2025 yılının ortasına doğru ilerlerken, Türkiye ekonomisinin en çok konuşulan başlıklarından biri yeniden gündeme geliyor: Asgari ücrete ara zam yapılacak mı? Milyonlarca çalışanın geçimini doğrudan ilgilendiren bu soru, sadece bireylerin değil, işverenlerin ve karar alıcıların da yakından takip ettiği bir mesele.

OCAK 2025 ZAMMI NE KADARDI?

Bilindiği üzere 2025 yılının başında net asgari ücret 17.002 TL’den 21.000 TL civarına yükseltildi. Bu artış, resmi verilere göre yüzde 23-24 bandında bir artış anlamına geliyor. Ancak yılın ilk beş ayında hem gıda fiyatlarında hem de kiralarda ciddi artışlar yaşandı. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık enflasyon oranı yüzde 69 civarında. Bağımsız araştırma kuruluşları ise bu oranı yüzde 100’ün üzerinde hesaplıyor.

Kısacası, yılbaşında yapılan zammın, hızla yükselen hayat pahalılığı karşısında etkisini kaybettiğini söylemek mümkün.

GEÇMİŞ YILLARDA NE OLMUŞTU?

Geçmiş yıllarda, asgari ücrete yılda iki kez zam yapılmıştı. Bu zamlar, yüksek enflasyonun etkilerini dengelemek amacıyla hayata geçirilmişti. Ancak 2025’in başında ekonomi yönetimi, bu yıl tek zam yapılacağını, yıl içinde yeni bir artış planlanmadığını açıklamıştı. Bu açıklama, enflasyonla mücadele stratejisi çerçevesinde yapılmıştı.

Fakat gelinen noktada, hem sendikaların hem de çalışanların artan geçim zorluklarına karşı ara zam talepleri daha yüksek sesle dile getiriliyor.

ARA ZAM EKONOMİYİ NASIL ETKİLER?

Bu soruya verilerle yanıt vermek gerekirse:

Pozitif etkiler:

• Tüketim harcamaları canlanır.

• Asgari ücretlinin alım gücü kısa vadede korunmuş olur.

• Sosyal memnuniyet artar.

Negatif etkiler:

• İşverenlerin maliyeti artar, bu bazı sektörlerde fiyat artışlarına neden olabilir.

• Enflasyonla mücadele süreci sekteye uğrayabilir.

• Küçük işletmeler için finansal baskı artabilir.

Bu nedenle, olası bir ara zam kararının sadece “miktar” değil, etki analizi ile birlikte ele alınması gerekiyor.

ÇÖZÜM SADECE ZAM DEĞİL, DESTEKLEYİCİ ÖNLEMLER

Eğer asgari ücrete bir ara zam yapılacaksa, bu kararın işveren üzerindeki yükünü dengelemek amacıyla bazı destek paketleri de düşünülmelidir. Örneğin; SGK prim indirimi, vergi desteği ya da enerji teşvikleri gibi uygulamalar, hem çalışanı hem de işvereni koruyacak adımlar olabilir.

BELİRSİZLİK DEVAM EDİYOR AMA BEKLENTİ GÜÇLÜ

Bugün itibariyle resmi bir açıklama yapılmış değil. Ancak elimizdeki veriler, çalışan kesimin yılın ikinci yarısında bir düzenlemeye ihtiyaç duyduğunu net bir şekilde gösteriyor. Zam kararı gelir mi bilinmez ama beklenti her geçen gün biraz daha büyüyor.

Unutulmamalı ki asgari ücret sadece bir maaş değil, aynı zamanda toplumun refah düzeyinin, adalet duygusunun ve ekonomik dayanışmanın sembolüdür.