AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, 1-7 Mart tarihlerinin Deprem Haftası olduğunu anımsattı.
17 Ağustos 1999 Kocaeli depreminin Türkiye açısından dönüm noktası, deprem açısından da milat olduğunu vurgulayan Şeker, Kocaeli ve Düzce depremlerinin, toplumsal olarak afetler karşısındaki yetersizliği ve çaresizliği ortaya koyduğunu belirtti.
İlyas Şeker, ülke topraklarının yüzde 96’sı etkin deprem kuşağında bulunması nedeniyle deprem konusunun ciddiye alınması gerektiğini dile getirdi.
Ülke nüfusunun yüzde 70’i, büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’ini oluşturan Marmara Bölgesi’nde her an etkisi büyük depremler olma ihtimalinin yüksekliğine dikkati çeken Şeker, “Bizdeki depremlerde 10 binlerce insan hayatını kaybederken, Japonya’da ise kaybedilen insan sayısı yüzlerle bile ifade edilmiyor. Bu depremlerde Japonya’da neredeyse hiç bina yıkılmazken, bizde ise binlerce bina yıkılmaktadır.” dedi.
AK Parti’li Şeker, 1999 İzmit ve Düzce depremlerinden yaklaşık 52 bin binanın etkilendiğini söyledi.
Türkiye’de yaşanan depremler sonrası ayakta kalan binaların da ciddi anlamda yorulduğu kanaatinde olduğunu ifade eden Şeker, “Bundan dolayı, özellikle beklenen İstanbul depreminde Kocaeli, Sakarya ve çevresinin ciddi anlamda etkileneceği kaçınılmaz bir gerçektir.” diye konuştu.
Şeker, Türkiye deprem kuşağında olduğu için depremlerin sadece deprem haftalarında ya da depremlerin yıl dönümlerinde değil, 365 gün sürekli olarak gündemde tutulması gerektiğinin altını çizdi.
Mecliste 2010 yılında kurulan Deprem Riskinin Araştırılarak Deprem Yönetiminde Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyon Raporunda; başta deprem olmak üzere, afet yönetiminde üzerinde özellikle durulması gereken sorunların yer aldığını belirten Şeker, “Doğal afetlerle ilgili önceliğimiz kriz yönetimi değil risk yönetimidir. Yani gelen bu dalganın etkisini en aza indirmektir.” değerlendirmesinde bulundu.