Son dönemde dağılma sürecine giren Avrupa Birliği denen köhne Hristiyan topluluğunu bilmeyen neredeyse yoktur.

İngiltere’nin de aralarından ayrılmasıyla birlikte dağılma süreci daha da hızlanan ve özellikle pandemi günlerinde birbirlerinin cerrahi maskelerine dahi çöken ve kendilerine birlik adını veren bu köhne topluluğun kıçıkırık bir ülkesi var…

Bu ülke, nüfusu sadece 613 bin 894 olan ve kırık kıçını o köhne topluluğa bağlamış, o köhne topluluk olmasa açlıktan ölecek kadar zayıf ve Türkiye’nin sadece bir kasabası kadar nüfusu olan Lüksemburg…

Aslında bugün yazımda Kurban Bayramına değinecek, Kurban ve Kurban Bayramının öneminden falan bahsedecektim.

Fakat, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn isimli zatın dünyada ırkçılık ile bütünleşmiş, İkinci Dünya Savaşı yıllarında 6 Milyondan fazla insanı katletmiş ve hali hazırda topraklarında yaşayan yabancıları zaman zaman katledilmesine göz yuman meşhur Almanya’nın,  Die Welt gazetesine verdiği demeci okuyunca sinirlerim bozuldu.

Bakınız bu ucube Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn isimli zat Türkiye’nin ab üyeliği için nasıl bir açıklama yapmış;

• Türkiye’nin gelecek 15 ile 20 yılda Avrupa Birliği’ne girmesinin hiçbir şekilde mümkün olmadığı kanısındayım…
• Türkiye’de ağırlaşan insan hakları ihlalleri, Türkiye’nin olası bir AB üyeliği konusunda düşünmemizi ve hatta aklımızın bir yerinde tutmamızı dahi engelledi.
• Türk Hükümeti’nin tutumu, Avrupa değerlerine uygun değil.
• 2005 yılından beri devam eden Türkiye ile AB müzakere sürecinin tamamen bitirilmemesi gerekiyor.
• Türkiye’de geçtiğimiz yıl 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin ülkede büyük bir demokratik hareket var. Bu insanlara destek olmalıyız.

İşte ucube bakanın açıklamalarının satır başları bunlar…

Aç tavuk kendisini darı ambarında zannedermiş misali üç kuruşluk nüfusuyla Türkiye’ye ahkam kesme cesaretini kendisinde bulan bu ucube bakanın saçma sapan açıklamalarıyla ilgili şahsen söylemek istediğim o kadar çok şey var ki ama bunları buradan dile getirmek istemiyorum…

AB denen Hristiyan kulübü artık son demlerini yaşamakta ve çok kısa bir zaman sonra kuvvetle muhtemel tarihin karanlık sayfalarında yerini alacağı ve hak ettiği siyasi çöplüğe gideceği kesin ve net…