Gebelikte; karın ağrısı, bulantı, kusma, baş ağrısı, halsizlik, sık idrara çıkma, kabızlık, kramplar birçok kadının yaşadığı şikayetler arasındadır. Bu belirtiler çoğunlukla gebeliğin doğasında yer alır. Ancak gebelikteki her şikayet dikkatle sorgulanmalıdır, kimi zaman fizyolojik görünen sorunlar ciddi hastalıkların belirtisi olabilir.
Hamilelikte Sık İdrara Çıkma;
Gebelikle beraber üriner sistemde belirgin değişiklikler oluşur. Gebeliğin ilk aylarını takiben; böbrek, mesane, idrarı taşıyan kanallarda fizyolojik birtakım değişiklikler olur. Böbrekler ve idrarı mesaneye taşıyan kanallarda (üreter) genişlemeler izlenmektedir. Bu büyüme ve genişlemedeki en önemli neden, büyüyen anne rahminin mekanik baskısıyla rahatça akamayan idrarın akış yönünün tersinde birikmesi ve böbreklere gelen kan akımındaki artışdır. Ayrıca gebelikte artan progesteron hormonun da idrar kanallarının genişlemesinde katkısı vardır.
Gebelikte böbrek ve idrar kanallarında meydana gelen genişleme, artan idrar yolu enfeksiyonlarının önemli bir nedenidir.
Gebeliğin 4. Ayından itibaren, böbreklere giden kan akımı %70-75 oranında artar. Bu artış kanda üre ve kreatinin düzeylerini düşürür. Gebeliğin son aylarında ise üre, ürik asit ve kreatinin değerleri gebelik öncesi düzeye ulaşır. Gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi durumunda, ürik asit değerlerinde artış izlenir. Ancak doğru bir karşılaştırma yapılabilmesi için gebelik öncesi değerlerinin bilinmesi gerekir.
Buradan çıkaracağımız sonuç ise; gebelik öncesi hazırlık ve hekim kontrolü ile hamileliğin planlanması olmalıdır.
Gebelikte su ve tuz metabolizmasında belirgin değişiklik yaşanır. Hayranlık uyandıran bir denge söz konusudur. Artan kan akımı ve gebelikde artan progesteron hormonunun oluşturduğu idrar kanallarında genişleme etkisi ile tuz atılımına yatkınlık oluşur. Ancak büyük bir denge devreye girer ve artan tuz tutucu hormonlar ile emilim artar. Ve tuz kaybı engellenmiş olur.
Gebelik süresince sık idrara çıkma tüm anne adaylarının ifade ettiği bir sorundur. Anne rahminin büyümesinin oluşturduğu mekanik etkinin de katkısıyla, gebeliğin 3. ayından itibaren tuvalette geçirilen süre artar. Anne adayı gece uyku arasında da idrar yapma isteği ile uyanır. Tuvalete çıkma sıklığı ile ilgili ortalama bir sayısal değer yoktur. Özellikle gece uykuda yaşanılan bu bölünmeler, anne adayında yorgunluk oluşturabilir.
İdrar sıklığındaki artışın nedenleri:
-En önemli neden daha hızlı bir kan akımı ile böbreklerin daha çok çalışması,
-Gebelik hormonları ile böbreklere gelen kan akımının artması,
-Büyüyen anne rahminin mesaneye yaptığı baskı.
Unutulmaması gerekenler:
Sık idrara çıkma gebeliğin fizyolojik bir sonucudur. Gebeliğin 3. Ayından itibaren başlayan bu durum, 4. Ayın ardından azalabilir. Anne adayı 16-26. Haftalar arasında daha rahat bir dönem geçirirken, son 3 aylık dönemde şikayetler yeniden artar. Çünkü bebeğiniz hamileliğin son ayında doğum kanalına inmiş ve mesaneye baskısı artmıştır.
Eklenen idrarda yanma, kasık ağrısı, kanlı idrar yapma durumunda mutlaka hekiminizle görüşmeniz gerekmektedir. Çünkü bu şikayetler böbrek ve idrar yolları ile ilgili ciddi hastalıkların ve enfeksiyonların bir belirtisi olabilir. Sık idrara çıkmaya eklenen susuzluk, halsizlik, bitkinlik gibi şikayetler şeker hastalığının da belirtisi olabilir. Tüm gebelerimizin açlık ve tokluk kan şekerine bakılmalı ve gebeliğin 24-28. Haftaları arasında şeker yükleme testi yapılmalıdır.
ÖNERİLER
Özellikle aktif çalışma hayatı devam eden kadınlar için, sık idrara çıkma sosyal hayatını etkileyen bir durumdur. Her anne adayına yaşanılan durumun normal olduğu bilgisi verilmelidir.
Tuvalet ihtiyacı geldiğinde idrarını kesinlikle tutmamalıdır.
İdrarını yaparken hafifçe öne eğilmeli, böylece idrar kesesini tamamen boşaltması sağlanacaktır.
Anne adayının günde en az 2,5 litre su içmesi önerilmelidir. Ayrıca diüretik etkisi olan çay, kahve tüketiminin azaltılmalıdır. Anne adayı içecek olarak süt, ayran, kefir ve su içmelidir. Ayrıca gebelik döneminde idrar kaçırma şikayeti de sık karşılaşılan bir durumdur. Anne adayına pelvis kaslarını güçlendirecek Kegel egzersizleri öğretilmeli ve sık aralıklarla yapması önerilmelidir. Kegel egzersizleri düzenli yapılması hem doğumu kolaylaştırır, hem de idrar kaçırma sorununu azaltabilir. Unutulmaması gereken ise Kegel egzersizlerine gebeliğin ilk günlerinden itibaren başlanılmalıdır. Ve lohusalık döneminde de devam edilmelidir.
Gebelerimiz idrar çıkma sıklığını azaltmak için hem kendi bedenleri hem de bebekleri için çok tehlikeli olan uygulamalara başvurabiliyor.
Yanlışlar:
1-Sıvı alımının kısıtlanması
2-İdrarın tutulması
Kesinlikle yapılmaması gereken ve idrar yolu enfeksiyonu riskini arttıran bir durumdur. Her kadın bu konuda uyarılmalı ve bilgilendirilmelidir.