Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Şaban Yılmaz, “Cezaevinde en fazla uyuşturucudan ceza almış insanlar var. Yaklaşık 50 bini bulan tutuklu ve hükümlünün 45 binini ticaretini yapan, 4 binini ise kullananlar oluşturuyor.” dedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu AK Parti Elazığ Milletvekili Ömer Serdar başkanlığında toplandı.
Komisyonda, Maltepe Açık, 2 No’lu L Tipi Kapalı ve Elazığ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporları görüşülerek, kabul edildi.
Çalışmalar hakkında bilgi veren Serdar, komisyona dün itibarıyla toplam 9 bin 763 başvuruda bulunulduğunu, bunların 9 bin 150’si hakkında gerekli işlemin yapıldığını belirtti.
En fazla başvurunun 4 bin 113 başvuru ile memuriyete ilişkin sorunlar (göreve iade talebi, mobbing) hakkında yapıldığını anlatan Serdar, cezaevlerindeki keyfi tutum ve işlemler, kötü muamele, işkence, fiziki koşullar hakkında 3 bin 727, yargıya ilişkin sorunlar hakkında 2 bin 244, yasal düzenleme talepleri hakkında da 368 başvuru geldiğini ifade etti.
Kötü muamele ve işkence başvurusu nedeniyle hazırlanan 92 dosya, basında yer alan haberler üzerine de 19 vaka hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu vurgulayan Serdar, dilekçe mahiyeti taşımayan 350 başvurunun ise işleme alınmadığını bildirdi.
Daha sonra Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Şaban Yılmaz, komisyon üyelerinin cezaevleri hakkındaki yorumları ve önerilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yurt genelinde açık ve kapalı olmak üzere 386 cezaevinin bulunduğunu, bu cezaevlerinin şu andaki mevcudunun 235 bin 888’e ulaştığını aktaran Yılmaz, artırılmış kapasitenin 208 bin 830 olduğunu, yaklaşık 28 bin civarında bir kapasite fazlalığının tespit edildiğini vurguladı.
Yılmaz, söz konusu mevcudun 179 binini adli, 53 binini ise terör suçu tutuklusu ve hükümlüsünün oluşturduğunu anlattı.
Toplam tutuklu ve hükümlünün 9 bin 700’ünün kadın, 2 bin 949’unun çocuk olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Üzülerek belirtmek isterim ki mevcut her geçen gün artıyor. Ortalama ayda bin civarında bir artış söz konusu. Bu artışı adli tutuklu ve hükümlüler oluşturuyor.” dedi.
Şaban Yılmaz, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kararları sonrası cezaların artık çok daha çabuk kesinleştiğini kaydetti.
Yılmaz, cezaevlerinde anneleriyle kalan 0-6 yaş grubu çocuk sayısının 650 civarında olduğunu, gelen eleştiriler ışığında başlatılan çalışma neticesinde bu hususu 0-3 yaş grubuna çekmeyi hedeflediklerini aktardı.
Yaşanan artışa çözüm noktasında yurt genelinde 140 cezaevi inşaatının devam ettiğini, bu sene sonunda 40’ının tamamlanmasının amaçlandığına değinen Yılmaz, “Bu, hep cezaevi yapıyoruz anlamına gelmemeli. Çünkü ekonomik ömrünü doldurmuş eski ya da küçük cezaevlerini yenileri yapılınca kapatıyoruz.” dedi.
Cezaevinde bulunanların büyük bölümünü uyuşturucu ile ilgili suç işleyenlerin oluşturduğuna işaret eden Yılmaz, “Yaklaşık 50 bini bulan tutuklu ve hükümlünün 45 binini uyuşturucu ticaretini yapan, 4 binini ise kullananlar oluşturuyor. Bu suçun cezası fazla olduğundan dolayı tutuklu ve hükümlü sayısı fazla. Bunların dışında yağmadan 20 bin, yaralamadan 20 bin, hırsızlık suçundan 30 bin kişi cezaevlerinde. Birden fazla suçtan dolayı yaklaşık 115 bin kişi cezaevinde bulunuyor.” diye konuştu.
Şaban Yılmaz, cezaevlerindeki sağlık hizmeti hakkında da bilgi verdi. Yılmaz, büyük şehirlerdeki cezaevlerinin kendilerine ait ambulanslarının bulunduğunu, diğer kentlerde ise acil durumlarda 112 Acil Servis hizmetlerinden yararlanıldığını bildirdi.
Kampüs cezaevlerinin bulunduğu illerde ayrıca hastanenin yapıldığını, İstanbul Silivri, Ankara Sincan ve İzmir Şakran’daki kampüslerde bu hastanelerin faal olduğunu vurgulayan Yılmaz, kampüs içindeki hastanelerin sayısını artırmak istediklerini kaydetti.
Yılmaz ayrıca, “Ceza ve Tevkifevleri’nin 279 doktor kadrosu var ancak bu kadroların 8’i dolu. Ücretlerinin düşük olması bizi tercih etmeme sebeplerinin başında geliyor. Bu doktorların sayısının artırılması gerekiyor. Çünkü aile hekimleri mesai saatleri içinde görev yapıyor. İlgili bakanlıklarla görüşmelerimiz devam ediyor.” dedi.
Şaban Yılmaz, cezaevlerinde işkence konusunun da kendileri için önemli olduğunu, bu duruma asla taviz vermediklerini vurguladı.
İşkence durumunun söz konusu olması halinde gereğinin yapılması hususunda tereddüt etmediklerini belirten Yılmaz, “Adalet Bakanlığı olarak işkenceye asla taviz vermiyoruz. Bireysel olarak bu uygulamalarla ilgili gereği hemen yapılmaktadır. İşkence söz konusu olması halinde bizden önce Cumhuriyet Savcılıkları gereğini yapıyor zaten. Dün, Yüksek Disiplin Kurulu toplantısındaydım ve birçok memurun ihracına karar verildi. Dolayısıyla bu konuda herkesin rahat olmasını istiyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
