Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Düzce İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye yanarken, İslam dünyası yanarken, insanlık inim inim inlerken sesleri solukları çıkmayan, en küçük bir aksiyonlarını, en küçük bir tepkilerini görmediğimiz kişiler, bir anda sahaya inmeye, olur-olmaz konularda konuşmaya başladı. Türkiye’nin yeni bir kurtuluş savaşı verdiği şu dönemde, bize yakışan birlik olmaktır, dayanışma içinde hareket etmektir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Düzce 6. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Düzce Kalıcı Konutlar Spor Salonunda gerçekleştirilen kongre öncesinde, kendisini karşılamaya gelen vatandaşlara kısa bir selamlama konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra kongreye geçerek, partililere hitap etti.
“DÜZCE’NİN ÖNEMLİ MESAFE KATETTİĞİNİ GÖRÜYORUM”
Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine verdikleri yüzde 74’lük destek ile 16 Nisan 2017’deki halk oylamasında yüzde 71 oranındaki “evet” oyu için Düzcelilere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre yapılan yatırımlardan örnek vererek Düzce’nin son gelişinden bu yana önemli mesafe katettiğini söyledi.
Türkiye’nin 80 vilayeti ile Düzce için yapacakları daha çok hizmet bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin ve ekonominin hedeflerine ulaştırılabilmesi bakımından aşılması gereken yeni bir sınavın bulunduğunu, bu sınavın da 2019 seçimleri olduğunu ifade etti.
Bu seçimlere partinin tüm teşkilatları olarak tam bir seferberlik ruhuyla hazırlanmak zorunda olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı parti il kongrelerini bu şahlanışın habercisi olarak gördüğünü, 2019’un bu siyasi değişimin ve dönüşümün markası olacağını kaydetti.
16 Nisan halk oylamasında “hayır” kampanyasının içinde daha önce beraber oldukları bazı arkadaşlarının da yer aldığını hatırlatan ve bunun kendilerini üzdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç önemli değil, kişi sevdikleriyle beraber hasrolunacaktır” diye ekledi.
“SİYASET BOŞLUK KABUL ETMEZ”
Siyasetin boşluk kabul etmeyeceğini vurgulayarak, kendilerini, yaptıklarını ve yapacaklarını vatandaşa doğru şekilde anlatmamaları durumunda birilerinin bin bir yalan ve iftirayla kendilerini başka türlü anlatacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri gider Bolu Dağı Tüneli’ni patateslerle, doğal gazla doldurmaya çalışır. Fakat biz bu aklı evvellere işin doğrusunu anlattık ve Bolu Dağı’nın nasıl geçileceğini, geçilebileceğini gösterdik. Çünkü biz bu yanlışlara izin veremezdik ve vermedik” diye konuştu.
Düzce’nin aynı zamanda kardeşliğin şehri olduğunu; farklı köken ve kültürlerden vatandaşların şehirde huzur içinde yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kurtuluş Savaşı yıllarında birbirinin ardı sıra Düzce ve Yozgat’ta yaşanan elim hadiselerin arka planı maalesef hâlâ tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değildir. Ülkemiz büyüdükçe, demokrasimiz güçlendikçe, cumhuriyetimiz kökleştikçe yakın tarihimizin bu puslu hadiselerini daha bir öz güvenle tartışabileceğimize doğrusu ben inanıyorum” sözlerine yer verdi.
15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında şehit düşen Düzceli Emniyet Müdürü Ufuk Baysan’a ve tüm şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere sağlık ve afiyet temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk milleti olarak asırlardır olduğu gibi bugün de vatanımızı korumak için gözümüzü kırpmadan şehadete yürüyecek inanca, imana, cesarete, dirayete sahip olduğumuzu gösterdik, gösteriyoruz” dedi.
“TÜRKİYE BÜYÜDÜKÇE, MARUZ KALDIĞIMIZ TEHDİTLERİN ÇAPI DA BÜYÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘büyük başın derdi büyük olur’ atasözüne atıfta bulunarak, Türkiye büyüdükçe maruz kalınan tehditlerin çapının da büyüyeceğini belirtti ve sözlerinin devamında şunları söyledi: “Eğer biz tüm iddialarımızdan, tüm hedeflerimizden vazgeçip yerimizde otursak, ne söylenirse boynumuzu bükük yapsak, inanın bana şu yaşadığımız sıkıntıların hiçbiriyle karşılaşmayız. Ama kimse de bizi adam yerine koymaz. Ama biz bunu yapamayız. Biz, zillete asla rıza gösteremeyiz. Hep söylüyorum, biz beşer planında hiçbir gücün karşısında bugüne kadar eğilmedik. Biz sadece ve sadece Allah’ın huzurunda rükûda ve secdede eğiliriz, başka türlü asla. Biz haksızlık karşısında sessiz, tepkisiz kalamayız. Teslimiyetçi bir yaklaşım bizim inancımıza, fıtratımıza, ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz tüm değerlere terstir. Milletimizin de kesinlikle böyle bir duruş istemediğini biliyoruz. Onun için tehditler ne kadar büyük olursa olsun, mücadeleden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.”
Türkiye’ye yönelik tehditlerin ve saldırıların büyüklüğüne bakınca, “Ne güzel, demek ki bizi böyle görüyorlar, bizden bu derece çekiniyorlar” dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatımızın hiçbir döneminde, karşımızdakilerin cüssesine bakıp da mücadeleden kaçmadık” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİMİZ BİZE TÜRKİYE’Yİ BÜYÜTME VE GÜÇLENDİRME GÖREVİ VERDİ”
Dışarıdan bakanların en küçük bir ihtimal vermedikleri dönemde inançla, azimle çalışarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandıklarını, daha sonra partilerini kurup 16 ay içinde ilk seçimde iktidar olduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 15 yılda aynı şartlara sahip olan ülkeler yüzde 20-30 büyürken Türkiye’nin 3 kat büyüdüğüne dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz bize Türkiye’yi büyütme, güçlendirme, her alanda muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma görevini verdi. Bu sorumluluğun hakkını vermek için nerede, ne zaman, kiminle mücadele etmemiz, hangi işleri yapmamız, hangi engelleri aşmamız gerekiyorsa hepsini de yapmakta kararlıyız” şekline konuştu.
Siyasette sorumluluk üstlendiği günden beri milletin kendisini yalnız bırakmayarak her zaman destekleyip teşvik ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu desteğin kimi zaman sözle, kimi zaman sandıkta oyla, kimi zaman da 15 Temmuz’daki gibi canıyla olduğunu vurguladı.
“DÜN MİLLETİMİZE VEFA BORCUMUZ VARDI, BUGÜN ARTIK CAN BORCUMUZ DA VAR”
“Ben şimdi bu millete, âşık olmayım da kime âşık olayım? Biz bu vatan için, bu millet için fedai can etmeyeceğiz de neresi için fedai can edeceğiz?” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Bizim dün milletimize vefa borcumuz vardı, bugün artık milletimize aynı zamanda can borcumuz var. Bunun için gecemizi gündüzümüze katarak var gücümüzle çalışıyoruz. Bu millet en güzel bir millet. Rabbime hamdolsun, bizi böyle bir millete hizmet etmekle görevlendirdi, ya Rab sana hamdolsun. Rabbime böyle bir milletin evladı olmayı bize nasip ettiği için, sizlerle gönüldaş olmayı bize nasip ettiği hamdolsun.”
Kendileri Türkiye’de ve dünyanın dört bir köşesinde bu millet ve Türkiye’nin dostları ve kardeşleri için en iyisini aramanın peşinde koşarken, birilerinin de kavga çıkarmanın peşinde koştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefet partisinin başındaki zatın ne yazık ki böyle garip garip şeyleri oluyor. Bunun tabi zırvalarını ifşa etmekten doğrusu ben usandım, ama kendisi bunları söylemekten usanmadı” diye konuştu.
“ANA MUHALEFETİN BAŞINDAKİ ZATIN ZIRVALARINI İFŞA ETMEKTEN USANDIK”
“Oturduğu koltuğa geliş dahi şaibeli olan bu zatın, ülkemiz ve milletimiz aleyhine olan her işin, her ihanetin arkasında çıkması tesadüf olamaz. Sanıyorum kendisini birileri bu iş için özel olarak görevlenirdi” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili siyasi liderin; hem Türkiye’nin enerjisini boşa harcatma, hem de ana muhalefetin potansiyelini heba etme konusunda gösterdiği gayretlere baktıklarında başka bir izah bulamadıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugüne kadar onca yalanını deşifre ettik, onca iftirasını başına çaldık, ama bu zatın yüzü bir kez olsun kızarmadı. Her defasında foyasını ortaya çıkardığımız hâlde bu zat bir gün dahi utamadı. Hiçbir şey olmamış gibi yalanın dahi daha büyüğüne, iftiranın daha kirlisine sarılmaya devam etti ve çok da pişkin. Aslında biz bu iğrenç tavrı FETÖ’cülerden çok iyi tanıyoruz. Mahkemelerde önlerine konan tüm delillere, resimlere, şahit ifadelerine rağmen ısrarla ne diyorlar? ‘Yapmadık, etmedik, görmedik, duymadık.’ Bu FETÖ’cülerin riyakârlığı ile bu zatın yüzsüzlüğü aynıdır. Hâlbuki biz siyaset meydanını er meydanı olarak biliriz. Çıkarsınız ortaya, söyleyecek sözünüz neyse onu anlatırsınız, milletten teveccüh görürseniz işbaşına geçer maharetinizi gösterirsiniz. Yok, millet size teveccüh göstermezse bir kenara çekilip ‘nerede yanlış yaptık, nerede eksiğimiz var’ diye tefekkür eder, bir sonraki seçime bunları telafi etmiş olarak hazırlanırsınız.”
Ana muhalefet partisi liderinin, daha önce kendisi ve ailesi ile ilgili attığı iftirayı ispata davet ettiklerinde elindeki birtakım paçavraları sallayarak “işte delilleri bunlar” dediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sonra anlaşıldı ki, eline tutuşturulan o kâğıtlar sahte olduğu gibi, orada yazılanları da tam anlamamış. Tabi bu hadise aynı zatın ilk yalanı, ilk iftirası da değil. Bir ara şahsımın İsviçre’de hesapları olduğu yaygarasını kopardı. Ben tabi belge göstermeye davet ettim, gösteremeyince rezil oldu, bu defa sustu. Ve görevden çekilmeyi karşı teklif olarak söyledim, ispat edemezsen sen çekileceksin dedim, çekildi mi? Çekilmedi. İspat etti mi? Yok” değerlendirmesinde bulundu.
“ŞİMDİ DE 15 TEMMUZ MÜCADELESİNE VE ŞEHİTLERİMİZE DİL UZATMAYA BAŞLADILAR”
Söz konusu siyasi liderin; kendisine ve bazı bakan arkadaşlarına yönelik iddia ve iftiralarından sonra belgeler önüne konduğunda büyük bir yüzsüzlükle özür dilemeden, başka yalanlara yelken açtığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kişi ‘çamur at tutmasa da izi kalır’ taktiğiyle hareket ettiği için yüzünde en küçük bir kızarma emaresi görmedik. Bu müfteri zatın daha o kadar çok yalanı, yanlışı, sahtekârlığı var ki, hangi birini anlatsak bilemiyoruz” diye konuştu.
Ana muhalefet partisinin şimdi de 15 Temmuz mücadelesine ve bu mücadelede verilen şehitlere dil uzatmaya başladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurtuluş Savaşı sırasında da birilerinin Anadolu’da süren bu kutlu mücadeleye saldırdığını hatırlattı ve şu değerlendirmelerde bulundu: “15 Temmuz’a saldırmakla Çanakkale Zaferimize, Kurtuluş Savaşımıza dil uzatmak arasında hiçbir fark yoktur. Kardeşlerim, açık söylüyorum, net söylüyorum; 15 Temmuz gecesi Bay Kemal’in takımı bizlerle beraber, MHP’li kardeşlerimizle beraber o FETÖ’cülere karşı yürümediler. Biz birlik olduk, beraber olduk yürüdük, ama Bay Kemal’in takımı ortalıkta yoktu. Onlar tam aksine Bağdat Caddesi’nde tankları alkışlıyorlardı. Biz de milletimizle bu teslimiyetçi, bu mandacı kafayı, mankurtları çok iyi biliriz. Soruyorum şimdi, başında bu zatın bulunduğu ana muhalefeti biz nasıl ciddiye alacağız?”
“BU BOZGUNCULUK MERAKININ SEBEBİ NEDİR?”
Böyle bir zat ve başkanı olduğu partiyle aynı istikamette siyaset yapanları görmenin kendilerini üzdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye yanarken, İslam dünyası yanarken, insanlık inim inim inlerken, sesleri-solukları çıkmayan, en küçük bir aksiyonlarını, en küçük bir tepkilerini görmediğimiz kişiler, bir anda sahaya inmeye, olur-olmaz konularda konuşmaya başladı. Hayırdır, bir anda bu iştiyak, bu heves, bu hırs, bu tepkisellik nereden çıktı? Biz milletimizle olan muhabbetimizi derinleştirir, saflarımızı sıklaştırırken, bu bozgunculuk merakının sebebi nedir?” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yeni bir Kurtuluş Savaşı verdiği şu dönemde herkese yakışanın, birlik ve dayanışma içinde hareket etmesi olduğunu vurguladı. En önemli desteğin Hakk’ın ve halkın desteği olduğunu siyasi hayatının her döneminde bizzat yaşayarak gördüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynı anlayışla ve aynı istikamette yolumuza devam ediyoruz. En büyük hakem millettir. Bu konuyu daha fazla deşmek, büyütme, üzerinde konuşmak istemiyorum. Her meselede olduğu gibi, bu konuda nihai kararı milletimiz verecektir” sözlerine yer verdi.
“2023 HEDEFLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
2017 yılını yurt içinde ve yurt dışında dolu dolu, yoğun bir çalışmayla geçirdiklerini, her günü ve her saati en verimli şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılaştıkları krizleri Türkiye’nin ve milletin menfaatlerine en uygun şekilde yönetmenin gayreti içinde olduklarını kaydetti. Sadece krizlerle uğraşmakla kalmayıp gündemlerindeki yatırımları ve projeleri de titizlikle takip ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyüme rakamlarında Türkiye’nin 2017 yılının 3’üncü çeyreğinde dünyada ilk sırada olduğunu hatırlatarak, “Allah’ın izniyle 2018’e bu güçle giriyoruz. Çok daha fazla çalışacağız, çok daha büyük projeleri hayata geçireceğiz, 2023 hedeflerimiz doğrultusunda yolumuza devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
Bölgedeki krizlerin çözümü konusunda kaydettikleri önemli mesafeleri önümüzdeki yıl somut kazanımlarla tahkim edeceklerine inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Haklı olduğumuz hangi konuda bir mücadeleye girmişmişsek, Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle hepsinden de başarıyla çıktık” dedi.
“KUDÜS MÜCADELEMİZE 127 ÜLKE DESTEK VERDİ”
Konuşmasında Kudüs konusuna da değinerek, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak yaptığı çağrıya güzel bir ilgi olduğunu belirten ve yaptığı diplomatik görüşmeleri aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arap Ligi Dönem Başkanı Ürdün Kralı II. Abdullah ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile birlikte yürüttükleri mücadelenin sonunda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda 127 ülkenin destek verdiğini hatırlattı.
BM Genel Kurulu’ndaki bu sonuçtan sonra ABD’nin BM’ye verdiği desteği çektiği yönündeki açıklamasına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani sen demokrattın, hani demokrasiye inanıyordun? Demek ki her şey senin istediğin gibi olursa demokratsan, senin istediğin gibi olmazsa demokrasiden vazgeçiyorsun. Neyse, bunun tanımı farklıdır bizim lügatimizde de, ben ona girmeyeceğim” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasının sonunda “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” vurgusunda bulunan ve bu ilkelerle yollarına devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, kongrenin hayırlı olması temennisi ile tamamladı.
ŞEHİT EMNİYET MÜDÜRÜ UFUK BAYSAN’IN AİLESİNİ ZİYARET
Düzce’deki temasları kapsamında Düzce Valiliği’ni ve Düzce Belediyesi ziyaret eden ve belediye ziyaretinde kendisini bekleyen vatandaşları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminde Gölbaşı Özel Harekât Merkezi’ne düzenlenen saldırıda şehit düşen Emniyet Müdürü Ufuk Baysan’ın ailesini de ziyaret etti.