Marmara Belediyeler Birliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Fransa’nın Metz kentinde yapılan Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinin İzleme Komitesi Toplantısı’nda bir konuşma yaptı. YBYK Türkiye Denetim Eş Raportörlerinin “Türkiye Denetim Raporu” ile ilgili denetim komisyonu toplantısında, Avrupa Yerel Yönetimler Özerlik şartının izlenmesi üzerine bir değerlendirme de yapan Başkan Büyükakın, röportörlerin dile getirdiği “Terörizm tanımı olmayan bir suç” ifadelerine karşın “Avrupa Konseyi’nin, terörizmin önlenmesi sözleşmesi var. Terörizmin önlenmesi sözleşmesinin, beşinci maddesinde, ‘terör suçunun işlenmesini teşvik etmek niyetiyle böyle bir eylemin dolaylı olsun ya da olmasın terör suçlarını savunmak, aleni teşvik suçudur’ diyor” dedi.
“PKK’NIN DÜZENLEMİŞ OLDUĞU TERÖR EYLEMİNE KATILIYOR”
Türkiye’de Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın İzlenmesi Raporu Türkiye Raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström’ün izleme ziyaretleri ile hazırladıkları ülke raporunun sunumu üzerine konuşmasını sürdüren Türkiye Ulusal Heyet Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, “Raportör Yoomi’nin ifade ettiği görevden alınan ve seçilmiş belediye başkanı dediği bu insanlar, terör suçunun övüldüğü eyleme katılıyor. Avrupa Birliği’nin de terör organizasyonu ve terör örgütü dediği PKK’nın düzenlemiş olduğu terör eylemine katılıyor” diye konuştu. Fotoğraflarıyla birlikte tüm delilleri izleme komitesi üyelerine gösteren Ulusal Heyet Başkanı Büyükakın, “Bakın bunlar delilli ve bundan dolayı bu insanlar mahkemedeler. Yine bir başka örnek, Mardin Belediye Başkanı, terör örgütünün düzenlediği bir toplantısına katılıyor. Saygı duruşunda bulunuyor. Tırnak içinde belirtiyorum, terör örgütünün sözde şehitleri için saygı duruşunda bulunuyor. Az önce okuduğum terörizmin önlenmesi sözleşmesi diyor ki, bu terörü aleni teşviktir. Bizler burada somut konular üzerine konuşabilmeliyiz. Bu benim konuştuğum, spekülasyon değil. Neye işaret ediyorum, Avrupa Konseyi terörizmin önlenmesi sözleşmesinin beşinci maddesine de atıfta bulunuyorum. Bunlar somut şeyler. Bunlar spekülasyon değil. Terör suçunu nasıl anlamamız gerektiğinin ifadesini burada buluyoruz. Terörü alenen teşvik değil midir bunlar” diye konuştu.
“BELEDİYENİN ARACIYLA TERÖR ÖRGÜTÜNE BOMBALAR GÖNDERİLİYOR”
İzleme komitesi üyelerine dönük gerçekleştirdiği konuşmaya örnekler vererek ve deliller göstererek sürdüren Başkan Büyükakın, “Peki bir başka örnek gösteriyim size. Sizin ülkenizde PKK gibi bir terör organizasyonu olsa. Avrupa Birliği de PKK için bir terör organizasyonudur diyor. Böyle bir terör örgütü ülkenizde olsa ve bu terör örgütünün mensubu devlet tarafından bir terör eyleminde etkisiz hale getirilse ve bir belediye başkanınız o terör örgütünün mensubunun cenazesine araç ve cenaze aracı gönderse ne yapardınız? Bakın burada cenaze aracı yolluyor. Siirt Belediyesi’nin, Diyarbakır Belediyesi’nin ve Batman Belediyesi’nin aracı. Sormak istiyorum ne düşünürsünüz? Terörü alenen teşvik değil midir bu? Daha nasıl bir delil bekliyorsunuz. Yine aynı şekilde terör örgütü tarafından Türkiye’de çukur eylemleri yapıldı biliyorsunuz. Size gösterdiğimiz fotoğraflarda belediyenin aracı, kepçesi ve dozeri çukur kazmak için çalışıyor. Çukur kazsın diye o bölgeye yollanmış ve o bölgede çalışıyor. Bunların hepsi tespitlidir ve yargıya da konu oldu. Şu an size gösterdiğim diğer bir başka araç ki Türkiye’de belediyeler veya diğer kamu kurumları kendi araçlarının üzerine siyah plaka takarlar. Yani resmi araçlar siyah plaka takarlar. Siyah plakalı araçla, belediyenin aracıyla terör örgütüne bombalar gönderiliyor. Yakalanmış ve delillidir. Bu bahsettiğiniz ve seçilmiş belediye başkanı dediğiniz insanlar, bu suçlardan dolayı yargılanıyor” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE SİSTEMATİK OLAN ŞEY VAR, O DA TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EYLEMLERİDİR”
İzleme komitesine “Siz Türkiye’yi ziyarete geldiğinizde İçişleri Bakanlığı’mızın yetkilileri sizleri bunlarla ilgili bilgilendirdi” diyerek raportörlerin kayyım atamalarını eleştiren tutumuna cevap vermeyi sürdüren Başkan Büyükakın, “Evet siz az önce konuşmanızda dediniz ki, “Delillerin detayını incelemek bizim işimiz değil”, ama bunlardan da bahsetmek, raporda bunlara da yer vermek, kuşkusuz daha adil olur. Türkiye’nin terör suçlarını, terörizmin tanımını orantısız bir şekilde tanımladığını söylüyorsunuz. Görevden almaların sistematik bir şekilde olduğunu söylüyorsunuz. Türkiye’de sistematik olan şey var o da terör örgütünün eylemleridir. Terör örgütü, ceza alması yakınlaşmış ve yargılamanın sonuna yaklaşmış şahısları özellikle aday olarak belirlemektedir. Bunu daha sonrasında gerek bu konseyde veya başka organlarda Türkiye’nin aleyhine delil olarak kullanmaktadır. Sistematik bir taktik olarak kullanılmaktadır. Türkiye’nin aleyhine kamuoyu oluşsun diye bunu sistematik bir şekilde yapmaktadır” dedi.
“TERÖRİST CENAZELERİNE KATILMAK, TERÖRİST EYLEMLERİNE DESTEK VERMEK, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ MÜDÜR?”
Türkiye Raportörü Yoomi Renström’ün “Basit özgürlükler bile terör suçu olarak sayılıyor” söylemine de cevap veren Ulusal Heyet Başkanı Büyükakın, “Mesela nasıl basit özgürlükler terör suçu olarak sayılıyor? Burada örneklerini gösterdiğim teröristlere bomba vermek, belediyenin araçlarını teröristlere kullandırmak, bunlar basit eylemler midir? Terörist cenazelerine katılmak, konuşma özgürlüğü müdür? Mesela raporun 47. sayfasında 264’üncü paragrafta bu ifade ediliyor. Mesela konuşma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü diyorsunuz, Allah aşkına bomba vermek, terörist cenazelerine katılmak, terörist eylemlerine destek vermek, ifade özgürlüğü müdür? Biz bunu neyle tanımlayacağız? Avrupa Konseyi’nin tanımını kullanmanız gerektiğini iddia ediyorum. Son olarak Türkiye’deki görevden almalarla görevden uzaklaştırmaları lütfen birbirinden ayırın. Görevden alma yargı kararıyla olur Türkiye’de. Belediye başkanının görevi sadece ve sadece yargı kararıyla son bulur. Ama görevden uzaklaştırma bir idari tedbirdir ve yasalarda karşılığı vardır” vurgusu yaptı.
“KAYYIM KONUSUNDA ORANTISIZ TESPİTLER YAPTIĞINIZI GÖRÜYORUM”
“Belediye kanunun 45, 46 ve 47’inci maddelerinde hangi durumlarda uzaklaştırılacağı, önceden şartları bellidir ve ona göre uzaklaştırmaları yapılır” ifadelerini kullanan Başkan Büyükakın, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Bu durum keyfi değildir, geçici tedbirdir. İçişleri Bakanı her iki ayda bir bunu onaylatmak zorundadır. Yargı yolu bu kararlara açıktır. Şart ise anayasal ve yasal düzenleme arar. Anayasal düzenlememizde var. Anayasanın ilgili maddelerini bakanlık görevlilerimiz daha önce size verdiler. Anayasanın 14’üncü ve 127’inci maddeleri ve belediye kanunun 45, 46, 47’inci maddeleri şartı aradığı gereklilikleri sağlıyor. Kayyım konusunda sizin orantısız tespitler yaptığınızı görüyorum.”