Sağlık Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 2018 yılı bütçelerinin görüşülmesine başlandı. « İzmit Pusula Gazetesi

24 Kasım 2024 - 06:22

Sağlık Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 2018 yılı bütçelerinin görüşülmesine başlandı.

Sağlık Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 2018 yılı bütçelerinin görüşülmesine başlandı.
Son Güncelleme :

17 Aralık 2017 - 16:07

TBMM Genel Kurulunda; Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 2018 yılı bütçelerinin görüşülmesine başlandı.

TBMM Genel Kurulunda; Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 2018 yılı bütçelerinin görüşülmesine başlandı.

Genel Kurul, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın başkanlığında toplandı.

Altıncı turda Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 2018 yılı bütçeleri de görüşülecek.

Bütçeler üzerinde ilk sözü, HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy aldı.

Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan HDP Bingöl Milletvekili Özsoy, Bakanlığın son 8 yılda 1 milyar liradan başlayan bütçesinin bu yıl 3 milyar 300 milyona yükseltildiğine dikkati çekerek, “Dışişleri Bakanlığının bütçesi artıkça, Türkiye’nin dışarıdaki sorunları da artıyor. Her geçen gün Türkiye’nin dışarıdaki izolasyonu artıyor. Bu yüzden Dışişleri Bakanlığının bu bütçesine karşıyız.” diye konuştu.

“Devletin bütçesi olmaz, halkın bütçesi olur. Bu paralar halkın ve para halkın talepleri doğrultusunda kullanılmalı.” ifadesini kullanan Özsoy, Dışişleri Bakanlığının çalışmalarıyla AB ilişkilerinin kesilme noktasına geldiğini, ABD ile ilişkilerin kriz aşamasında olduğunu öne sürdü.

Ülkelerin prestijlerinin yapılan sarayların haşmetiyle değil, hukukun üstünlüğü, insani ve ekonomik gelişmişlik ve demokratik kurumların işleyişi gibi birtakım endekslerle ölçüldüğüne işaret eden Özsoy, Türkiye’nin Birleşmiş Milletlerin İnsani Gelişme Endeksi’nde 71’inci sıraya gerilediğini, basın özgürlüğü konusunda alt sıralarda yer aldığını, Sosyal Eşitsizlik Endeksi’nde Türkiye’nin 33’üncü sırada, yaşam memnuniyetinde 34, cinsiyet eşitsizliğinde 35, eğitim kalitesinde 37, hava kirliliğinde 33, su kalitesinde 37 ve çalışma koşulları itibarıyla 38’inci ve son sırada bulunduğunu savundu.

Türkiye’nin tutarlı bir dış politikası olmadığını, içte ve dışta gerilimden beslenen, tuhaf, ne olduğu belli olmayan bir yönetim konseptinin benimsendiğini öne süren Özsoy, “Şu an Rusya’ya doğru, böyle, ciddi anlamda bir savrulma söz konusu. Ben hükümete yakın olan medyada dikkatle izliyorum, bir Putin methiyeleri düzüyorlar ki aklınız, hayaliniz durur. Diyorum kendi kendime, yakında çocuklarına, Putin, Dugin falan ismi verecekler, Ivan, Igor diyecekler çocuklarına. Çok acele etmesinler, 2 yıla kadar, ‘Rusya da bizi kandırdı’ noktasına gelecekler.” değerlendirmesinde bulundu.

HDP’li Özsoy, ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararın kınadıklarını, lanetlediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“HDP olarak bizim tavrımız bu konuda nettir. Bir işgal altındadır Filistin ve Cumhurbaşkanı’nın o gösterdiği haritaları, samimiyetle söylüyorum, Ortadoğu dersi verirken sürekli kullanıyordum. Yani son 80 yıl içerisinde adım adım Filistin’in nasıl darmadağın edildiği, nasıl yok edildiği ve nihai olarak İsrail devletinin Filistin’le anlaşma değil, Filistin’i sonuna kadar yok etme; son toprak parçasına o yerleşimleri yerleştirene kadar durma niyetleri filan söz konusu değil yani. Böyle bir durum. İsrail ile uzun bir dönem ilişkiler sıkıntılıydı. Geçen seneden, evvelki seneden itibaren bu ilişkileri yeniden toparlayalım diye hükümetin girişimleri söz konusu oldu; karşılıklı tartışıldı, konuşuldu, eninde sonunda bu Mavi Marmara meselesi üzerine bir anlaşmaya varıldı ve o anlaşma komisyona geldi, orada çok ciddi tartıştık.

CHP’li arkadaşlar, sizlere de biraz dokunduracağım, siz de biraz lütfen dinleyin. Biz yukarıda, bu komisyonda tartışırken çok sert eleştirdik, bu Mavi Marmara anlaşmasının çok sıkıntılı olduğunu söyledik ama o zaman hükümet cenahından, AKP Grubu’ndan arkadaşlar ‘İsrail önemli bir ülke, bir şekilde İsrail’le ilişkileri toparlamamız gerekiyor. Hatta Filistin’e en fazla İsrail’le ilişkilerimizi toparlayarak yardımcı olabiliriz.’ Medya yazıyordu ‘İnsani yardım götürebiliriz.’ vesair vesair. O anlaşma metninin en altında şöyle bir ibare de vardı: ‘Bu anlaşma Ankara ve Kudüs’te eş zamanlı olarak akdedilmiştir.’ diye yani Kudüs’ü Ankara’ya bir eş kent olarak anlaşmanın altına da yazmışlardı. Orada çok sert tartıştık, aşağıya indik Genel Kurula. Bu Genel Kurulda -bir iki istisna olabilir değişik partilerden, o an dikkat etmiştim, şu an hatırlamıyorum- HDP dışında hiç kimse çıkıp ‘hayır’ oyu vermedi. CHP’li arkadaşlar, yukarıda, komisyonda biz o anlaşmayı tartışırken aslan yüreği yemiş gibi orada anlaşmayı yerden yere vurdunuz; biz şuraya indik aşağıya, hiçbiriniz anlaşmaya ‘hayır’ oyu veremediniz, çekimser kaldınız burada.”

Hişyar Özsoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail devletine karşı söylediklerine katıldıklarını belirterek, “Gerçekten İsrail terör uyguluyor Filistinlilere, yerleşimler konusunda, öldürülen çocuklar konusunda, terörist olarak cezaevine konulan Filistinli çocuklar, birçok konuda, neredeyse katılmayacağımız bir şey yok Sayın Cumhurbaşkanının söylediklerine ancak Netenyahu’nun bir tek sözüne katılıyoruz, dedi ki Netenyahu: ‘Bu vicdan ve insanlık konusunda sizden ders alacak değilim.’ Evi camdan olan komşusunun evini taşlarken biraz dikkatli olmalı.” dedi.

Özsoy konuşmasının son bölümünde bir AK Parti milletvekilinin Almanya’daki bazı oluşumlara maddi destekte bulunduğu iddialarını anımsattı.

HDP’li Özsoy’un iddiaları üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, AK Parti’nin ve milletvekillerinin bir takım oluşumlara para verdiği iddialarını kabul etmediklerini vurgulayarak, “Partimizle oradaki birtakım illegal yapıları ilişkilendirme çalışması son derece düşündürücü. Türkiye’nin bir terörle mücadelesi söz konusu, Filistin’deki mesele ile Türkiye’nin terörle mücadelesini mukayese ediyor. Filistin devleti işgal altında, toprakları işgal edilmiş; Türkiye’de nasıl bir durum var? Türkiye’nin bir bölgesini ayırmaya çalışan, koparmaya çalışan bir terör örgütüne karşı büyük bir mücadele içerisinde.” diye konuştu.

HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Arslan da yarın Dünya Arapça Günü olduğunu hatırlatarak, hükümetin bütçeden Arap vatandaşları için pay ayırmadığını öne sürdü.

Konuşmasının bir bölümünü Arapça yapan Arslan’ı, oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın, “Kimse anlamıyor, Genel Kurul’da hereksin anlayacağı dilde konuşun.” şeklinde uyardı.

Arapça yaptığı konuşmasını Türkçe’de yapan Arslan, Ortadoğu halklarının birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu belirterek, Ortadoğu’da son 10 yılda yüzbinlerce insanın kendi aralarındaki çatışmalarda hayatlarını kaybettiklerini söyledi.

Arslan, İslam İşbirliği Teşkilatının Kudüs kararlarına katıldıklarını ancak yetersiz bulduklarını ifade ederek, “Kudüs konusunda halk üzerine düşeni yapıyor ama yönetimler yapmıyor. Davos çıkışından sonra İsrail’i OECD ülkelerine kabul eden Türkiye olmuştur. Hala İsrail uçaklarına havada yakıt ikmali izni var mıdır? Tel Aviv’in Türkiye maslahatgüzarı, ‘İsrail bizim kardeş ülkemiz, biz ayrılamayız’ demiştir, öte yandan siz ‘terör devlet’ diyorsunuz, bir karar verin kardeşiniz mi terörist mi? Hem terör devlet diyeceksiniz hem de yürürlükte olan anlaşmalar var, siz terörü meşrulaştırıyor musunuz? Hem terörist diyorsunuz hem de gün be gün ticaretinizi artırıyorsunuz, askeri anlaşmalar imzalıyorsunuz, bu ne yaman çelişkidir?” diye konuştu.

HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan da Ekonomi Bakanlığının bütçesi üzerine söz alarak, açıklanan 11,1 oranındaki büyüme rakamının gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.

Rakamın TÜİK’in hesaplama metodunu değiştirmesinden kaynaklandığını öne süren Ertan, “Gerçeklere bakıldığında Türkiye’nin 11,1 değil 1,2 düzeyinde büyüdüğünü görürsünüz. Tarım ve üretimde ise durum negatiftedir. Tarımda eskiden kendi kendine yeten ülkeyken artık her şeyi ithal etmeye başlayan, dışa bağımlı hale geldik bu yüzden veriler negatif çıkıyor. Büyümede ücretlilerin payı azalmış, sermayenin payı yükselmiştir.” dedi.

Türkiye’de vergi reformu yapılması gerektiğini, rant ve servetin vergilendirilmesi gerektiğini öne süren Ertan, özel tüketim vergisinin elmas, zümrüt, pırlanta gibi değerli taşlarda sıfır olduğunu ancak halkın temel ihtiyacı olan bir çok üründe özel tüketim vergisinin alındığını anlattı.

HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım ise Sağlık Bakanlığının bütçesi üzerine yaptığı konuşmayı, tutuklu bulunan tıp doktoru olan HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken’e adadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık alanında bilgisi olmadığı halde açıklamalar yaptığını öne süren Yıldırım, Erdoğan’ın toplumu yanlış yönlendirdiğini iddia etti.

Sağlık Bakanlığının bütçesinin yeterli olmadığını belirterek, hükümetin sağlıktan tasarruf etmeye çalıştığını dile getiren Yıldırım, “İş sultanların sarayına gelince itibardan tasarruf olmaz ancak halkın sağlığına gelince mi tasarruf var. Bakın, her şeyden tasarruf olur ama candan yani sağlıktan tasarruf olmaz. Gariban halk, sağlığından tasarruf edecek, can acısını görmezden gelecek, saray itibarından tasarruf etmeyecek, öyle mi diyorsunuz? Biz böyle düşünmüyoruz arkadaşlar. Bence saraydan tasarruf edin, halkın sağlığını bozmayın.” değerlendirmesinde bulundu.

HDP’li Yıldırım’ın konuşmasının ardından Meclis Başkanvekili Aydın, “Behçet bey 8 kardeş, Allah selamet versin. Sayın Yıldırım’ın 3 çocuğu olduğunu da biliyorum. Her ne kadar eleştirse de Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği 3 kotasını da doldurmuş.” ifadesini kullandı.

HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, Türkiye’nin uluslararası güçlerin yönlendirmesiyle Demokrat Parti döneminden beri karayollarına yönlendirildiğini iddia ederek, Türkiye’nin demiryollarına yönelmesi gerektiğini söyledi.

Hükümetin her fırsatta karayollarıyla, duble yollarla övündüğünü anımsatan Tan, birçok duble yolun 15 yıllık AK Parti iktidarında birkaç kez sökülüp tekrar yapıldığını, bunların ciddi bir israfa neden olduğunu dile getirdi.

Birçok otoban projesinin de yıllardır bitirilemediğini, bazı otoban projelerinin de güzergahlarının değiştirilmesi gerektiğini kaydeden Tan, kendisinin de inşaat mühendisi olduğunu ve yol güzergahlarının değiştirilememesini anlamadığını belirtti.

Tan, Wikipedia üzerindeki erişim yasağının da kaldırılması gerektiğini ifade ederek, “Wikipedia yasağı kalkmalı, çocuklarımız evlerinde ödev yapamaz hale geldi, dünyanın en büyük ansiklopedisi.” dedi.

EN ÇOK KAZANANLAR

EN ÇOK KAYBEDENLER

EN ÇOK İŞLEM GÖRENLER

YORUM YAP

DÖVİZ KURU

BIST100
DOLAR
EURO
BITCOIN
ÇEYREK ALTIN
GRAM ALTIN