konuda önlemini alacağını ifade eden Can, ancak devletlerin önlemini alırken adalet, ehliyet, liyakat içinde hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Can, “Görevin gerektirdiği nitelikler haricinde herhangi bir soruşturma ya da kovuşturmaya mahal kalmadan objektif ve nesnel kriterlere göre arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması yapılmalıdır. Bu açık ve nettir.” dedi.
Güvenlik soruşturmalarının kin, garez ve dedikodudan ibaret ve soyut olmaması gerektiğini söyleyen Can, “Güvenlik soruşturması, tamamen görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili, olgusal verilere dayalı ve somut olmalı; bilgi ve belgelerle desteklenmelidir. Dolayısıyla güvenlik soruşturması yapacak birimler, kanun koyucunun hassasiyetini önemle dikkate almalılar.” diye konuştu.
Can, güvenlik soruşturmasının, alan araştırmasının “dedikodulardan ibaret olduğuyla” ilgili şikayetlerin herkese geldiğini söyledi.
TBMM Başkanvekili Haydar Akar, teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşime ara verdi. Akar, aranın ardından komisyonun yerine oturmaması üzerine, birleşimi, yarın saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı.