Adalet Komisyonunda, barolara ilişkin kanun teklifi görüşmeleri devam etti « İzmit Pusula Gazetesi

19 Nisan 2024 - 14:10

Adalet Komisyonunda, barolara ilişkin kanun teklifi görüşmeleri devam etti

Adalet Komisyonunda, barolara ilişkin kanun teklifi görüşmeleri devam etti
Son Güncelleme :

05 Temmuz 2020 - 2:08

Komisyon, Başkanvekili ve AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç başkanlığında toplandı.

Kovid-19 tedbirleri kapsamında, daha geniş alana sahip TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda, teklifin maddeleri üzerinde konuşmalar yapıldı.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Kovid-19 salgınının yaşandığı koşullarda bu çalışmayı yapmanın herkesin sağlık ve yaşam hakkına yönelik doğrudan tehlike arz ettiğini söyledi.

Bu koşullarda teklifin görüşülmesine tepki gösteren Tanrıkulu, “Meslek örgütleri, Türkiye Barolar Birliği ve barolar her zaman iktidarların hedefi olmuştur. Sizin de 18 yıl boyunca hedefiniz oldu. Şimdi Türkiye Barolar Birliği Başkanı ile uyumlu bir görüntü veriyorsunuz ama barolarla değil.” dedi.

Bazı baroların yaptığı açıklamaların kızgınlık ve öfke ile karşılandığını ve ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın barolarla ilgili bir düzenleme yapılması gerektiğini gündeme taşıdığını ifade eden Tanrıkulu, “Anayasa’nın 135. maddesinde tanımlanmış yargının bir parçası olan savunma örgütüyle ilgili olarak bir düzenlemenin kızgınlıkla, öfkeyle ya da intikam duygusuyla ele alınmayacağını ben de sizler de biliyorsunuz.” diye konuştu.

HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun, kanun teklifinde avukatlık mesleği, savunma hakkı ve toplum yararına hiçbir şeyin bulunmadığını ileri sürerek, “Baroların, hükümetin anti demokratik politikalarına karşı etkin muhalefet yürütmesi böyle bir yasa teklifinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.

Çoklu baroya ilişkin düzenlemeyi eleştiren Coşkun, avukatların çoklu baro gibi bir talebinin olmadığını, Türkiye’nin böylesi bir baro sistemine ihtiyacının bulunmadığını, Türkiye’nin ihtiyacının yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı olduğunu belirtti.

İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel ise teklifte avukatlara maddi ve manevi anlamda menfaat sağlayan bir maddenin olmadığını dile getirerek, “Avukatların problemi baroyla ilgili değil. Avukatların meslekle, ekonomiyle, mesleğin onuruyla ilgili dünya kadar problemi var.” dedi.

Avukatların yaşadığı sorunları anlatan Erel, baroların sesine kulak verilmesini istedi.

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, dünya gündemi koronavirüs ve ekonomiye kilitlenmişken baroları parçalamanın sırası olmadığını söyledi. Bankoğlu, “Barolara neşter atma çabanız ve tüm amacınız sistemi kargaşa içine sokmaktır. Her şeyin ayarlarıyla oynadınız, liyakatı bitirdiniz. Ayarlarını FETÖ ile bozduğunuz adalet sistemini bütünüyle çökertip uydunuz haline getirmeye çalışıyorsunuz.” dedi.

Çoklu baronun FETÖ projesi olduğunu ileri süren Bankoğlu, “Bunu yalnızca biz de söylemiyoruz, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da söylemiş. Hedefiniz örgütlü ve muhalif sesleri susturmak.” ifadesini kullandı.

CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya, Kovid-19 salgınının yaşandığı bir dönemden geçildiğine işaret ederek, bir hekim olarak bu şartlar altında görüşmelerin sürdürülmesinin sıkıntılı olduğunu belirtti.

AK Parti ve MHP sıralarını işaret ederek, “Burası kalabalık, orası sakin düşünüyor olabilirsiniz. 27 saattir buradayız. Bu virüsü 15-20 dakikadan sonra buradaki herkes bulaştırabilir. Bence gelin bu yasayı çekelim, buradan hep beraber hızlıca kaçıp gidelim.” dedi.

Bunun üzerine Adalet Komisyonu Başkanvekili Yılmaz Tunç, Yılmazkaya’ya “Daha kolayı var, teklifi daha hızlı geçirelim.” karşılığını verdi.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, çoklu baroyu Türkiye’nin gündemine FETÖ’nün getirdiğini, şu anda bunun yeniden güncellenerek gündeme getirildiğini öne sürdü.

“Paralel baro ile baroların bölünüp parçalanmasının hiç kimsenin yararına olmayacağını” savunan Demirtaş, “FETÖ’nün hedefi zaten buydu. Bu şekilde FETÖ’ye hizmet ediyorsunuz. Bugün şunu görüyorum, karşımda, AK Parti sıralarında sanki FETÖ’nün ruhu dolaşıyor. Bunu kabul etmiyorum.” dedi.

Demirtaş, baroları bölmenin “bölücülük” olduğunu iddia etti.

Bunun üzerine MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, söz alarak Demirtaş’ın sözlerine tepki gösterdi.

Bülbül, MHP’nin yalnızca bu meselelerde değil, dünyaya bakış açısı noktasında, Türkiye’yi yorumlayışında, Türk milletine bakış açısında herhangi bir sıkıntının olmadığını, barolarla ilgili teklifin de MHP’nin geçmişten bugüne ortaya koyduğu siyasetle tutarlı olduğunu belirtti.

Bülbül, “MHP’ye ve bu teklife yönelik ifadelerde bulunan karşımızdaki cephenin içeriğinin, mahiyetinin ne olduğuna baktığımızda MHP’nin, doğru bir işin içinde olduğunu gayet iyi anlıyoruz. Bizi, FETÖ’nün bir kanun teklifini buraya veriyormuş gibi konuşanlar, bu iradeye FETÖ’nün karıştığını ispat etmek zorundasınız. Bunu ispat edemiyorsan müfterisin.” diye konuştu.

Bülbül, AK Parti ile beraber ortaya koydukları teklife, “FETÖ’nün hazırladığı teklif”, “FETÖ’nün işini görüyorsunuz” şeklindeki ifadelerin kabul edilemeyeceğini kaydetti.

Bülbül’ün konuşmasının ardından Bülbül ile CHP milletvekilleri arasında kısa süreli tartışma yaşandı.

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan da barolara ilişkin kanun teklifinin, “FETÖ teklifi olduğu” yönündeki ithamları haksız bulduğunu vurgulayarak, “FETÖ ruhunun, 15 Temmuz sonrasındaki muazzam mücadelemizde nerede olduğu, nerede olmadığı herkesin zaten malumu. Kime karşı olduğu, olmadığı herkesin gündeminde. DHKP-C’nin kim karşısında, kim hedefinde değil herkesin gündeminde. Böyle afaki, delilsiz, ispatsız konuları söylemeyi doğru bulmuyorum. Ben de bu ithamların ispat edilmediği zaman sizin üzerinizde büyük bir bühtan olarak kalacağını düşünüyorum.” diye konuştu.

Bazı milletvekillerinin konuşurken çok ağır ithamlarda bulunabildiğine, hakarete, tehdide varan ifadeler kullanabildiğine değinen Turan, “Arkadaşlarımızdan en ufak bir şerh geldiği zaman bağırmaya başlıyorlar.” dedi.

Eleştirilere sabretmeye çalıştıklarını ancak teklif sahiplerinden kim ağzını açıyorsa benzer tepkiyle karşılaştıklarını belirten Turan, “Bu, komisyonun adabına, usulüne uygun değil. Sizin bir iddianıza ‘Hayır, böyle değil.’ dediğimiz zaman büyük bir reaksiyon göstermenin kimseye faydası yok.” değerlendirmesini yaptı.

Düzenlemeye ilişkin “sarayın talimatı”, “sarayın içindeki”, “saraydaki kişi” ifadelerinin rahatsız edici olduğunu vurgulayan Turan, şöyle devam etti:

“Saray dediğiniz bu milletin evi. 20 yıldan beri milletin önüne sayısız defa gitmiş, onay almış, gelmiş bir ekibin çalışması. ‘Saraydaki kişi’ dediğiniz bizim Genel Başkanımız. İster inanın ister inanmayın, bu kanun teklifini Genel Merkezimiz, avukatlarımız, MHP’deki avukat arkadaşlarımız, bizim avukat arkadaşlarımız beraber çalıştık. Barolardan fikir aldık. Bu çalışmayı yaptık, şerefle gururla Genel Başkana sunduk. Tabii ki sunacağız. Israrla ‘Baroları bölüyorsunuz.’ diyorlar. Önümüzde ‘baroları zorla bölmek’ diye bir metin yok. Terminolojiyi iyi kullanın. Örgütlenme hürriyetinin gereği olarak baroların da birden fazla olmasına imkan veriliyor. İmkan başka, zorunluluk başka bir şey.”

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise MHP’li Bülbül’ün fazla sertleştiğini belirterek, “CHP’de bu ülkenin üniter yapısıyla sorunlu tek kişi yoktur. Federatif sistem savunan kimse yoktur. ‘Self determinasyon’ diyerek bölücülük yapan kimse yoktur. Hele hele PKK’ya terör örgütü diyemeyen kimse yoktur. DHKP-C’yi kutsayan kimse yoktur.” dedi.

Özel, FETÖ’nün 2012’de aynı kanun teklifini getirdiğini, bunu talep ettiğini savunarak, o zaman nasıl karşı çıkıldığına ve bugün aynı projeye nasıl sahip çıkıldığına ilişkin siyasi bir eleştirinin başka yere çekildiğini vurguladı.

Baro başkanlarının Meclise alınmamasına ilişkin süreçte yaşananlara değinen Özel, şunları söyledi:

“İçeriye yalnızca konuşacaklar girecek, diğerleri girmesin.’ dendi. Ben de baro başkanlarına, ‘Kayıt altında hepinizi bir salona alamıyorlar. Size Ala Restoranı teklif ediyorlar. Diğerleri gelsin konuşsun’ dedim. ‘Hangisi Anadolu’da bir baronun kapısında kalmış da biz kapıda kalıyoruz.’ deyince inanın sizin adınıza ben cevap veremez hale geldim.”

YORUM YAP