İnsanı sürekli üzen, içten duyulan acı, üzüntü anlamına gelen vicdan azabı öyle kolay atlatılacak bir durum değildir.
Belki zaman içerisinde hafifler ama asla tamamen yok olmaz…
Vicdan azabını tamamen yok etmek gibi bir durum olmasa da mesela insanlardan helallik istendiğinde ve helallik istediğiniz insan hakkını helal ederse bir nebze olsun yok olur…
Yok olur yok olmasına ama eğer insanın canını çok yaktıysanız ve canını yaktığınız insan eğer size helallik vermezse işte o zaman işiniz kötü demektir.
Helallik aldığınız insanların tamamı size gerçek manada hakkını helal etmediyse ve sadece ağzı ile helallik verdiyse yani gönülden helallik vermediyse işiniz daha da kötü, çünkü bu dünyanın birde diğer dünyası var.
Bu dünyanın birde diğer dünyası olduğunu bilerek yaşamak en doğru olandır.
Bir insanın sadece canını yakmak demek hak yemek değildir elbette…
Mesela bazen insanlar daha fazla para kazanmak için olmadık yollara başvururlar ve kazandıkları haram paraya başka isimler vererek kendilerince vicdanlarını rahatlatmaya çalışırlar…
Ama vicdan denen o şey bu tür insanları ömrünün sonuna kadar bırakmaz…
Birde toplu yenen haklar vardır ki işte en fenası da budur…
-Mesela bir belediye başkanı olduğunuzu düşünün!!!
Kocaman bir belediyenin başındasınız ve insanlar sizi oy vererek o makama getirmişler…
Siz ne yapmışsınız?
Halkın, size oy veren insanların haklarını yemiş, dahada ileriye giderek ihalelerde yolsuzluk yapmışsınız, hak etmeyenlere hak etmedikleri ihaleler vermiş, onları zengin etmişsiniz…
Yakınlarınızı paraya boğup, 7 ceddine yetecek paralar kazandırmışsınız…
Dahada ileriye giderek verdiğiniz bu ihalelerden komisyon almışsınız…
Yani kamunun parasını ahlaksızca iç edip, çalıp çarpmışsınız…
Sizin için çok basit olan bir ihalede yapılan 1 liralık bir hata demek kocaman bir şehirde yaşayan milyonlarca insanın hakkına girmek demek!!!
Sonra ne oluyor?
Sonra yıllar süren bir belediye başkanlığı dönemi sona eriyor ve o ana kadar umurunda olmayan vicdanın seni yavaş yavaş rahatsız etmeye başlıyor…
Sonra kalkıyorsunuz ve insanlardan helallik istiyorsunuz…
“İyi de o paraları cep yaparken, milyarlarca liralık ihaleleri alırken, milyarlarca liralık ihaleleri ona buna peşkeş çekerken, milletin parasını o gözünü para bürümüş kara vicdanınla ahlaksızca iç ederken aklın neredeydi be hey gafil, be hey rezil, be hey hırsız” diyor sana vicdanın…
Eğer ki yukarıda anlattığım gibi bir belediye başkanıysanız işiniz hem bu dünyada hemde diğer dünyada çok ama çok zor…
Velhasıl kelam, bir belediye başkanın her şeyden evvel ahlaklı, Allah korkusu olan, helali-haramı bilip milyarlara tamah etmeyen özellikleri olması gerekir…
Para için şerefini ve haysiyetini ayaklar altına alarak ve dahi bulunduğun makamı kullanarak parana para katarsan, vicdanın seni asla rahat bırakmaz ve geceleri uykun kaçar önceleri…
Sonra o vicdan seni öyle bir hale getirir ki sen, sen olmaktan çıkar, korkularla yaşamaya başlarsın…
Geceleri uyku uyuyamadığın yorgun gözlerinden anlaşılır fotoğraflardan…
Bu korkuların nedeni nedir?
Bu korkuların nedeni; sadece diğer dünyada rezil olmayıp da yediğin haltların bu dünyada da karşına çıkacağını düşünmendir…
Yani o kara vicdanındır…
İşte sen artık sen değilsindir ve yolda bile yürürken insanlardan sürekli helallik istemeye başlarsın…
Hatta yolda yürürken insanların yüzüne dahi bakamayacak hale gelirsin..
Sonra “daha-daha-daha çok param olsun” dediğin zamanları düşünmeye başlarsın, o doymak bilmeyen nefsini doyurmak için yediğin naneleri hatırlar ve daha çok düşünürsün, düşünürsün…
Ama iş işten geçmiş, hem bu dünyanı hem de öbür dünyanı yakıp yıkmışsın demektir…
Umuyorum ki kendinizi bir belediye başkanı olarak düşündüğünüzde ya da has-bel kader bir belediye başkanı olursanız siz kendinizi böyle rezil işlerden koruyup gözetin…
Yukarıda yazdım ya “-Mesela bir belediye başkanı olduğunuzu düşünün!!!” diye…
Ben bana bedavadan belediye başkanlığı verseler “al kardeşim sana belediye başkanlığı koltuğu, bundan sonra sen bir belediye başkanısın” deseler bile bunu elimin tersiyle iter, mümkün olduğu kadar uzağa kaçarım…
YA SİZ?
Kalın Sağlıcakla…